Yaz mevsimi, güzellikleri beraberinde getirse de yarattığı bazı olumsuzluklar canımızı yakıyor. Bu olumsuzlukların en büyüğü orman yangınları. Gün geçmiyor ki, İzmir’den, Ege’den ve Türkiye’den orman yangını haberi almayalım. Her yanan ağaç ile sadece ormanlarımız yok olmuyor; geleceğimizden bir parça yitiriyoruz. Geçen hafta Marmaris’te çıkan orman yangınına müdahale eden ekipten bir kişiyi kurban verdik. Ormanın önemini ilkokul sıralardan itibaren kağıttan-yağmura kadar faydalarını öğrenerek hayata başlıyoruz. Ama bazen bu konuda sorumsuz davranabiliyoruz. İnsan kaynaklı yangınları gördüğümüzde üzüntümüz daha da artıyor. 

YILDA 2 BİN ORMAN YANGINI

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, yılda 2 binden fazla orman yangını meydana geliyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 29’u orman alanlarıyla kaplı. Ormanlarımız Anayasal güvence altında. Kasıtlı yakmalarda ciddi hapis cezaları var. Çıkan yangınların yüzde 90’nı insan kaynaklı. En büyük ihmal, gelişigüzel atılan şişelerden kırılan camların oluşturduğu tehlike. Bunun yanında mangal ateşinin söndürülmeden bırakılması. Ek olarak da, söndürülmeden atılan sigara izmariti. Bu olumsuzluklar, ormanlarımızı her yıl yakarak azaltıyor. 2 yıl önce yaşadığımız İzmir’deki orman yangınları, hala içimizde büyük acı olarak duruyor. 

KASITLI YANGINLAR

Orman yangınlarında en tartışılan ve tepki gören durum kasıtlı şüphesi taşıyan yangınlar. Özellikle turizm bölgelerinde, denize gören yamaçlarda meydana gelen yangınlar kafalarda şüphe bırakıyor. Bu şüphe, birçok yerde yanan alanların ağaçlandırma yerine, imara açılarak tesis yapılmasıyla daha da büyüyor. Ormanların hayatımızda önemi ve yeri bu kadar iyi bilinirken, yok etmeye çalışan grupların olması, koruma konusunun daha da dikkatli ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Kanunlarla güvence altına alınan koruma, fiili olarak alanda daha etkin hale getirilmesi kaçınılmaz görünüyor. Yanan yerleri imara açmak, kasıtlı şüphesi taşıyan yangınların artmasına neden oluyor. Anayasa'nın 169.Maddesi'ne göre, yanan orman alanları hiçbir koşulda imara açılamaz. Yasa, yanan alanların yeniden ormanlaştırılmasını emrediyor.

Son cümle: “Orman konusunda vatandaşlar ve devlet iki kere dikkatli olmak zorunda. Çok yakın zamanda nefes almakta zorlanabiliriz…”