Kimse bu işin kolay olacağını, bu günden yarına sonuç alınacağını düşünmesin!..

23 yıllık ceberrut bir yönetimin, parti devleti haline getirilmiş tek adam sisteminin, milyonlar sokağa döküldü diye sandığı hemen önümüze getirmesini elbette beklemiyorduk. Sandığa ulaşmak ve bu yönetime son vermek için önümüzde daha zorlu, meşakkatli bir yol var.

Kendisine tehdit olarak gördüğü her siyasi partiyi ve siyasi figürü, buldozer gibi ezip geçmeye çalışmasını, demokratik hakkını kullanan halkın önüne yargısıyla, kolluk kuvvetleriyle dikilmesini bekliyorduk. Araya karışmış/karıştırılmış provokatörler üzerinden halkın demokratik eylemlerini biber gazıyla, tomalarla bastırmaya çalışması da şaşırtıcı değil, tarzı bu!.. Biz bu iktidarın karşılarında oluşan halk muhalefetine karşı yaptıklarına şaşırmıyoruz ama biliyoruz ki onlar şaşkın!..

Çünkü yıllardır topluma salmaya çalıştıkları korku iklimi ve tepkisizlik tavrının yeterli geleceğini sanmışlar; onu al içeri at, bunu al kayyum ata, gazetecileri topla kodese tık yöntemiyle halkı sindirdiklerini sanmışlardı. Çünkü, yıllardır baktılar ki, ne yapsalar su kaldırıyor, muhalefet kınamaktan gayrı bir şey yapamıyor; eh turpun büyüğünü heybeden çıkarma vakti geldi dediler ve İmamoğlu’nu tutukladılar.

Zurnanın zırt dediği yer burası oldu; bir kıvılcım çaktı!.. Bardağın son damlası taştı…Hem başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinde hem de halkta özellikle gençlerde etkisi büyük oldu…Apolitik, suya sabuna dokunmayan gençlik yarattıklarını zannederlerken üniversiteler adeta şahlandı.

CHP silkinip kendine geldi, herkes korku iklimini yıktı geçti. CHP şunu nihayet anladı, ya bu ceberrut iktidara karşı çıkarak gerçekten ana muhalefet olmanın hakkını vererek milyonlara önderlik edecek, ya da bu sistemin aparatı, tek adamın oyuncağı muhalefet partisi olarak kalacaktı. İkincisi oldu.

Meydanlar doldu taştı, milyonlar CHP nin sandıklarına koştu. Muhalefeti dizayn etmeye alışmış, devletin tüm gücünü tekelinde tutan kibir abidesi tek adamın karizması çizildi ve yine bildiği tek yönteme başvurmaya karar verdi. Neydi bu, daha fazla şiddet daha fazla baskı, daha fazla gözaltı ve tutuklama… Şimdi olan bu! Gençler yerlerde sürükleniyor, gazeteciler tutuklanıyor, kamera ve fotoğraf makinalarına el konuluyor. Uygulanan şiddeti kamera veya fotoğraf makinasıyla görüntüleyen gazeteciler hedefe konuluyor.
Sanılıyor ki bu yöntem halkı yine sindirecek evlere kapanılacak. Öyle olmadı, eşik aşıldı; milyonlar yine sokaklarda, meydanlarda demokratik haklarını kullanmaya devam ediyor. Ok yaydan, macun tüpten çıktı, artık geriye dönüş yok. Artık önümüze bakacağız…