İlk tur olmadı diye enseyi karartacak değiliz elbet! Hızlıca toparlanıp 28 Mayıs’a bakıyoruz hep birlikte. Bunu yaparken de 14 Mayıs’tan bize fener tutmasını rica ediyoruz ki önümüzü daha iyi görelim. Malum gece! Malum karanlık!
Tarihimizde daha önce ‘’zorunlu’’ olarak deneyimlediğimiz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri hariç, 2 turlu seçim yok! Dolayısıyla, 2023’ten 2019’a da bir pencere açmak, 2019’da 31 Mart ve 23 Haziran’da neler olmuştu diye bir hatırlamakta fayda var.
31 Mart 2019’da tüm ülkede olduğu gibi İstanbul’da da belediye meclisleri ve başkanlıkları için sandığa gittik. İlçe belediye başkanlıkları ve muhtarları saymazsak, 14 Mayıs’ta yaptığımıza benzer bir mantıkla meclisleri ve o ilin belediyesini yönetecek başkanı seçtik. Cumhur İttifakı (AKP, MHP ve BBP) Binali Yıldırım’ı, Millet İttifakı (CHP ve İyi Parti) ile ‘’dışardan’’ HDP’nin adayı ise Ekrem İmamoğlu idi. 31 Mart’ta beklendiği gibi AKP, MHP ve BBP belediye meclislerinde kendi partilerine oy verirken, başkanlıkta da Binali Bey’i oyladı. İmamoğlu için ise CHP, İyi Parti ve HDP’nin seçmenleri blok olarak oy kullanırken, diğer parti seçmenleri (SP, DSP, BTP, DP, TKP ve Vatan Partisi) yarı yarıya kendi adaylarına oy verirken diğer yarısı İmamoğlu lehine oy kullandı. Sonuç: Sadece 13 bin oy farkıyla Ekrem Bey başkan seçilmeyi hak etmişken 6 Mayıs’ta YSK, bu seçimlerin geçersiz olduğuna hükmetti ve 23 Haziran için yenileme kararı verdi.
23 Haziran’da İmamoğlu oyunu 4 milyon 170 bin’den 4 milyon 740 bin’e çıkarıp 570 bin yükseltti. Yıldırım ise ilk tura göre 215 bin oy azalttı kendi oyunu. Geldik zurnanın zırt dediği yere. 570 bin seçmen kimdi?
***
Bu artan 570 bin oyun 215 bin’i yani %38’i Binali Bey’e oy vermişken, 23 Haziran’da fikrini değiştirip Ekrem Bey’e oy vermişti. Bu birinci grup, muhtemeldir ki Osman Öcalan’ın TRT’de yayınlanan mektubu ve Ekrem Bey’e haksızlık yapıldığını düşünen seçmen vicdanı bu kararı vermişti. Bu pencereden günümüze bakarsak, Tayyip Erdoğan’a 14 Mayıs’ta oy vermiş ve Kemal Kılıçdaroğlu lehine bu tutumunu değiştirecek seçmen olur mu? Sanmam! Zira AKP kendi seçmenini polarize ederek bir arada tutmayı ve hatta kendi seçmeni dışında %14-15’lik diğer parti seçmenlerinin de desteğini sağladı geçtiğimiz Pazar.
İkinci grup artış ‘’yeni seçmen’’ dediğimiz gruptan geldi. Yaklaşık 215 bin kadar. Yani artan oyun %38’i de 31 Mart’ta sandığa gitmeyen ama 23 Haziran’da gidip Ekrem Bey’e oy veren kitleydi. Gelelim onların kim olduğunu anlamaya:
*BBC News Türkçe’de 10 Haziran 2019’da yayınlanan Mahmut Hamsici’nin haberine göre Referandum’da yaptığı tercihe göre sandığa gitmeyen 400 bin ‘’Hayır’’cı olduğu; bunun tahminen en az 130 bin CHP'li, 45 bin İYİ Partili, 145 bin HDP'li ve 50 bin MHP'li referandumda Hayır oyu kullanmasına ve 24 Haziran'da partilerini desteklemesine rağmen 31 Mart'ta sandığa gitmediği anlatılıyor. İşte bu ‘’hayır’’cı kitle, 23 Haziran’da yani seçimin ikinci turunda motive olarak sandığa gitmiş olabilir.
