Bir kentin bisiklet dostu olması için olmazsa olmaz özelliklerinden birisi de bisiklet paylaşım sistemine yani bisiklet kiralama sitemine sahip olmasıdır. 2010’lu yılların başlarından itibaren şehirlerde görülmeye başlanan bu sisteme, 2014 yılında Konak İskele önünde kurulan 20 bisikletli pilot istasyon ile İzmir de sahip oldu. Sistem daha sonra genişleyerek bugünkü kapasitesine ulaştı.
18 Ocak 2014’te hizmete alınan ve bugüne kadar yaklaşık 1.3 milyon kiralamanın yapıldığı bisiklet kiralama sistemi İzmir’de oldukça talep görüyor. Sasalı Doğal Yaşam Parkı’ndan Sahilevleri’ne kadar uzanan İzmir Körfezi kıyı şeridinde bulunan 34 istasyon ile İzmirlilere hizmet veriyor.
Bu yazıyı yazmadan önce kendi bisikletim olmasına rağmen Bisimkart’a 30TL bakiye yükleyip hafta içi işten eve veya iş çıkışı randevularıma ve sonra oradan eve olacak şekilde Alsancak-Konak-Göztepe güzergahlarında Bisim kullandım. Amacım dışarıdan bakarak, kullananlardan duyduklarımla değil kullanıcı olarak Bisim’i daha yakından incelemekti.
Yazı öncesi kafamdaki bazı soruları iletmek, sizlere de cevabını yazı aktarmak için Bisim’in başındaki yönetici Erdem Bey ile de iletişime geçmeye çalıştım ancak mail ile ilettiğim sorularıma geri dönüş alamadım.
Öncelikle Bisim organizasyon olarak kolaylaştırıcı ve kullanıcı dostu bir sisteme sahip. Örneğin üçüncü günkü sürüşüm sonrasında ertesi gün telefonuma gelen mesaj şöyle diyordu “Bisim kullanım süreniz 1180 dk, Bisimkart bakiyeniz –1TLdir" Tabii ki böyle bir şey olmasının imkânı yoktu. Muhtemelen bisikleti bıraktığım istasyon bunu algılayamamış ve beni 1180 dk boyunca Bisim kullanmış olarak sisteme yansıtmıştı. Hemen Bisim’in numarasını aradım ve konuyu anlattım. Kayıtlı telefon numaramı istediler ve 30sn’lik bir konuşma süresinde 24TL kartıma anında iade edildi.
Bisimkart başvurunuzu internetten veya Konak İskele içindeki merkezinden yaptığınızda kartınız size 3 gün içinde kargo ile gönderiliyor. Kredi ya da banka kartınız ile online veya Konak’taki merkezden nakit olarak bakiyenizi yükleyip rahatça kullanabiliyorsunuz. Bakiye ve kullanım bilgileriniz de her sürüş sonrası size kısa mesaj ile iletiliyor. Bu anlamda zaman zaman aksaklıklar olsa da çalışan, hata olsa da hızlıca düzeltilen bir sisteme sahip Bisim.
Akşam işten eve dönerken yoğun metro veya tramvay vagonlarına binmek sizi sıkıyorsa 5-10km lik mesafeler için Bisim tercih edebilirsiniz. Hava da güzel ise bu size hem keyifli bir sürüş yaşatacak hem de günlük egzersiz ihtiyacınızı giderecektir.
Bisim çok farklı sosyo-kültürel kesimlerin bisiklet ile buluşmasını sağlıyor. Bu yanını en olumlu tarafı olarak görüyorum. Bu aynı zamanda bisikletin nasıl eşitlikçi bir ulaşım aracı olduğunun göstergesi. Bu vesileyle bu sistemi İzmir’e belediye başkanlığı döneminde kazandırmış olan Aziz Kocaoğlu’na da teşekkür etmeliyiz. İzmir’in birçok eksiği olan bisikletli ulaşım altyapısının yanında bu icraatı dolayısı ile hakkını vermemiz gerekmekte.
Ancak tüm bu güzellikler ve olumlu koşulların yanında Bisim'in olumsuz tarafları da var.
Öncelikle bisikletler 4 mevsim işletme gereği açık havada tüm mevsim koşullarını yaşadığı için normal olarak çabuk yıpranıyor. Bu etkenlere vandalizm de dahil. Bu sebeple bisikletlerin bakımı normal bir bisiklet bakımının ötesinde çok daha yoğun bir bakım prosesine sahip olmalı. Kullanımım sırasında bindiğim bisikletlerin hepsinin mutlaka ya vites geçişlerinde ya frenlerinde ya da pedalında bir arıza vardı. Akordu bozulmuş, jantı yalpalayan bisikletler de buna dahil.
