Bazı insanlar vardır hani. Onlar, diğerlerinden çok farklıdır. İnsanoğlu doğar, yaşar, ölür. Bazı insanlar, sanki dünyaya diğer insanlar için gelmişlerdir. Onların ellerinde en çorak topraklar, ürün verir. Bükülmez eğilmez demirler bükülür eğilir. Asırlardır köşede unutulan bir makine çalışmaya başlar. Makina sesi, insan sesine karışır. O adamların sesi duyulur uzaklardan; gümbür gümbür makine seslerine karışır sesleri. Karanlık bir gecede nasırlı eller birleşir. Çok uzaklarda acıların ve adaletsizliğin yankısı; çocuk, kadın, erkek; işçi, köylü, esnaf… Sesine karışır. Bakarsın bir zamanlar yalnız ve çaresizken, adaletsizlik sana gözünü dikmiş, seni öldürürken, umut bitmişken biri çıkar sana kocaman bir yürek olur. İşte o zaman devlerin değil, yüreği dev olanların yüreklerinin büyük olduğunu anlarsın.
Kendini dev zannedenlerin ülkesinde nice gerçek devler de vardır: Bu devlerden biri Kani Beko. Yıllardır DİSK’in genel başkanlığını yaptığı süre içinde nerede bir hak alma mücadelesi varsa biz onu orada gördük. Tekel direnişinde, Sümerbank ve şeker fabrikalarının satışına karşı mücadelede tanıdık biz onu. Bu dev yürekli adam demokrasi mücadelesini bir an olsun bırakmadı. DİSK’in genel başkan koltuğunu bırakarak bu dönem yine işçilerin, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin sesi, soluğu olmak için koltuğunu bırakıp alanlarda mücadele etmek için CHP’den milletvekili aday adayı oldu. Çok da iyi yapmış bu dev yürekli adam. Meclisimizde artık işçilerle yıllarca aynı havayı teneffüs etmiş birinin olması ne güzel. Desenize artık meclis koridorlarında işçilerin o gümbür gümbür sesini de duyacağız. Yıllarca susturulmaya çalışılan işçi sesini; yeniden ama daha güçlü çalışmaya başlayan makinalar gibi duyacağız. O sesler bize yıllardır unutturulmaya, baskıyla yok edilmeye çalışılan hakları, mücadeleleri, adaleti ve demokrasiyi hatırlatacak.
Neler görmedik, göreceğiz…
Bir korku masalının sonunda,
Eskiden, ama çok eskiden
Cücelerin devleştiği bir ülkede,
Dev yürekli adamların
Güneşi içen yüreklerini gördük.
Kolay değildir dev olmak... Kolay değildir lastikçi Kani Beko’nun Disk Genel Başkanlığına yükselişi. Bedeller ödeyerek o dev yüreğini büyütmesi. Kendini dev zannedenlerin ülkesinde, ülkeyi cehenneme çevirenler varken ve yıllarca tek adam rejimini dayatanlara, inat şimdiye kadar 1404 kitap okumuş Kani Beko. Kendini dev zannedenler; gazetecileri, bilimadamlarını, aydınları cezaevlerine doldurduklarında aslında bize de çok iyilik yaptılar. İşte biz o zaman devlerin değil, yüreği dev olanların yüreklerinin daha büyük olduğunu anladık. Şimdi herkese bu anlamda çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. 25 Haziran sabahı aydınlık bir güne uyanabilmek için, özgür kalemlerin alınteriyle buluştuğu aydınlık bir güne uyanmak için haydi sandık başına…