Bu nasıl bir inattır?

Yeşilyurt Pazaryeri alanının bir bölümünü ticari alana çevirmek için plan değişikliğine gittiniz ama Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu’ndan da iki kez ret yediniz.

Hem de ricanıza rağmen…

Demek ki her istediğiniz olmuyor.

Halka rağmen olmaz da…

Ama inadınız dinmiyor, bitmiyor!

Plan değişikliğini engelleyen pazarcılara kafayı takmışsınız.

“Bu insanları nasıl dize getiririm” diye baya düşünmüşsünüz belli!

Sonunda pazarcıları cezalandırma yoluna gittiniz!

Örneği olmayan bir karara imza attınız.

Pazarcılardan işgaliye vergisinin yanında katı atık bedeli talep ettiniz!

Makamınıza gelen pazarcı temsilcilerine “Ödemezseniz çöpünüzü toplamam, kendi çöpünüzü kendiniz toplayın” restinde bulundunuz.

Bunların hepsini siz yaptınız Sayın Kınay!

Karabağlar’da tezgâh açan pazarcılar bir kez daha isyanda.

İzmir Pazarcılar Odası da devreye girdi.

Oda Başkanı Hamdin Erişen, örneği olmayan uygulamanın iptali için itiraz davası açtı.

Benzer bir durum 2016 yılında Sultanbeyli’de olmuş ve itiraz sonucu karar mahkemece iptal edilmiş. Hatta belediye başkanı yargılanmış.

Katı atık bedeli alımı yasal olsa bile bunu tahsil etme kararını Yeşilyurt pazaryeri kararından hemen sonra uygulamaya koymanız ne kadar manidar Sayın Kınay?

Sanırım intikam hırsıyla yanıp tutuşuyorsunuz!

Pazarcı esnasıyla bu kadar inatlaşmanın manası nedir?

Kabul edin, kaybettiniz!

Mağlup oldunuz!

Pazarcılar kazandı.

Ama siz bunu bir savaşa dönüştürmek istiyorsanız orası başka…

Belediye gücünü kullanarak pazarcıları cezalandırmak, Karabağlar halkını cezalandırmakla eşdeğerdir.

Çünkü o pazarcılardan Karabağlar halkı alışveriş yapıyor.

Ve pazarcılar önümüzdeki Pazartesi günü tezgâh açmama kararı aldı.

Siz bu kararınızdan vazgeçmediğiniz sürece de tezgâh açmayacaklar!

Zararı kime?

Karabağlar halkına…

İnsanlar o pazarlar sayesinde evlerine uygun sebze-meyve götürebiliyor.

Nerede kaldı alanlarda attığınız o ulusal söylemli nutuklar!

Yine söylüyorum, söylemlerinizde samimi değilsiniz!

Eylemlerinizle söylemleriniz uyuşmuyor!

Ne oldu açlık, sefalet nutuklarınıza…

O pazarcılar tezgah açmazsa ilçenizdeki binlerce gariban nereden ucuza alışveriş yapacak?

O insanları üç harfli marketlerin kucağına mı atacaksınız!

Hadi diyelim pazarcılar bu vergiyi kabul etti, bunun bedelini etiketlere yansıtmayacaklar mı?

Olan kime olacak, yine vatandaşa olacak!

Sayın Kınay, keskin sirke küpüne zarar verir!

Şu an sizde Karabağlar’a zarar veriyorsunuz.

Kimseyle inatlaşmayın, sadece işinizi yapın!

İnsanlar sizden hizmet, yatırım bekliyor.

Parklarda buluşmayla, her gün 3-5 tiyatro, konser etkinlik düzenlemekle geçmez 5 yıl!

Sayın Kınay’a rahmetli Süleyman Demirel’in bir sözüyle cevap vermekte fayda var:

Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk…

Sahi etkinlik demişken, bu etkinlikleri hangi firma yapıyor?

Çünkü bunlar maliyetli, bütçeli, akçeli işler!

Aylık kesilen fatura ne kadar mesela?

Kültür, sanat, konser ve etkinlikler elbette olur ama sizde biraz fazla gibi.

Sosyal medya hesaplarınızda sadece etkinliklerin tanıtımı var.

Birazda “şunu yaptık, bunu yaptık, yapıyoruz” paylaşımları görse Karabağlar halkı…

Ağustos böceği misali koca bir yılınız bu şekilde geçmedi mi Sayın Başkan?

“Alışma, tanışma” dediniz, o da bitti.

Artık çalışmak için, üretmek için, göreviniz olan hizmeti vermek için neyi bekliyorsunuz Sayın Kınay?