Hadi “doğma/büyüme İzmirliyim” cümlesini kuramasam da 4 yaşımdan itibaren 40 yıllık İzmirliyim, bizim mahallenin seveceği haliyle söyleyeyim: Karşıyakalıyım. 17 yaşında üniversite öğrencisi olarak ayrıldığım İzmirim’e geçen yıl döndüm. “Gurbetteki” her İzmirli gibi benim de hayalim bir gün İzmir’e dönmekti. Planladığımdan daha erken olsa da yine bu topraklarda yaşıyorum. Bazen çocukluğumun dehlizlerine sızıp bazen ilk gençliğimin melankolisi ile dolaşıyorum bu kentin sokaklarında. İzmir ile dayanışmayı, İzmirliler için gönüllü olmayı bir çeşit “borç ödeme” gibi görüyorum.
İzmir dışında yaşayan İzmirlilerin ortak bazı reflekslerine tanık oldum bu 25 yıl içinde. Birincisi, çok beğendikleri bir uygulama/işletme/yemek/müzik/sanat eseri vs gördüklerinde hep ‘’İzmir’e ne çok yakışır!’’ refleksidir. Diğeri de içinde İzmir ile karşılaştırma gerektiren herhangi bir soru cümlesine ‘’Tabi ki İzmir!’’ diye yanıt vermektir. Diaspora İzmirlileri bu ortak reflekslerle birbirini kolayca tanıyabilir. Artık karikatürize edilmiş gevrek, çiğdem, boyoz, domattan bahsetmiyorum.
İzmir’de olan biten her şeye çok meraklıdır en az İzmir’de yaşayan ailesi, arkadaşları ve akrabaları kadar. İzmir’in seçim sonuçlarıyla gururlanırlar kaybedilen seçimlerden sonra. Solun ve demokrasinin kalesi yine korunmuştur İzmir’de. Bir çeşit teselli bulunur hep.
İzmir’e çok benzeyen yerlerde yaşamayı tercih ederler. Düzayak, vapura yakın, pazarı çarşının içinde semtler ilk tercihtir. Beşiktaş’ta yıllarca yaşamayı seçme nedenimin İzmir’e ve özellikle Karşıyaka’ya (sosyal, kültürel, siyasal ve coğrafik olarak) çok benziyor olmasını sık sık dile getirmişimdir.
Gelelim bu kadar İzmir özlemi ve sevgisinin nereden doğduğuna durup dururken?
İzmir, geçtiğimiz günlerde bir yarışmada finalist şehirler arasına girdi. WWF’in “We Love Cities” yarışmasında finalde mücadele etmeye hak kazandı. Bu oylamada, dünyada 27 ülkeden 58 şehir yarışıyor ve finalde en fazla oyu alan finalist “en sevilen kent’’ seçilecek.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehirdeki karbon salımının azaltılması, doğa ile uyumlu ulaşım stratejisi gibi sürdürebilir çevre politikalarıyla bu oylamada en sevilen kent olmak için #weloveizmir etiketi ve WFF’in adına açtığı site üzerinden en sevilen kent oylamasına dahil oldu. 11 Ekim’de sona erecek oylamada, Los Angeles, Paris, Londra ve New Mexico City gibi küresel şehirler de yer alıyor. 58 şehrin boy gösterdiği yarışmada, tüm sosyal mecralarda yapılan #welove.. etiketi ve içeriğin altındaki her etkileşim oy olarak sayılıyor. İzmir de yarışmaya #weloveizmir etiketiyle katılıyor. Her hesabın gün içindeki #weloveizmir etiketli ilk paylaşımı oylamaya dahil ediliyor.
Şimdi yazının giriş kısmıyla ilişkilendiriyorum bu bilgiyi. Özellikle İzmir hasretiyle yaşayan İzmirlileri bu yarışmanın bir katılımcısı olmaya davet ediyorum. Yılardır uzağında olduğunuz kentin her olayı, seçimi, gündemiyle bu kadar yakından ilgilenen İzmir sevdalıları, eş/dost/komşuları da bu işin içine katarak İzmir’e hak ettiği bir gururu yaşatalım. İzmir’de yaşayan 4.5 milyon insan için burası zaten ‘’en sevilen kent’’. İzmir dışında yaşayan İzmirliler için ise bir gün mutlaka dönülecek olan en güzel şehir. Şimdi bunu bu ödülle taçlandırmak için bir fırsat çıktı karşımıza. Karşıyakalısı ile Göztepelisi ile Altaylısı ile… AKPlisi ile CHPlisi ile İyi Partilisi ile… Kadını, genci, emeklisi ile… Mardinli, Erzurumlu, Muğlalı olmamıza karşın ‘’İzmirli’’ ortak paydasında yaşayan herkesi bu işin bir parçası olmaya çağırıyorum. Bu unvan en çok İzmir’e yakışacak…
WWF tarafından İzmir için hazırlanan sayfa için : https://welovecities.org/tr/izmir/