Urla’nın cennet köşelerinden Yağcılar’da 650 villa yapılmak isteniyor.

Bildiğiniz ormanın, doğanın ortasında…
Yağcılar, Urla’nın oksijen deposu gibi…
Yemyeşil ağaçları ve bitki örtüsü ile tam bir doğal cennet…
Bu bölgeye 650 villa dikmeyi planlayan firma, Urla Belediyesi’ni devreden çıkarıp, işi Ankara’dan, bakanlıktan bitirmiş.
İmar izinleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınmış.

Yeşil dokunun içinde 500 metrekarelik parseller oluşturulmuş.
650 villaya karşı Yağcılar halkı ve Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan tam bir direniş savaşı veriyor.
Konu mahkemeye taşınmış durumda.

Geçtiğimiz gün bölgede ikinci kez keşif gerçekleştirildi.
Başkan Selçuk ile birlikte Yağcılar halkı, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve çevreciler de oradaydı.
Başkan Balkan’a göre, 650 villalık proje bölgede ciddi riskler oluşturuyor.

Selçuk Balkan, “Bu kadar yoğun yapılaşma bölgenin altyapısını çökertecek ve büyük bir yangın riski oluşturacak” diyor.
Urla Belediyesi’ne herhangi bir başvuru yapılmadığını vurgulayan Balkan, projenin doğaya ve halka rağmen ilerletilmesine karşı olduklarını söylüyor.
“Bu projenin yapılmaması için birçok somut neden var. Yakın zamanda Bolu’daki otel yangınında yaşanan faciaya tanık olduk. Eğer bu proje hayata geçirilirse, Allah korusun, olası bir yangında insanların yarısı yanarak ölmezse bile dumandan zehirlenerek hayatını kaybedebilir. Bu durum büyük bir risk oluşturuyor” diyor.

Planlamanın bölge sakinlerinin ve doğanın rızasının alınarak yapılması gerektiğini vurgulayan Başkan Balkan, yoğun yapılaşmanın bölgedeki mevcut altyapı, su kaynakları, atık su yönetimi, ormanlık alanlar ve ulaşım yolları açısından ciddi sorunlar doğuracağına dikkat çekiyor.

“Biz kimsenin mülküne el koymak ya da mülkiyet hakkına karşı çıkmak niyetinde değiliz” diyen Balkan, “Ancak burada, bayram öncesi annelerin baklava tepsisini dilimlediği gibi kâğıt üzerinde parselleri oluşturmuşlar. Sanki getto planlar gibi, 500’er metrekarelik parsellerle aşırı yoğun bir yapılaşma planlanmaktadır. Bu bölge adeta yapılaşmaya hapsediliyor” diyor.

“Mahkeme sonuçlanıncaya kadar en azından bilirkişi raporlarının dosyaya girmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eski planda olduğu gibi, bölgenin sahip olduğu dezavantajların; su kaynakları, atık su yönetimi, ormanlık alanlar, ulaşım yollarının genişliği, sürdürülebilir alanların kullanımı ve arazideki kesilecek ağaçların sayısı, Halep Çamlarının varlığı, zeytin ağaçları gibi faktörlerin dikkate alınması gerekiyor.

Amacımız insanların haklarını ellerinden almak değil. Ancak doğaya ve halka rağmen bu kadar yoğun bir yapılaşmaya karşı olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu karar emsal niteliği taşıyacaktır ve eşdeğer nitelikte yüzbinlerce tarım arazisinin betonlaşmasının önünü açacaktır” diyor.

İşte bir belediye başkanının doğanın ortasında betonlaşmaya karşı verdiği mücadele…
Selçuk Balkan, köylü çocuğu…
Köylülerinin, atalarının toprağını korumaya ant içmiş biri…
Arkasında bir avuç insan ile ağaçları, doğayı, Urla’yı korumaya çalışıyor.

Yetkisi çerçevesinde hukuk mücadelesi veriyor.
Peki…
650 villayı Urla’nın kalbine dikecek olan firma kim?
İzmir ve çevresinde büyük projelere imza atan bir firma…
Lüks villalar ve konutlar üreten firma…

İzinlerini bakanlıktan almasından anlaşılacağı üzere iktidara yakın bir firma…
Yerel yönetimi, yerel halkı tanımayan, yok sayan bir firma…
Muhtemelen villalar bitince ruhsatlarını da bakanlıktan alacak firma…

Unutulmaması gereken…
Bugün Urla Yağcılar ’da olanlar, yarın başka yerlerde olacak.
Urla Yağcılar kurtulursa başka yerler de kurtulacak.
Bakalım hep birlikte izleyip göreceğiz.
Doğa mı, rant mı kazanacak?