Onlarrrrr, nihayet aile olmanın da gerçek tanımını keşfetti:
Çocuk = Aile
Çocuksuz= Oda arkadaşı!
Bravo! Yıllardır kafamızı karıştıran o müthiş soruya çözüm buldunuz: "Peki şimdi biz neyiz?”
Artık devletin kutsal aile tanımına uymak için tek yapmanız gereken, en az bir tane "milli üretim" yapmak.
Yoksa siz, evinizdeki kediyle, çiçeklerinizle, hatta karşılıklı sessizlikle mutlu mesut yaşayan bir çiftseniz, maalesef ki resmî olarak aile değil, sadece 'işe yaramaz 2 kişilik serseri takımısınız!’ (Sonuna kadar; yaşasın serserilik!!!)
***
Devletimiz aynı zamanda, vatandaşlarımızı üretkenliğe teşvik etmek için harika bir formül de buldu: "Doğurana 5.000 TL!" Ne güzel değil mi?
Artık çocuk yapmak, devlet destekli bir yatırım projesi…
"Üç çocuk yap, aylık 15 bin TL kazan!" diye reklamlar hazırlansın, belediye otobüslerine yapıştırılsın.
"3 tane doğur, 1’ini devlet okutsun!"
Yakında "Çocuk yapmayanlar, vatan hainidir!" diye bir genelge çıkarsa şaşırmayın.
***
Peki açlık sınırında kıt kanaat geçinen emekliler mi?
Onlar zaten “bitmiş dosya!” Artık ölüme terk ettikleri emeklilerden onlara zırnık yok, bunu biliyorlar.
Gençleri üremeye teşvik edelim, yaşlılar zaten ölüme yürüyor, mantığıyla bu halka ayıp etmeye devam ediyorlar.
Çocuk yoksa hayatın boş, ailen yok sayılır, devlet seni “eksik vatandaş” diye kaydeder! “Üret, çoğal, öde!” diyen bu sistemde, “Düşünmek lüks, itaat şart!”
Her doğan çocuk bir “faizsiz kredi”, her emekli bir “kayıp bütçe kalemi”!
Çocuk istemeyenler; “Vatan haini” …
“Biz üçüz yaptık, devlet baba ödülü nerede?” diye soranlar öncelikli vatandaş…
***
“Baş örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, perdesiz ev ya satılıktır ya kiralık” diyen ‘o malum zihniyet‘ hala ve dimdik ayakta anlayacağınız.