Yaşadığımız zor günlerde elimizden alınan en önemli şeylerden biri de belki hayal kurma isteğimiz. Bu, beklentilerimizin azalmasına, gerçekleştirebileceğimiz şeylerin ihtimal dahiline alınmamasına vesile oluyor. Gücümüzü bilemediğimiz anlarda, grileşen dünya en çok da gerçekleri saklamakta mahirleşiyor. Tüm bunların arasında İzmir’de bir itiraz oluşturulması, gerçekleri değiştirebileceğimiz, hayal kuracağımız bir dünyanın oluşturulması için çaba sarf edilmesi çok önemli bir ayraç.
Buca metrosu, belediyecilik adına basit bir alt yapı hizmetinin oluşturulması demek değil. Bütçenizin kesildiği, faturalarınızın arttığı, istenen düzeyde çalışmanızın önüne mali barikatlar oluşturulduğu bir dönemde, Buca metrosunun ardında, kentlinin yaşamının iyileştirilmesi, ulaşımın rahatlatılmasından çok daha öte bir şey var. Bir fikir var. Evet bu fikir; olanaksızlıkların arasından sıyrılabilmeyi anlatmakta. Yeniden kurulacak bir dünyanın varlığını anlatmakta. Öyle kolay değil işte, itiraz edenlerin de başarabileceği ve her koşulda düşlerini gerçekleştirebileceği gücü var demek.
İzmir diğer bütün kentlerden farklı. Burada yapılan yerel hizmetin fark edilmesi güç. Değişimi anlamak, diğer kentlere göre gizli bir ortam içinde oluyor. İstanbul ve Ankara’daki değişim daha radikal ve insanların uzun yıllardır beklediği bir durum olduğu için belki de yapılanı daha çok anlatmak düşüyor İzmir’e. Birçok kente örnek olan anlayışın fark edilmesi için, tanıtım ve medyanın belki de gecesini gündüzüne katması, yeni yollar araması, bu yolları muhakkak bulması gerekmekte. Bir tarihe tanıklık ediyoruz içinde olduğumuz günlerde ve sevgili Tunç Soyer, yerel yönetim adına çok önemli örnekleri sergilemekte. Sonrasında çok daha vefayla anılacak, üstüne kitaplar yazılacak bu durumun altı bugün de çizilmeli ve dostların fark etmesi sağlanmalı.
Buca metrosu açılıyor. Tunç Soyer bu onuru, tüm çalışanlarıyla paylaşıyor bütün naifliğiyle ve orada çalışan herkes bu düşün hayata geçmesinden, başkanları kadar heyecan duyuyor. Burada sıradan çalışanlardan ziyade, yeniyi oluşturmak için mücadele eden yol arkadaşlığı oluşturulmuş. Bu takdire şayan hareket bile sıradan bir iş olmaktan çıkarıyor bu açılışı.
Kentin içinde ama uzak kalan bir ilçe artık şehrin kendisi oluyor. Bu bambaşka olanakların da ortaya çıkması demek. Çalışma hayatına, toplu ulaşıma bambaşka bir dokunuş.
Yerel yönetimin nasıl ortak akıl, kolektif üretimle olabileceğinin örneklerini göstermek, komşumuz, yol arkadaşımız, ağabeyimiz Tunç Soyer’in düşlerine ortak olabilmek için bugün Buca Metrosu açılışında buluşalım. Önce gerçeği kutlayalım sonra başka gerçeklerin düşlerini kuralım. Birlikte hayal etmenin ne demek olduğunu İzmir’den tüm ülkeye gösterelim. Bu karanlık günleri dağıtacak tek şey, yan yana gelmemiz, birbirimizi anlamaya çalışmamız ve ortak hayaller kurmamızdır.
Anlam sizin bildiğiniz ve ana yüklediğiniz değer kadardır. Buca metrosu gerçeğin yangınında, bir kıvılcım olsun düşlerimize.