2014 yılında hizmete alınan bisikletlerin artık değişmesi gerekiyor. Nasıl şehrin otobüsleri, metro ve İzban vagonları 3-4 yıllık periyodlar içinde değişiyorsa bu bisikletlerin de yenileri ile değişmesi gerekiyor. Bisiklete kentin toplu ulaşım unsurlarından birisi olarak bakmak gerekiyor. Kentte yaşayanlara verilen hizmet kalitesi her noktada nasıl düşünüyorsa yerel yönetim buna Bisim’in bisikletlerini de dahil etmeli. Bisikletler yenilenmeli, modelleri yükseltilmeli.
Bisikletlerin kilitli olduğu istasyonların benim görebildiğim kadarı ile %75-80'inin ekranları bozuk okunmuyor. Acaba sistem için anlaşma yapılan firma ile bu değişim ve onarımlar için nasıl bir anlaşma yapıldı? Şifre giriş ve bisikleti bırakma anlarında bilgilendirme yapan bu ekranları göremiyorsunuz.
Bisim saatlik ücreti 3TL ile Türkiye’deki benim bildiğim en pahalı bisiklet paylaşım sistemi. Kurulduğundan bu yana kullanım istatistiklerine baktığımızda ise oldukça iyi bir gelir elde ediyor Bisim. Acaba bu gelirin yüzde kaçı sistemin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için harcanıyor? Yoksa tamamı işletme maliyetlerine mi gidiyor?
Öte yandan Bisim’in kendisini yenilemek için ihtiyacı olan kaynağı yaratacak başka imkanları da var. Dünyadaki birçok bisiklet paylaşım sistemi bisikletlere reklam alır. Reklamlar bisikletlerin arka çamurluklarındaki alanda yer alır. Bu reklamlar genelde global markalar olur. 34 istasyona ve yüzlerce bisiklete sahip Bisim bu konuda cazip bir reklam mecrası. Şehrin kalabalık, merkezi her yerindeler. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bisim’e reklam alma konusunu etik bir durum haline getirmemesi gerekli bence. Belirli kriterler konularak reklam alınabilir bisikletlere, istasyon panolarına. Örneğin petrol şirketleri, çevre hassasiyeti olmayan şirketler vb. Kriterler konulabilir. Bisim sistemi alınacak reklamın getirisi ile yenilenebilir. Yerel yönetim bunu değerlendirmeye almalı. Şeffaflıkla bu gayet yapılabilir ve sisteme değer katar.
Bisim istasyonları sadece kıyı şeridinde bisiklet yoluna bağlı olarak konumlandırılmış durumda. Oysa batıda bu tür sistemler ulaşımın bir parçası olarak nitelendiğinden şehir merkezinde iç kesimlerde de yer alır. Bisim’in de bu şekilde şehrin iç kısmında kalan cazibe merkezlerine, tüm metro istasyonu çıkışlarına, yeni açılacak iskelelerin yanına istasyon ilave etmeyi gündemine alması lazım. Intermodal (çok modlu) ulaşım böylelikle bir unsur ile daha desteklenmiş olur.
Bisim basit bir bisiklet paylaşım sistemi gibi görünse de ciddi elektronik altyapı barındırıyor. Aynı zamanda birçok kişinin de kredi kartı bilgileri sistemde kayıtlı. Bu konuda yönetimin hassas ve tedbirli olması gerekiyor. Sistemi kredi kartı ile kontör yükleme opsiyonundan kurtarıp İzmirimKart kontör yükleme noktalarından yükleme yapılabilir hale getirmek gerekli. Böylece bu önemli sorumluluk da ortadan kalkmış olur.
Son olarak ünlü ve oldukça çok takipçisi olan turizm konulu bir Youtube kanalında İzmir konulu videoyu izlerken videoyu yapan iki gezginin Bisim kiralayamadığını ve bunu eksi not olarak dile getirdiklerini görmüştüm. Çünkü buraya gelen turistin akredite kartı olmayabilir. Aynı zamanda sistem size kısa mesaj gönderiyor. Buraya gelen turistin yerli bir GSM hattı olmayabilir. Bu sebeple ulaşımda kullanılan 35 biletin Bisim’lerde de geçmesi ya da benzeri bir tek kullanımlık kart uygulamasının olması gerekli. Bu kartlar dolum otomatlarından satın alınabilirse çok iyi olur.
Bisiklet kullanıcısı arkadaşlarımdan Bisim kullandığım süre içerisinde “nasıl kullandın?”, “kamyon gibi”, “çok ağır değil mi?” vb. cümleler duydum. Ancak bisikletin yaygınlaşmasını isteyen, bisiklet savunucusu herkesin var olan bu sisteme sahip çıkması ve geliştirilmesi için önerilerini iletmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabi “güneş gözlüklerini takmış keyifle sürüyordun” diye mesaj da aldım.
Eğirisi ve doğrusu ile Bisim işte böyleydi.