Geçtiğimiz hafta hem zafer günümüzü hem de Dünya Barış Günü’nü geride bıraktık.
Elimizde yepyeni demokrasi katliamı kayyumlarla…
Bağımsızlık, barış ve kardeşlik sloganları attık, türküleri söyledik meydanlarda.
İnsanlığın her çağda en çok ihtiyacı olan şey barış oldu. Takvimdeki en özel günlerden biri olan 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde hem sokakta hem de sosyal medyada yine tekrarlandı Haydar Ergülen’in o eşsiz sözleri: “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.”
Nazi Almanya’sının Polonya’yı işgal ettiği gün 1 Eylül, 2. Dünya Savaşı’nın başladığı gün. Bu sebeptendir ki Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler (1955’te kurulan Varşova Paktı’nda Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve SSCB yer alıyordu.) bu günü Dünya Barış Günü ilan etti.
Birleşmiş Milletler’in barış gününü 1981 yılında 21 Eylül diye ilan etmesi sonrası tüm dünyada 21 Eylül’de kutlanan gün, ülkemizde halen 1 Eylül’de kutlanmaya devam etmektedir. Büyük ve yıkıcı bir savaştan çıktıktan sonra kurucu önderinin şiarının ‘BARIŞ’ ile ilgili olması ve o ülkenin barış gününü hala 1 Eylül’de kutlaması son derece önemli diye düşünüyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Ulusun yaşamı tehlike ile karşı karşıya kalmadıkça, savaş bir cinayettir’ sözü sosyal medyada çokça paylaşıldı. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözü yurdun dört bir yanında duvarlarda, pankartlarda yazıyor.
Ama barış sözde savunulmaz. Bugün kayyum atanan belediyelere ses çıkarmayıp barıştan söz etmek maalesef inandırıcı değil.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da tüm olan bitene kayıtsız kalamadığından kayyum atanan belediyelerin ‘seçilmiş’ başkanlarını ziyaret etti. Yandaş basın hemen saldırdı tabi ki de. ‘CHP'li Ekrem İmamoğlu terör bağlantılı HDP'li başkanlara sahip çıktı’ başlıklardan sadece biri. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki musluğu kesilenlerin saldırıları artık komik bile değil.
Ekrem İmamoğlu, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yla görüştü. Geleceğe umutla bakmamızı sağlayan ziyarette çok özel ve güzel görüntüler gördük. Karşılıklı iyi niyet temennileri ve espriler duyduk. Verilen hediyeler gözümüze, gönlümüze çarptı. Barış ve demokrasi için birlikte mücadele çağrıları yapıldı.
30 Ağustos Zafer Bayramı’ndan sonraki, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nden önceki gün bu buluşmanın gerçekleşmesi verilen mesajlar açısından oldukça dikkat çekici. Sanki gün özellikle seçilmiş gibi.
Seçilmiş Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ‘buraya gelişiniz bizim için umuttur, güçtür’ ifadelerini kullanırken, Ekrem İmamoğlu da ‘hak, hukuk, adalet için demokrasi için mücadeleyi bir arada vermeliyiz’ dedi.
Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı dikkat çeken, ama bunun sebebi maalesef bir arada olmanın mutluluğu değil, bu buluşma özelinde geleceğe dair olan umuttu. Barış ve demokrasi özlemi çeken, orada seçilmiş başkanların yanında olamayanlar da sosyal medyadan ve yayınlayan kanallardan olanı biteni izlemiştir. Umut dolmuştur içi… Eminim.
DAVET
Bugün saat 17:00’da Çiğli Belediyesi Konferans Salonunda Levent Üzümcü ve Cengiz Toraman’ın söyleşisi ve kitaplaştırılan ‘Anlatılan Senin Hikayendir’in imza günü var. Kültür, sanat, politika konulu söyleşinin keyifli geçmesi kuvvetle muhtemel.
ALKIŞLIYORUM
30 Ağustos’ta Efemçukuru’nda halka açık Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı yapıldı. İzmir için siyaseti kenara bırakan ve buluşmaya katılan herkesi alkışlıyorum. Ama en çok buluşmada söz alan 6 yaşındaki Doğa’yı. Doğa, o kadar güzel bir öneri sunuyor ki İzmirlilere; “İzmir’de yaşayan 0-6 yaş grubu 258 bin arkadaşımın her biri adına bir fidan dikip doğaya nefes olmanızı öneriyorum.” diyor. Önerini dikkate alacak bir yığın insan olduğunu biliyor, önünde saygıyla eğiliyorum sevgili DOĞA.