Son Maltepe Mitingi’nden sonra Millet İttifakı için aday tartışmaları sona ermiştir sanırım. Hem sanırım hem de umarım öyledir…
Millet İttifakı içinden tanıdığım, bildiğim kimse bana Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği güven kadar güven vermiyor. Kimse kusura bakmasın ama öyle bir güçten bahsediyoruz ki Kemal Bey dışında kimse o gücü ve koltuğu onun gibi hınçla itekleyip yoluna devam edecekmiş gibi gelmiyor.
Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi güç yüzüğü yok edilmeli ve onu yok edecek kişi taşımalı. Yüzüğün gücünün albenisine kapılmamalı.
2 BAŞKAN, 1 DEYİM
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adaylığı için isimleri en çok geçen iki başkanla ilgili de farklı çekincelerim var.
Ekrem İmamoğlu son Karadeniz gezisinde yaşananlardan sonra çok güçlü bir ‘acaba’ dedirtti ve bence denklem dışına çıktı. Aslında iyi de oldu. Böyle bir olay yaşanmasa denklem dışına asla çıkarılamayacak bir görüntü veriyordu. Kısaca güç yetmeyebilirdi. Ama yaşananlar, bizim için üzücü olan, egosunu ortaya koydu. Ve maalesef bu ülke özellikle son 20 yılda bu egodan çok çekti.
Mansur Yavaş’ın ise politik konularda tepkisiz kalması bende güvensizliğe neden oluyor. Cumhurbaşkanı olursa yapacaklarını ve yapmayacaklarını kestiremiyorum. Siyasi geçmişi de maalesef bunu perçinliyor.
Ayrıca aday olmaları durumunda belediyelerin Cumhur İttifakı’na geçeceği de ortada. Bu zaten on yüz bin milyon kez yazıldı, anlatıldı. İstanbul ve Ankara belediyelerinin son kaybından sonra tekrar alınmasının ne kadar zor ve uzun yıllar sürdüğünü unutmamak gerek. ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ deyiminin yüz yıllar öncesinde, bugünler için Ekrem Başkan ve Mansur Başkan’ın olası adaylığına ithafen ortaya çıktığına ben ikna oldum.
ASIL MESELE SEÇİM SONRASI
Parlementer sisteme geçiş Millet İttifakı’nın ilk ve en önemli seçim vaadi. Seçimin Millet İttifakı tarafından kazanılması durumunda bu vaat haliyle hemen gerçekleşemeyecek. Eğitimden sağlığa, KHK’larla işlerinden edilenlerden haksız tutuklamalara kadar, kısaca şu anki iktidar tarafından yapılan hemen her adaletsizliğin düzeltilmesi için seri KHK’lar çıkacak diye bekleniyor.
Burada merak ettiğim iki şey var; birincisi, aday olacak kişi, mevcut siyasi görüşleri ve açıklamaları dikkate aldığımızda, yaşadığımız adaletsizliklerin hangilerine müdahale edecek? Örneğin Gezi Davası’yla ilgili nasıl bir tutum sergileyecek? Adil yargılamanın önünü açıp, yargılanması gerekenler yargılanacak mı?
İkincisi ise; seri halde çıkabilecek bu KHK’lar sonrası tabiri caizse ‘ne oldum delisi’ olabilecek kimler var? Malum güç zehirlenmesi bu ülkedeki siyasetçilerin en çok yakalandıkları hastalık. Hem de yerelinden geneline öyle. Muhtarından bakanına kadar koltuğa oturunca hemen herkesin kendini kaybettiğine ve bu amansız hastalığa yakalandığına şahit oluyoruz sürekli. Böyle söyleyince Muharrem İnce geldi aklıma ama neyse…
Bütün bunları düşününce Millet İttifakı içinde güç yüzüğünü Hüküm Dağı ateşine atacağına inandığım tek kişi Kemal Kılıçdaroğlu. Hem söylemleriyle hem yaşantısıyla hem de başardıklarıyla.