Yusuf, 12 yaşında. Çocuksu duygular içinde daldı uykuya. Bugün 22 Nisan. Yusuf, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sabahı uyanacak. Yusuf, anne, baba seslenişi, okşayışı, sevgisi ile çocuksu rüyalarından uyanmak isterdi. Sıcak suyu akan muslukta yüzünü yıkamak, kum saati eşliğinde dişlerini fırçalamak isterdi.
Yusuf, üç yıl önce babasının silahlı saldırısı ile yaralanıp, ölümden dönen, böbrek yetmezliği çeken annesinin acı iniltileri ile uyandı. Altında yamalı minder, üstünde derme çatma yorgan, tek odalı evindeki yatağından fırladığında henüz alacakaranlıktı. Lastikli pantolonunu yan tarafa attığı sol elli ile bir hamlede bulup, atik bir hareketle ayağa kalkıp giyindi. Göztepe forması tişörtünü yastığının hemen yanından alıp kafasına geçirerek bir çırpıda iki eli ile aşağı çekerek pantolonunun hizasına gelecek şekilde düzeltti. Bir tarafı yapıştırılmış naylon terliğinin birisini ayağına takmayı başarıp, ikincisini de kapının eşiğinde ayağına takarak evden çıktığında horozlar ötmemişti.
Sokak kaldırımında çam ağacın gövdesine, kocaman zincirler ile sarılarak köçek anahtar vurulmuş el arabasının yanına geldi. Asma kilidi acele ile açarak anahtarı lastikli pantolonunun cebine koydu. Arabasını evin önünde düz bir alana çekti.
Avlu kapısını açarak tekrar eve girdi. Annesinin avluda geceden odun sobasında hazırladığı börekleri ve boyacı sandığını özenle el arabasına yerleştirdi. Gecekondu mahallesinden inişli, çıkışlı, daracık sokakları geçerek satış yapacağı yere geldi. İnsanlar birer ikişer, üçer beşer kümeler halinde yol boyu yürümeye başladılar. Yusuf, el arabasından boyacı sandığı alarak kaldırıma koydu. Tezgâhının tekerlekleri önüne iki küçük kaldırım taşı parçası koydu. Börek tepsisini üzerine bulunan bezi kaldırıp katlayarak tezgâhın çekmecesine yerleştirdi.
Böreklerin tadını bilen daimi müşterilerden sıraya girmeye başladılar. Yusuf, dün akşamki futbol maçını tartışan fanatiklerin tartışmaları, boğazında yemek kalmış gibi hırıldayan eski model arabaların gürültüleri, araba egzozlarından çıkan kötü duman kokusu arasında böreklerini satmaya başladı.
Sakinliği, güler yüzlülüğü ve lezzetli börekleri sayesinde sürekli müşterilerinin olmasının avantajını kullanan Yusuf, saat 12.00 olmadan böreklerini bitirdi. Börek tepsisini tezgâhının alt rafına koydu.
Kaldırımda duran boya sandığını el arabasının üzerine koyarak Cumhuriyet Meydanının hemen yanı başında bulunan Pasaport İskeleye geldi.
Yusuf, Cumhuriyet Meydanını 23 Nisan için gelin olacak kız gibi süslenmiş gördü. Anne ve babalarını elinden tutmuş rengârenk giysiler içindeki çocukların alana girişini izledi. Az ilerde kırmızı bir arabadan inen çocuğunu kucağına alıp, anlındaki teri cebinden çıkardığı kâğıt mendili ile silen babaya dikkatlice baktı. Kümeler halinde yürüyen çocukların renkli giysilerini görünce kendi üzerine bakmak istemedi. Gözlerini yumarak hayal dünyasında kendisini giyindirerek 23 Nisan’a hazırladı. Annesi ile alana girdi. Üçüncü sınıfta terk ettiği ilkokul öğretmeninin kendini karşılayışını düşünü kurarken ağzında sigarası bordo ayakkabısını boyacı sandığına koyan adamın “Gözünü aç, müşteriyi gör. Biraz çabuk boya işim acele” seslenişi ile hayallerini Cumhuriyet Meydanına vuran deniz dalgaları alıp götürdü. Ağzında sigara olan adamın bordo ayakkabısını boyadı. Adam tezgâhın üzerine kenarları yırtık 10 Lira atarak sessizce uzaklaştı.
