Yazının başlık konusu yazının ikinci bölümünde yer alıyor diyerek öncelikle ‘Memleket’in ‘Millet’le derdini ele alalım.
Memleket Partisi’ndeki CHP, dolayısıyla Millet İttifakı düşmanlığı artık mide bulandırır hale geldi. Sebebi de belli. Ama seçime kadar sık sık dile getirmek de gerekli. CHP’de hiçbir şey olamayanların kurduğu bir parti Memleket Partisi. Genel başkanları CHP Genel Başkanı olmak istedi olamadı, Eski İzmir İl Başkanları CHP İzmir İl Başkanı olmak istedi olamadı, Eski CHP İzmir İl Başkanı CHP’den milletvekili olmak istedi olamadı şimdi Memleket Partisi MYK üyesi… Örnekler elbette çoğaltılabilir. Ama sadece şu üç örneğe bakarak CHP içinde makam/mevki isteyip, istedikleri olmayınca düşmanca tavır almaları dertlerinin ‘memleket’ için siyaset yapmak olmadığını çok net ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı adaylarından kalan parti üyelerine, ağzına AKP’yi ve yarattıkları tahribatı alan yok. Kalan diyorum çünkü aklı selim olan istifa edip, özür diliyor. Akla ilk gelen isim de Gaye Usluer.
Cumhurbaşkanı adayı, CHP’de istediği şey olamamış, MP kurucu genel başkanı Muharrem İnce’nin AKPliler sayesinde yüz bin imzayı zar zor toplamış olması ne egosundan ne de nobranlığından hiçbir şey eksiltmemiş. ‘Replika Erdoğan’ yakıştırmasının, hem dili ile hem de tavırlarıyla, hakkını veriyor. Hatta Oğuzhan Uğur’un programında kendisini eleştirenlere hakaretler yağdırarak fetöcü demesi nasıl bir siyaset aklı ve üslubu olduğunu, kimi örnek aldığını hatta kimin için ‘siyaset’ yaptığını ortaya koyuyor. Bu adamın derdinin Kemal Kılıçdaroğlu’na seçimi kaybettirmek olduğu aşikar. Gözünde, ‘Kılıçdaroğlu nefreti’ memleketin önüne geçmiş durumda. Yazık!
Erdoğan'ın yeni oyunu bu mu?
Yepyeni bir iddia da spor camiasından geldi. Rusyanın en büyük şirketi, Beşiktaş ile stadyum isim hakkı ve forma göğüs reklamı konusunda görüşüyor. Taraflar süre ve fiyat konusunda büyük ölçüde anlaşıyorlar. Meblağ ise cidden çok büyük. Neredeyse Beşiktaş’ın toplam borcunun yarısı kadar bir bütçe söz konusu. 1,5 milyar liranın üzerinde. Sadece bütçe ile sınırlı olmayan bu sponsorluk görüşmesine, Rusya’daki UEFA ve FİFA ambargoları nedeniyle, Rusya’daki futbolcularla ilgili Beşiktaş’a bazı imtiyazlar da sağlanacak. Bonservissiz transferlerden, satış komisyonuna kadar ciddi gelir getirecek konuları da kapsıyor bu görüşmeler.
Buraya kadar her şey normal. Beşiktaş muhabirleri de bir süredir bunları anlatıp kamuoyunu bilgilendiriyorlar. Ama birkaç gün önce AKP’ye yakınlığıyla bilinen Beşiktaşlı bir genel yayın yönetmeni ağzından baklayı çıkarıyor. İsmini vermeyeceğim ama aynen şöyle diyor o kişi; ‘Her şey tamam, bu büyük anlaşma olacak ama Türkiye’deki siyasi seçimler bekleniyor.’ Yani kısaca diyor ki ‘Erdoğan yeniden seçilirse Beşiktaş’a para yağacak.’
Muhalif kimliğiyle nam salmış Beşiktaş tribünlerine ‘Erdoğan’ı seçin Beşiktaş para kazanacak’ diyorlar. Beşiktaş taraftarı bunu yemez de bu işler buralara geldiyse ‘seçimi Kemal Kılıçdaroğlu kazanıyor’u çok daha rahat dile getirmek mümkün.
Bu arada Beşiktaş taraftarı neden yemez onu da açıklayalım. Dünyada darbeye teşebbüsten yargılanan tek taraftar grubu Çarşı’nın, eylemler sırasında Gezi Parkı’na girerken söylediği marşı hatırlatarak:
‘Duydum ki Tayyip, park yıkacakmış
Avm yapacakmış, çok gazı varmış
Hayal mi görüyorsun, yoksa rüya mı?
Çarşı geliyor çarşı, laylaylaylaylay!’
Ve unuttukları bir şey daha var ki en önemlisi; Beşiktaş parası yetenlerin değil, Hakkı Yeten’lerin kulübüdür.