Otopark yaparak otomobillerin park edecekleri yer sorunu çözülebilir mi? Otopark nasıl bir yatırımdır? Kamu yararına mıdır? Kimin yararınadır? Gelin birlikte bir hesap yapalım, irdeleyelim ve düşünelim.
Geçtiğimiz yıl İzmir'de 465 araçlık bir otopark hizmete açıldı. Bu ve bunun gibi birçok otopark birçok ilimizde benzeri maliyetlerle açılıyor. Konu sadece İzmir ile ilgili değil.
465 araçlık otoparkın maliyeti 10,3 milyon TL. Bu harcama kaç kişi için yapıldı diye anlayabilmek için her aracı 3 kişiden hesaplarsak 1395 kişi yapıyor. Biz buna kabaca 2000 kişi diyelim. Buradan bakınca 10 milyon TL tutarında bir kamu kaynağı 2000 kişiye harcandı diyebiliriz. Tabii burada şu denilecektir: "465 aracı yollardan otoparka transfer ettik, yol kenarında alan açtık."
Peki yol kenarından otoparka transfer olan 465 aracın yeri boş mu kaldı? O alanlarda kaldırımlar genişletildi ya da bisiklet yolu mu yapıldı? Hayır. Yerine yeni araçlar geldi. Örnek aldığımız otoparkın yakınındaki Mithatpaşa Caddesi’nde kaldırıma parklama, engelli rampası önüne parklama veya çift sıra parklama ortadan kalktı mı? Hayır.
Biraz iyimser olmaya çalışıp otopark yatırımını savunmaya çalışalım.
Otoparklar aynı zamanda gelir getirici yatırımlardır. Zamanla kendilerini amorti edebilirler. Orayı kullanmak için otomobil sahipleri para öderler. Aynı otoyollar ve köprüler gibi. O zaman şu hesabı genişletelim. 10 milyon TL’yi 465 araca böldüğümüzde araç başına 21.505 TL kamu kaynağı harcanmış oluyor. Diyelim ki bu araçların hepsi otoparka abone olsun. İzmir'de aylık otopark aboneliği 420 TL. Kısa bir hesapla otoparkın yatırım miktarının amorti olması için her aracın 51 ay aboneliğini devam ettirmesi gerekiyor. Bu da 4 yıldan uzun bir süre. 465 aracı otoparka çektik, otoparkı amorti edecek parayı 4 yılda topladık. Otoparkın 4 yıllık işletme maliyeti bu hesapta yok dikkat ediyorsanız. Bir de onu eklersek aslında amorti olma süresi 5 yıl denebilir. Peki 5 yılda İzmir'de trafiğe yeni katılan araç sayısı kaç? Bir rakam, 2018 yılı Nisan ayında İzmir trafiğine katılan araç sayısı 6000 (altı bin). Sen 465 araçlık otoparka harcadığın para amorti olsun diye en az 5 yıl bekle ama kentinde trafiğe ayda 6000 araç katılsın.
Ayrıca sen kamu kaynağını böyle "hiç" ederken o otoparkın çevresindeki gayrimenkul fiyatları da yükselir. Çünkü emlakçı yakınındaki evlerin değerine otoparkın varlığını da ekler. "Otopark sorunu yok." der evi pazarlarken. Durup dururken rant da yaratmış oldun. Aferin.
Bir de şunu düşünün. “Her yürüyen araç belirli bir zamandan sonra durmak gereksinimindedir. Bir yılda 8760 saat vardır. Her yıl her bir aracın ortalama olarak 10.000 km yol aldığı varsayılırsa ve ortalama hız da 40 km/saat kabul edilirse, toplam hareket zamanı 250 saat olacaktır. Buna göre taşıtlar, yılda 8510 saat park edeceklerdir.” (1)
Şimdi düşünelim ve soralım:
• Bir kentin otopark kapasitesini arttırmak, o kentin ulaşımına olumlu bir katkı mıdır?
• Bir kentin otopark kapasitesini arttırmak, yaya, bisikletli ve toplu ulaşımı teşvik eder mi?
• Bir kentin otopark kapasitesini arttırmak, o kentte otomobil sayısın nasıl bir etki yapar?
Bütün bunların altına "Otopark sorununu ancak otopark yapmayarak çözebilirsiniz." yazsam ne dersiniz?
Kaynaklar: (1) ULAŞIM SORUNLARINDAN OTOPARKLAR ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA VE ERZURUM ÖRNEĞİ http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/10166.pdf