İktidarın yargı eliyle ‘benden olmayanı bertaraf etme’ politikası artık o kadar akılsızca yönetiliyor ki, artık kendilerine fayda değil zarar verir hale gelmeye başladı.

Heybeden çıkan turplar ‘çürük çıkıyor’ o ayrı ama yargı sopasını bu kadar pervasız kullanmak sıradan vatandaşlarda bile tepki oluşturur duruma geldi. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile öyle uğraşıyorlar ve artık argümanları öyle komik noktaya taşıdılar ki, bırakın vatandaşları, kargalar bile gülüyordur! Arkadaş, senin diploman yıllardır tartışılan ve topluma unutturmaya çalıştığın bir konu. Var mı, yok mu hala muamma! Hal böyleyken İmamoğlu’na diploma üzerinden yürümek kimin aklı fikri acaba? Ahali 30 küsur yıl önceki eğitim sürecini, alınan diplomayı, yapılan yüksek lisansı mükemmel öğrendi, biliyor ki diploma var. Ama ahali İmamoğlu’nun değil tek adamın diplomasını tartışmaya başladı yine. Sönümlenmiş konu canlandı. Geçen gün belediye otobüsünde bir grup bunu konuşup gülüşüyor, espriler havada uçuşuyordu…

Oradan bir şey çıkmayacak bu belli, turp çürük çıktı!.. Peki, Halk TV ekibine yapılan zulme ne demeli? Suat Toktaş ve arkadaşlarının beraat ettiği malum bilirkişi davası duruşmasını İstanbul’da izledim. Aslında orada gazetecilik yargılandı, amaç gazetecilik yapanların cezalandırılmasıydı. Savcılık iddianamesi parça pinçik edildi, isim hataları, hukuksal tutarsızlıklar ortaya döküldü. Orada suçlanan arkadaşlar ise, kendilerini değil, gazeteciliği savundu.  O salonda yerinde olmak istemeyeceğim bir kişi vardı o da genç savcıydı! Ama, ‘görevi gereği’ tutukluluk halinin devamını talep etti!

Sonunda ne oldu, büyük bir nezaket ve dikkatle savunmaları dinleyen hakim, hepsi için beraat kararı verdi. Zaten açılmaması gereken bir davada, sonuç olarak verilecek karar buydu. Yargılanmak istenen gazetecilik faaliyetiydi ve gazetecilik yargı yoluyla beraat etti!

Tamam da ‘benden bir terörist, bir aktivist çıkartamazsınız ben sadece gazeteciyim’ diyen Suat Toktaş neden 34 gün hapis yattı? Bunun hesabını kim verecek? Bu dava ile gerçek gazeteciler sindi, korktu mu, yo hayır! Hepimiz oradaydık ve mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz.  Hesap derseniz, umuyorum ilk seçimde toptan sorulacak. 

Ama iktidar, saçma sapan, akıl almaz iddialarla muhalefetin üzerine gitmeye devam edecek, bunu görüyoruz. Çünkü çok korkuyorlar! Tek adam, karşısında rakip olarak İmamoğlu olsun istemiyor. Ayağını kaydırmak için elinden geleni yapıyor ama bunu yaparken aslında onu güçlendiriyor, bilinir ve tanınır olmasına büyük katkı sağlıyor. Anadolu’nun en ücra köşesinde artık İmamoğlu adı biliniyor. 

Son kurultayda ağırlıklı Kılıçdaroğlu’nu destekleyen İzmir’den ön seçim çalışmasını başlatması da manidar. Zaten tek aday ve tulum çıkartacak, demokrat İzmir de Cumhurbaşkanlığına giden yolda İmamoğlu’na uğur getirecek…