9 Eylül 1922 İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunun 94. Yıldönümü, tüm milletimize ve İzmirlilere kutlu olsun.
Birinci Dünya Savaşını kaybeden Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında önce Mondros Ateşkes Antlaşması daha sonra da Sevr Barış Antlaşması imzalandı. Yıllardır Osmanlı devletini parçalamak isteyen İtilaf devletleri bu iki antlaşmayla harekete geçme olanağı bulmuşlardı. Hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde paylaşım planlarına katılan Yunanlılar, İzmir ve çevresini işgal etme kararı aldılar.
15 Mayıs 1919 sabahı İzmir limanından kente çıkan Yunan askerleri kanlı bir şekilde İzmir’i işgal etmeye başladılar. İzmir’in işgali tüm yurtta üzüntü ve nefretle karşılandı. İzmir’in işgali Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlamasında, Türk Milleti’nin gerçekleri görmesi açısından bir kıvılcım, bir ilk rolü oynamıştır. 9 Eylül 1922 İzmir’in kurtuluşu ise Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sona ermesini simgelemiştir.
İzmir’in kurtuluşuyla sona eren Ulusal Kurtuluş Savaşımızın temel mantığı ekonomik alana yansımış ve Ege’nin incisi İzmir hem kurtuluşun hem de kuruluşun simge kenti olmuştur. Atatürk Modern Türkiye’yi kurarken bütün önemli mesajlarını İzmir’den vermiştir. İzmir, Çağdaş Türkiye’yi dünyanın evrensel değerlerine eklemleyen öncü bir kenttir. Türk kadını tiyatro sahnesine ilk kez İzmir’de çıkmıştır. Ülkemizde futbol ilk kez İzmir’de oynanmıştır. 17 Şubat 1923’te Cumhuriyet’in ilk İktisat Kongresi İzmir’de toplanmıştır. Cumhuriyet’in ilk Uluslararası Fuarı İzmir’de açılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk bu büyük zafer için şunları söylemiştir; “Bu eser Türk Ulusu’nun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu eseri yaratan bir ulusun evladı bir ordunun Başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur.”
Atatürk'ün aylardan beri uykusuz geçen gecelerden sonra 8-9 Eylül 1922'de İzmir Kemalpaşa'da geçirdiği gece için "Arkadaşlar bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece ordumuzun İzmir'e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir.”
1923 yılında, “İzmir, kırk yüzyıllık bir ata yurdudur. İzmir, bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî durumu sebebiyle ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bunun içindir ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların, her şeyden evvel gözleri bu tarihî, bu önemli beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir. İzmir’in işgali, bütün milletin kalbinde derin bir yara oluşturmuştur. Herkes İzmir için feryat ediyordu. İzmir, halkın elemlerini, feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için bir parola olmuştu. Çeşitli görüş noktalarından çok değerli olan İzmir, elbette düşmanların elinde bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı” diyerek İzmir’in vatan için olan önemine vurgu yapmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir ile bağı sadece bundan ibaret değildir. Herkesçe çok iyi bilinmektedir ki, Atamızın annesi Zübeyde Hanım, Karşıyaka’da yatmaktadır.
İzmir’in de Atatürk bağı bir başkadır. Kaldı ki, Atatürk söylediği “Ben bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerine eminim” cümlesi ile İzmir ile arasındaki kuvvetli bağı yansıtmıştır.
O günlerden bugünlere gelindiğinde ülkede birçok şey değişti.
Değişmeyen tek şey belki de İzmir’in Atasına sevgisi ile Cumhuriyet ve demokrasiye olan inancı ve sahip çıkma duygusudur.
İçinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda, Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önceden öngördüğü ve uyardığı tarikat ve cemaatler konusunun ülkenin başına musallat olduğu bugünlerde yine aynı bağımsızlık ve demokrasi inancı ile İzmir bir başka karşı duruştadır.
Kurtuluşun müjdelendiği 9 Eylül’de İzmir yine dimdik, yine kararlı, yine demokrat ve çağdaş…
Bu coşkulu günde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan topraklarının kurtarılması, bağımsızlık ve özgürlüğümüzün sağlanması yolunda verdikleri mücadele sırasında canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygıyla anıyoruz.