Taşı tam gediğine oturttu, diye bir deyim vardır, bugünlerde bu deyimi Sayın Kılıçdaroğlu için kullansak yeridir. 15 yıllık AKP iktidarında adalet diye bas bas bağırmayan kaç kişi kaldı bu ülkede?
Başbakan Binali Yıldırım ise adalet mitingi yapılacakken basına bu miting, yapılırken oraya giden birçok kişinin AKP’nin yaptıklarını görebilme şansına sahip olacaklarını söyledi. Olayın başbakan tarafından bu kadar hafife alınması ne kadar üzücü...
Dizlerimin üzerinde yaşamaktansa, ölmeyi tercih ederim, diyordu Che Guevera. Diz çökmeyenler bu ülkede, adalet istiyorlar! Ve bir dev yürekli adam, km.lerce yolu o diz çöken ve ruhunu satanların önüne koyduğu taşlara, dikenlere aldırmadan yürüyor. Adaletin tertemiz yüzü oluyor bu ülkede.
Maltepe Mitingi, kaç kişi katılmış katılmamış, diye kim ne derse desin tarihe altın harflerle adını çoktan yazdırdı. Yıllar sonra yakın tarihimizdeki bir Erzurum, Sivas Kongresi gibi gelecek nesiller tarafından okunacak. Hani bizler tarih kitaplarında bunları okuyup gururlanırdık ve Ata’mızı ve arkadaşlarını sevgiyle anardık ya, bu mitingi ve mimarlarını da gelecek nesiller böyle anacaklar, onlara minnettar kalacaklar.
Saray ve çevresi, bu serzenişe kulaklarını tıkasa de adalet yok, diyoruz Adalet! Bunun aksine ülkemizi yönetenler her şeyin yolunda gittiğini söylüyorlar!
Devletçilik demek yol, park yapma, belediyecilik değildir sadece. Mutlu ve geleceklerinden emin bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplum şartlarını oluşturabiliyorsan sen gerçek bir devlet büyüğüsün, demektir.
Türkiye Cumhuriyeti, bir mahalle maçının oynandığı bir saha değil. Benim cebimde çocuğuma bir gevrek alacak bile param yoksa bana ne yaptığınız yollardan. Ben geleceğimden endişe duyuyorsam, bana ne sizin yalanlarınızdan! Kaç fakir doyar, kaç çocuk okur, kaç hasta iyileşir, kaç kişi daha insanca yaşamaya başlar siz adaleti sağlarsanız.
Bu ülkenin şeref, onur tahtı TBMM, namussuzlarca bombalandı. O taht kuruluncaya kadar binlerce can gitti, tarifsiz acılar yaşandı. Benim, bizim, hepimizin iradesi yok edilmeye çalışıldı. Hepimiz üzgünüz, hepimiz kızgınız. Bu kendini bilmez ahmaklar kimdir ki bunu yapma gücünü kendilerinde bulabildiler? Biz bir mahalleden bahsetmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nden bahsediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Maltepe mitinginde okuduğu manifestonun birinci maddesi olan: “15 Temmuz darbesinde 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.” maddesini o susadığımız adalet için istiyoruz. FETÖ’cülere yapılan tüm uygulamaların bu ülkenin yüreğinde açılan yaralar için siyasi ayağına da yapılmasını istiyoruz. Yapılsın ki adalet sağlansın!
Dedik ya Türkiye Cumhuriyeti bir mahalle biz de o mahallenin hiçbir şeyden haberi olmaya saf çocukları değiliz. Olağanüstü hal, adı altında yasama, yürütme, yargı tek adamın eline verildiğinden beri ülkemde adalet kalmamıştır. Benim adıma, benim seçmediklerimin olağanüstü hal kararnameleriyle kanun çıkartması ve bu kanunların uygulama zeminlerini korku ve dayatmaya bağlı olarak belirlemeleri adalet midir? Bir futbol maçında bile eşitlik olsun diye devrelerde kaleler değişiyor. Bunu da neden söyledim, şimdi: Bir sabah uyanmışız, bir bakmışız ki kanun hükmünde kararnamelerle bir kişi çıkacak ve artık ülkemde maçlar kaleler değişmeden doksan dakika tamamlanmış olacak. Bu kadar tuhaflıklar yumağında olur mu olur! Kılıçdaroğlu’nun verdiği kuvvet ve inançla artık diyoruz ki: Kalelerin de hakemlerin de değişme zamanı gelmiştir.
Aslında yüreklerimizin tercümanı olmuştur bu miting. Bütün dünyada adalet uğruna atılan bu adımdan övgüyle bahsedilmesi bunun en büyük göstergesidir. Demokrasi var, diyorsunuz yargı bağımsız değil, gayrimeşru mühürsüz bir seçimle anayasamız değiştiriliyor; düşünce özgürlüğü var diyorsunuz gazetecilerimiz, milletvekillerimiz hapiste; akademisyenlerimiz sürgünde. Kadın haklarını önündeki engeller, laikliğe saldırılar… Adalet bunun neresinde? Adaletin önüne çoktan taş koydular, Kılıçdaroğlu da o taşı alıp gediğine oturttu, mesele aslında bundan ibaret!
Şimdiler de ise15 Temmuz Anma etkinlikleri olacak. Bu anma etkinliklerine Sayın Kılıçdaroğlu, adalet istedi, diye çağrılmıyor. Bu mitingin birilerine rahatsızlık verdiği çok açık… Bu da taşın gediğine oturduğunun en açık göstergesidir. Bu da nehrin yatağının artık değiştiği ve eskisi gibi akmayacağını kesin olarak göstermiyor mu? Artık demokratik, laik, bir hukuk devletinin mensubu olmak ve adaletin nehirlerinden kana kana adaleti içmek çok güzel olacak!