Yapılan araştırmalar bazı besinlerin birlikte tüketilmesinin daha yararlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu besinlere birkaç örnek verilebilir.

YUMURTA VE YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER

Her beş kadından birinde görülen demir eksikliğine bağlı anemi (kansızlık) beslenme programlarında demirin besinsel kaynaklarına olan ilgiyi artırıyor. Vücut için biyoyararlığı artıracak nitelikte küçük değişiklikler emilimin artmasına yardımcı olabilir. Yumurta kaliteli bir protein kaynağı olmakla birlikte demir mineralinden de zengin bir besindir. Maydanoz, roka, tere, nane, biber gibi C vitamininden zengin sebzelerle birlikte tüketildiğinde vücut için kullanım oranı artar. Kırmızı et demirin en iyi kaynağı olmakla birlikte yine yeşil yapraklı sebzelerden oluşan bir salata ile tüketildiğinde biyoyoararlılığı artar. Kurubaklagiller demirin bitkisel kaynaklarıdır ve vücut için kullanım aşamasında kırmızı ve turuncu biber gibi yoğun C vitamini kaynaklarıyla tüketilmesi vücuda yarar sağlayıcı niteliktedir.

DOMATES VE ZEYTİNYAĞI

Likopen kuvvetli bir antioksidan olup domateste fazlasıyla bulunmaktadır. Likopenin vücutta kullanımını artırmak adına zeytinyağı ilavesinde bulunulabilir ve likopenin emilebilirliği artırılabilir. Bununla birlikte domates, havuç, kırmızı biber gibi kuvvetli keratinoidlerin zeytinyağı ile birlikte tüketiliyor olması da emilebilirliği artırmakla birlikte yapılan çalışmalarda kalp sağlığını desteklediği ortaya konulmuştur.

ISPANAK VE AVOKADO

Gözlerimiz günlük aktivitelerimizde en çok ihtiyaç duyduğumuz organımız. Fakat ilerleyen yaş ile beraber göz sağlığımız bozulabiliyor. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres, genel kirlilik, göz sağlığımızı tehdit ediyor. Ispanak; gözlerimiz için koruyucu olarak görev yapan lutein ve A vitamini kaynağıdır. Özellikle C, E vitamini ve lutein göz sağlığı için önemlidir.

Avokado antioksidan vitaminler olarak bilinen A, C ve E vitaminlerince oldukça zengindir. Ayrıca avokado, lutein ve A vitamininin emilirliğini arttıran sağlıklı yağları da içerir. Haşlanmış ıspanak salatanızın üzerine zeytinyağı yerine avokado ekleyebilirsiniz ya da ıspanak ve avokadoyu püre haline getirip, et yemeklerinizin yanına sos olarak kullanabilirsiniz.

YOĞURT VE KETEN TOHUMU

Bağırsaklarımız 400’den fazla bakteriye ev sahipliği yapıyor. Bazıları dost, bazıları ise değil, eğer kötüler, iyilere göre sayıca daha fazla olursa sindirim yavaşlar. Yoğurt, probiyotik içeriği ile bağırsaklara dosttur ve sindirim sistemini rahatlatır. Probiyotikler yaşamak ve bunu sürdürmek için prebiyotiklere ihtiyaç duyarlar.

Keten tohumu ise Omega 3 kaynağı olmasının yanı sıra yoğurt ile beraber tüketildiğinde sindirim sistemini düzene sokmaktadır. Öğütülmüş keten tohumunun sindirimi çok daha kolaydır. Probiyotik yoğurdunuzun üzerine 1 çay kaşığı ekleyebilir ya da meyveli yoğurtlara, keten tohumuyla zenginleştirilmiş müsli ilave edip tüketebilirsiniz.

YULAF VE ELMA

Yulaf kepeğinin yapısında betaglukan isimli suda çözünebilen bir lif bulunur. Betaglukan; kolesterolün dengelenmesinde olumlu etkilere sahiptir. Böylece kalp krizi riskini azaltmaya da yardımcıdır. Elma ise içindeki pektin maddesi ile kötü kolesterolü (LDL)’yi düşürürken, iyi kolesterol (HDL) oranını yükseltir. Yapılan çalışmalara göre günde 2 adet orta büyüklükte elma yemek, kolesterol seviyesini yaklaşık % 16 oranında düşürmektedir. Elma ayrıca antioksidan için de mükemmel bir kaynaktır.Kahvaltınızdan başlayarak kalp sağlığınızı desteklemek için; yulaf ezmesi üzerine elmaları küçük parçalar halinde doğrayabilir ve süt ilave edebilirsiniz ya da yulaf, süt ve elma püresini pişirerek üzerine tarçın ilave edip farklı bir kahvaltı da yaratabilirsiniz.