Son yapılan obeziteinsidansı çalışmalarına göre dünyada 1 milyardan fazla sayıda yetişkinin fazla kilolu veya obez olduğu saptanmıştır. Obezite, modern tıbbın en büyük mücadele verdiği alanlardan birisini oluşturmaktadır .Obezite oranının artmasının birçok farklı sebepleri vardır.Yanlış beslenme stili, alkol sigara gibi kötü alışkanlıklar,çok yağlı ve karbonhidratlı besin tüketme, fastfood alışkanlıkları, genetik faktörler ve az fiziksel aktivite kilo alımını tetikleyen fakörlerdendir.Bunun yanı sıra bazal metabolizma hızı , vücut sistemlerinin koordineli şekilde çalışması ve salgılanan vücut hormonları vücuda aldığımız enerjinin düzenlenmesini sağlar.Açlık tokluk mekanizmasına etki eden hormonların ise bu konuda rolü çok büyüktür. Kontrolden çıkan iştah hormonları yeme düzeninin bozulmasında etkilidir.Sadece yağ ve kalori kısıtlamalı diyetlerin obezite için çözüm oluşturmaması bunu doğrulamaktadır.
Normalde midemiz ve bağırsaklarımız yiyecekle dolduğu zaman artık yemeye devam etmememiz için tatmin olma hormonları salgılanır. Bu hormonlar; kolesistokinin, Glukagonlike peptid-1 (GLP-1) ve peptid YY (PYY) gibi hormonlardır. Bağırsaklar boşaldığında ve vücudumuzun ekstra kaloriye ihtiyacı olduğu zaman bu hormonların seviyesi azalır. Böylece acıkmaya başlarız.
İştahı arttırmak için çalışan hormonlarımızın başında ise Ghrelin gelir. Boş mide Ghrelin hormonunun salgılanmasını uyarır. Ghrelinbeyinde ,yemekten ve içmekten zevk aldığımız aynı mekanizmayı kullanır. Ghrelin fazla aktive olduğunda bu yeme krizlerine neden olur. Çoğu kilo vermeye çalışan obez vakalarda ghrelin artmıştır ve bu nedenle iştah ve yeme davranışı tetiklenmiştir. Ayrıca pek çok obezite vakasında iştahı düzenleyen hormonlara karşı bir duyarsızlaşma vardır. Bu da normalde ‘’dur’’ sinyalini alamamayla sonuçlanabilir. Kilo vermeye çalışan çoğu obez insanda ghrelin düzeyleri artmış olduğu için bu daha fazla yemek yeme, doyma hissi zorluğu ve beynin de yanlış davranışı ödüllendirmeyi desteklemesi obezitede ana faktördür. Sağlıklı kilo vermeyi hedefliyorsak Ghrelini ve dolayısıyla iştahı azaltmayı hedeflemeliyiz. eğer Ghrelin’i kontrol edebilirsek, iştahı da kontrol edebiliriz. Ghrelin’in azalması tokluk hissi ve dolayısıyla kilo vermeyle sonuçlanır.Ghrelin seviyeleri yemeklerden önce yükselir, sonra ise düşer.
Ghrelini ,güvenli bir şekilde azaltmanın birkaç yolu var. Bunlardan biri ve diğerine göre daha riskli olanı mide küçültme ameliyatlarıdır. Mide küçültme ameliyatları kendi risklerini taşır ve yüksek fiyatı nedeniyle karar verilmeden önce gerekli görüldüğü takdirde psikolojik bir destek yardımıyla tedaviye başlanmalıdır.Bunun yanı sıra sağlıklı besin tercihleri ile beslenmeye başlayarak Ghrelin düzeyini aynı mide küçültme ameliyatında olduğu gibi azaltabilmek de mümkündür. İkinci ve daha sağlıklı olan yol ise baklagillerin içerdiği fitoaglutininler sayesinde iştah hormonlarını aynı ameliyat sonucunda olduğu gibi yeniden düzenlemenin mümkün olmasıdır.Bilim adamları obeziteye karşı kullanmak üzere , ghrelini uyarmasını hedefleyen aşı geliştirilme çalışmalarını sürdürmektedir.