1993 yılında henüz 17 yaşındayken İzmir’den Ankara’ya taşınmıştım. Genç bir ODTÜ’lüydüm. Solcuydum, devrimciydim. AKP ile ilk kez 1994’te tanıştım yerel seçimlerle. Melik Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti. 2002’den beri siz bu saf kötülüğe maruz kalıyorsunuz belki. Ama benim ıstırabım sizden 8 sene önce başladı. Evet. O zamanlar adları AKP değildi ama siyasal İslamcı tayfa o zaman Refah Partisi adıyla girmişti hayatıma. 18 yaşındaydım henüz ve ilk kez oy kullanmıştım. 30 yıldır var yani bu kötücül yönetim benim hayatımda.
Bunların yaptıklarını yazmayacağım uzun uzun. Hemen her bir kötülüklerinden bir ya da birkaç kez bahsetmişimdir. Deprem konusuna da pek girmeden derdimi dökmeye çalışacağım yine satırlara. Çünkü 7.6 şiddetinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerden daha tehlikeli bir olgu var karşımızda: AKP.
Ve tabii ki AKP’nin yarattığı saf kötülük peşinde koşan ve sistemin kendisine benzettiği milyonlarca insan! Nasıl başardılar bunu? Binaların altına market, mobilyacı, fırın açan esnaf misali, Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını bir bir keserek! Bu taşıyıcı kolonlar da cumhuriyetin değerleri ve kurumları elbette. Eğitim, adalet, eşitlik.
***
Yaratılan tayfa da kendileri gibi. Birkaç örnek vereyim. Mesela, sürekli lüks arabalarının içinde ‘’atarlı’’ videolar çeken bir TikTok tayfa var, gurbetçi dediğimiz. Avrupa’da yaşayıp Reis güzellemesi yapıyorlar. Mesela, kendilerine mikrofon tutulunca ‘’100 yıl önce ATA’n ne yaptı’’ diye soran bir ‘’orta yaş abla’’ prototip var. Her şey hakkında fikir sahibi hepsi! Muhalefetten ‘’Güruh’’ diye bahsedip, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyen merdivene tersten binmesini siyasi argüman olarak sunuyorlar. Sonra, ‘’AkTroll’’ tayfa var mesela. Tüm gün Twitter’da ‘’ayar’’ veriyor muhalefete. Ayar dediğime bakmayın. Küfür kafir saydırıyorlar. Çünkü en iyi bildikleri şey hatta tek bildikleri şey küfür etmek.
Bunların bir üst segmenti de var. Bir oyuncuya cevaben ‘’bunlara TRT ekranında yer verenlerde kabahat’’ diye buyurdu ne iş yaptığını bilmediğim bir akıl hocası! TRT’yi babasının televizyonu sanıyor. Ya da ‘’milletin parasını millete verdik’’ diye anlatıyor Merkez Bankası’nın Başkanı olan kişi. Profesör’e cevaben kimse çıkıp bir şey diyemiyor. ‘’Milletin olanı şimdiye kadar kime veriyordunuz?’’ diyebilene aşk olsun.
Not ediyorlar çünkü şu sıralar! Anlamadığım işlerden biri de bu! Ya ortada suç yok, sonradan icat edecekler. Ya da biz ‘’devlet nerede’’ diye sorarken suç işliyoruz ama şimdi cezalandırılma zamanı değil!
Kendileri FETÖ marifetiyle çalınmış sorularla girdikleri sınavlarla kapısından geçmeyi hayal edemeyecekleri üniversitelerde okudular. Şimdi de bu tayfanın üniversite okuyan çocukları türedi. Yeni nesil AKP’liler. Lüks ciplerle gittikleri apartman üniversitelerinde ‘’bilim’’ öğreniyorlar. Depremden sonra üniversiteler online sistemine geçince zil takıp oynadılar resmen. Babaları gibi kolaycılığa alışkın büyümüş bir nesil bunlar da. Veremedikleri sınavları da bu yolla verip inşaat mühendisi, psikolog, hukukçu, öğretmen filan olacaklar. Ne olacaklarının da bir önemi yok nasılsa. 5 maaşlı devlet kadroları onları bekliyor çünkü.
Bitmedi efendim. Mahcup Tayfa var bir de. Etrafınızda mutlaka denk gelmiştir. Kripto AKP’liler. Doğrudan oy vermeseler bile, her olayda AKP güzellemesi yapmayı başarıyorlar. Bu tayfa çokça ‘’siyaset yapmanın zamanı değil’’ ya da ‘’gün birlik beraberlik günü’’ gibi klişelerle konuştular depremden sonra. Mesnetsiz, boş, basmakalıp, ezbere laflar!
10 m’lik çubuklarla deprem oluşturulduğundan bahsedenleri anlatmayacağım bile. Zira gözümde aşı karşıtlığı yapanlar kadar bile kıymetleri yok! Hoş bu iki grubun da birbiriyle örtüşen, kesişen çokça ortak yönü var!
***
Özetle, AKP’de ve onların yetiştirdiği nesillerde ve AKP’nin etrafına konumlanmış kitlelerde kötülüğün, sığlığın, bilimsizliğin sınırı yok! Ballı maaşlarıyla sürdükleri şahane hayatları bitiyor çok kısa süre sonra.
Kahramanmaraş’tan gelmiş bir depremzede aileye yaptığı yeni apartmanda 1 yıl kalmaları için ücretsiz tahsis edecek bir müteahhit tanıdım. Buraya kadar her şey hoş. Ancak sorun şu: Belediye, ruhsat vermiyormuş şimdiye kadar binasına. Gitmiş, başkanla konuşmuş. Ruhsatı ver, depremzedelere açacağım bitmiş inşaatı demiş! Yapacağı iyiliğe bakar mısınız? Şartlı iyilik! Deprem yönetmeliğine aykırı yaptığı binayı, hayırsever iş insanı kisvesiyle ruhsatlandıracak! İlçeyi söylemeyeyim şimdi ki tartışma uzamasın! AKP’nin yarattığı iş insanı/müteahhit de böyle oluyor yani!
***
Deprem 6 Şubat’ta olmadı Ey Dostlar. 2002’den beri iktidarda! 80 sn filan da değildi yıkıcılığı. 21 yıldır yıkıyor Cumhuriyet’in tüm değerlerini. Ülkendin altından geçen kocaman bir fay hattı yani bunlar.
Ama merak etmeyin. Gidecekler ve bu enkazı hep beraber kaldırmak, yıktıkları bu binayı yani güzelim Türkiye’yi yeniden inşa etmek bize düşecek. Hem de Cumhuriyetimiz’in 2. Yüzyılı başlarken!
Enseyi karartmak yok! Bu defa enkazda kalan AKP!