Birkaç gün sonra zorlu bir yılı geride bırakıp, çok daha zorlu geçeceği kesin olan 2025 yılına başlayacağız. Uzun zamandır yeni yılın, ülkenin AKP döneminde görüp göreceği en zor yıl olacağını söylüyor, yazıyorum.

Sadece ekonomik koşulların daha ağır olmasından söz etmiyorum; hak ve özgürlükler anlamında da daha ağır bir baskı döneminin ayak seslerini duyuyoruz. Özgür, bağımsız gazetecilik yapmak neredeyse imkansız hale getiriliyor, sabah normal başladığınız bir günün akşamı aniden ‘terörist’ ilan edilebilir,  gözdağı ve korkutma amaçlı göz altı şovlarının oyuncusu haline getirilebilirsiniz!..

Düşünce ve ifade özgürlüğü, kendini iktidara muhalif yerde konumlandıran  her yurttaş için imkansız hale getiriliyor, yasal takiplerle korku iklimi yaratılıyor ve bu uygulama her geçen gün dozunu artırarak sürdürülüyor. Korkutma ve sindirme senaryolarıyla, 2025,  ‘gak’ diyenin kafasına balyozun indirileceği bir yıl olarak geliyor.

Bizi bekleyen bir başka sorun Suriye konusundaki belirsizlik olacak. Oradaki karmaşanın ülkemizi nasıl etkileyeceğini kestiremiyor, iktidarın zafer sarhoşluğunu endişe ile izliyoruz.  İktidar Suriye’de dominant olmaya çalışıyor ama tablo,  ‘Esat’ı biz devirdik’ diyen işgalci İsrail’in şimdilik en büyük kazanımı elde ettiğini gösteriyor.  Sığınmacıların gitmeyeceği ve Türkiye’ye çökeceği çok açık, hem bunun getireceği sorunlar hem Suriye’nin parçalanma ihtimali, bizi bekleyen bir başka önemli sorun olacak. CHP yönetimi tarafından Meclis’e taşınan omurgasız milletvekilleri iktidar partisine girme kuyruğunda!.. Davutoğlu eski partisine güzelleme yapmaya doyamıyor, stepne olma hevesini dillendiriyor. Biz de eski CHP yönetiminin vizyonsuzluğunu görüp sinir oluyoruz.

İç politikayı yine iktidar domine ediyor, başta CHP muhalefette cevap verme çabasından başka bir gayret görünmüyor. Şimdi asgari ücret rakamının işçi sınıfı ve sendikalarda yaratacağı tepki ve kitlesel eylemlere bel bağlamış durumdalar.

Görünen o ki, 2025 de seçim de olmayacak!.. Yüzde 30 artışla belirlenen asgari ücret rakamı, seçim değil,  geçim hiç değil; açlık ücreti…’Tuzu kuru tek adam’ gençlerin evlenmeyişinden yakınıyor; hadi bu ücretlerle gençler evlenip yuva kurup geçinsin!..

Şimdi sırada iktidarın insafına kalmış emeklilerin artış oranı var; görünen o ki milyonlarca emekli de açlıkla yüzleşecek!..
Kısacası, halkın açlıkla sınandığı, hak ve özgürlüklerin tamamen rafa kalktığı, baskı, korku ve sindirme politikalarıyla soslanmış acı bir yıl bizi bekliyor. Herkese hayırlı olsun…