Yusuf, kendi evini, yaşamını gözden geçirirken bando sesi ile irkildi.
Siyah arabalardan inen siyah gözlüklü, gri, siyah ton giysili insanlar “Yusuf’un” 23 Nisan bayramını kutlamalarında değil de boyacı sandığının başında oturduğunun farkında bile olmadılar. Oysa onlar sözde Yusuf’un 23 Nisan Çocuk Bayramını kutlamak için devlet protokolü olarak alanlara geliyorlardı.
Yusuf, her gün ama her gün okula gidememenin acısını yaşıyor, içinde bulunduğu ortama kahrediyordu. Her sabah, el arabasında boyacı sandığı ve börek tepsisi ile işe giderken aklında okul vardı. Bir sokaktan diğerine geçerken çocuk seslerinin iyice yakınlaştığında okul bahçesine yaklaştığını anlardı. Yusuf, bugün yine aynı sesleri duydu. Töreni kaçırmamak, uzaktan seyretmek için adımlarını hızlandırdı. Bir süre sonra bu hızla törenleri yetişemeyeceği korkusu içini sarınca, el arabasını hızlandırarak koşmaya başladı. Okulun önüne geldiğinde bahçe duvarlarının yüksekliğini de hesaba katarak tören alanına hâkim yüksek bir yer bulurdu.
Arabasını sağlama alıp, üzerine çıktığında tören alanını rahatlıkla görebildiği için çok mutlu olurdu.
Bugün müşterisi olmadığında duvarları olmayan bir yerden 23 Nisan etkinliklerini seyrediyor.
Büyüklerin sıralanışına, masalardaki çiçeklere, çocukların rengarenk giysiler içinde sergiledikleri oyunlara dalgın dalgın baktı. El arabası, boya sandığı ve börek tepsisinden ibaret yaşamı ile 23 Nisan programını izlemeye başladı. İstiklal marşına geçildiğinde kendini toparlayarak dik durdu. Tahminen sekizinci sınıf öğrencisi kız çocuğunu istiklal marşına başladığı an Yusuf’un gözlerinden iki damla, ardından iki damla daha yaş süzüldü. Solgun yüzünden akarak dudağının bir kenarından ağzına su damlacıkları geldiğinde üçüncü sınıftan ayrılmadan önceki katıldığı 23 Nisanları ve böbrek yetmezliğinden hasta yatağında inleyerek acı içinde yatan annesini düşündü. Gözlerini alanda gezdirerek Atatürk heykeline geldiğinde durdu. “Hani senin bize hediye ettiğin 23 Nisan bayramı? Ben neredeyim, bayram nerede?” diyerek gözleri ile konuştu. Annesinin özenle saklayıp arada Yusuf’a gösterdiği okul yıllarında 19 Mayıs törenlerinde çektirdiği fotoğrafını anımsadı. Umut dik duruşunu sürdürerek gözünü dalgalanan Türk bayrağına çevirdi. İçindeki duygularının dışarı fırlayışına engel olamadı.
“Senin ülkemizde dalgalanmanı işgallere karşı çarıksız savaşan dedelerimize borçluyuz.” diyerek mırıldandı.
“Bizim 23 Nisanımızı kutlayan büyüklerimizin ben karnını doyuruyor, ayakkabılarını boyuyor, onlar için çalışıyorum. Onlar bizi görmüyor. Ben sana dualar ediyorum. Sen bari gör bizi Allah’ım” dediğinde “rahat” sesi ile Yusuf, saygı duruşunu bozup, boya sandığını el arabasını üzerine koydu.
- Yusuf, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ayakkabı boyayarak seyretti.
- Yusuf’un 1 Mayıs İşçi Bayramından haberi var mı?
- Yusuf dayısının evinin duvarında çerçevelenerek asılmış Deniz, Yusuf, Hüseyin fotoğraflarından Denizleri tanıdı. İki yıldır 6 Mayıs anmasını kaçırmıyor.
- Yusuf, 7 Mayıs’ta Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda Denizleri anma etkinliğine dayısı ile birlikte katılacak.
- Yusuf, 19 Mayıs törenlerine gelecek mi?
Hadi Hayırlısı…