Hani kimilerimiz tipten karakter tahlili yapar ya buna benzer bir şey yapmak geldi benim aklıma bugün. Çöpten çıkarım yapmak.
Geçen sene yıllık izinde rotamız gereği Ankara’dan geçerken arkadaşımızın evinde kalmıştık. Arkadaşımız evde yoktu ve anahtarı komşusuna bırakmıştı. Anahtarı komşudan alırken, evin sahibi yokken evi kullanmanın verdiği utanma sardı içimizi. Sabah çıkarken de dün gece görerek öğrendiğimiz şeyi yaptık. Çöpler kapı önlerine poşetlerle konuluyordu. Demek ki belediye bunu güvenlik amaçlı yapıyordu? Stratejik bir yer falan da değildi muhit. Neyse evden çıkarken biz de öyle yaptık. Apartman kapısının önüne çöp poşetimizi bıraktık.
Aslında çöp atmak alışkanlığımız vardı İzmir’den. Hatta çöpleri ayrıştırmak katı, sıvı kâğıt metal, organik, yağ diye ayrı ayrı biriktirmek. Elimizde oluşan bir şeyi yol boyu sokak direklerine poşetlerle tutturulmuş sepetlere atmak gibi garip alışkanlıklar edinmiştik. Her ne kadar sokak boyunca son bir kez çöp konteynırı aradıksa da bulamayınca apartman çıkış kapısının o iş için ayrıldığı belli bir köşesine çöpü bıraktık. Birkaç saniye sonra “Beyefendi çöpü oraya bırakıyorsunuz ya ceza yazılıyor apartmana “ diyen soğuk ve denizsiz tavırlı bir kadın peşimizden belirdi. Biz mi bırakıyorduk çöpü ah biz! Ah ah biz… Oysa biz çöpleri sepetlere atmaya alışmıştık ama neyse. Kadın hızla bizi geçip yanımızdan çıkarken “evet ceza yazılıyor apartmana “ dedi. Sinirlendim “hanfendi bir laf söylediniz belki muhatap da konuşmak ister dinler misiniz lütfen geçip gidiyorsunuz, dedim. Ağzını yüzünü garip şekillere sokarak aşağılar tavırlarla dinleyeceğini hissettiğimden ben de bahçe duvarına oturup ayakkabı bağcıklarımı bağlayarak onunla ek iş olarak konuştum, neden böyle yaptığımızı anlattım. Dinledikten sonra konu en başa döndü, beyefendi çöpleri dışarı çıkarmıyoruz apartmana ceza yazıyorlar, dedi ve uzaklaştı.
“Neyse her yerde olur her zaman bu insanlar, bu insanlar var ki iyinin değeri anlaşılsın” diyerek çöpleri ana cadde girişindeki konteynıra(yolda gördüklerime sordum nerde bidon var diye) attım ve işin aslını öğrenmek için arkadaşımı aramayı düşündümse de canını sıkmamak adına vazgeçtim. Arabama şehirden ayrılmak üzere dönerken bir marketten dondurma almak üzere içeri girince dükkân sahibinden çöplerin dışarı çıkarılma saati olduğunu öğrendim. Şehirdeki bu patolojik çöp tavrına akıl sır erdiremezken son darbe de çok geçmeden geldi. Elimdeki dondurmayı yolda açıp kabuğunu birkaç dükkân ilerideki bir başka marketin çöp sepetine (kapı önünde duran buzdolabının yanındaki aynı markanın çöp sepetine) atmamla bu marketin sahibi “ o kabuğunu attığınız şeyi buradan mı aldınız” diye içeriden çıktı. İzmir benim için herhangi bir market kapısı önündeki çöpe elimdeki herhangi bir çöpü atabilmemin değerini anladığım şehir oldu o an. Yok, kusura bakmayın, dedim ve hızla arabama binip gittim…
- - - -