Aynı habere göre, 31 Mart’ta, gelir düzeyi yüksek yerlerde ve CHP tabanında katılım düşük. 31 Mart'ta İstanbul'da sandığa katılım oranının en düşük olduğu 10 ilçe arasında, CHP'nin en önemli kaleleri de yer alıyor. Şişli, Beşiktaş, Adalar ve Bakırköy listede yer alan ilçelerden. Ayrıca AKP'nin kazandığı ilçelerin, yüksek CHP seçmeni potansiyeline sahip bazı bölgelerinde katılım oranının düşüklüğü de yaşandı. Beyoğlu'ndaki Gümüşsuyu ve Cihangir bu mahalleler arasında. İkinci grup artışın buralardan gelmiş olması da kuvvetle muhtemel.
Gelelim 14 Mayıs’ta bu sandığa gitmemiş 8 milyon 135 bin seçmene. Bu seçmeni anlamak, mobilize etmek ve kaygılarını gidermek bu seçim için hayati. Seküler, kentli, yüksek gelir grubu gibi gözüken bu seçmeni ikna etmesi daha kolay Kılıçdaroğlu’nun. Çünkü muhtemelen ‘’potansiyel’’ olarak kendi seçmeni. Atatürkçülük’ten uzaklaşma eleştirisi, milliyetçilik ilkesini yeterince benimseyememiş parti izlenimi, Deva ve Gelecek gibi eski AKP’lilerle ittifak kurma ya da HDP’nin ‘’dolaylı’’ desteği bu seçmeni rahatsız etmiş olabilir. CHP’nin milletvekili listelerindeki malum sıkıntılar da önemli bir gerekçe gibi gözüküyor ayrıca. İşte önümüzdeki günlerde bu kitleyi ikna etmek ikinci turu garantilemek için yeterli!
Dönelim yine 2019’a. Ekrem Bey’in oylarını 570 bin arttıran üçüncü grup yani 140 binlik oy artışının nereden geldiğine. O da ilk seçimde başka adaylara oy verdiği halde ikinci seçimde Ekrem İmamoğlu’na oy veren ve artışın %25lik kısmını oluşturan bir seçmenden oluşuyor. Yine o pencereden günümüze bakarsak İnce ve Oğan’a destek vermiş seçmeni Kılıçdaroğlu lehine çevirmek son derece olası. Kaldı ki Millet İttifakı günlerdir buna enerji harcıyor. 2 buçuk milyon civarındaki bu potansiyel de son derece önemli özetle.
***
Gelelim özetin özetine, 2019’da yaptık. 2023’te de yaparız! Hepimize çok iş düşüyor. Sandığa gelmeyenler başta olmak üzere Oğan ve İnce’ye oy vermiş komşularımıza ulaşmak çok kolay. Seçimlere katılım %90'a yakındı. Ve bu kısıtlı sürede 10 kişiden 9'una ulaşmak yerine 10 kişiden 1'ini bulmak çok daha kolay, üstelik sandık listelerinde kimin katıldığı imza ile bu kadar belliyken! CHP ve İyi Parti'nin gençleri ve kadınları bu işi çözer! Çözümü Ankara'da otel buluşmaları ya da genel merkez koridorlarında aramak yerine il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, ev ev, seçmen seçmen ikna etmek muhalefet partilerinin tabanlarının son önemli görevi: Sandığa gitmeyenleri bulup sandığa götürmek!
Üstelik bunu yapmak için CHP Genel Merkezi’nden çok bizlere sorumluluk düşüyor. Çok zor değil.