İnsanları din, mezhep, ulus, milliyet…, olarak ayrıştıran anlayış, aynı zamanda kadın ve erkeği ayrıştırdı.
İşçileri, emekçileri, yoksul köylüyü sömüren anlayış, kendi yönetimini oluşturarak kadını cinsiyet ayrımcılığı ile iki kat köleleştiren anlayıştır.
Sermayelerini oluşturulan devlet gücü ile koruyan anlayış, kadınlar üzerinden kazanç sağlamak için kadınları fiziki olarak ayrıştırdı. Kadınlar için fiziksel görsellik, beden ölçüleri, uzuv standartları belirledi. Pazar oluşturan giysi modaları yaratarak, bedenlerini sergileyen meslekler icat ederek, kadınları podyumlara sürdüler. Sermaye kendi yanında yedeklediği teslimiyetçi kadınlar ile emekçi kadınları ayrıştırdı. Sermaye, manken mesleği, podyum şehveti ve şöhretlerin yaşamları magazin adı altında gazete ve televizyonda yayınladı. Bu alanda etkilediği genç kızları duyarsızlaştırarak özendikleri yaşamlara yönlendirdi.
Erkek egemen yapı kurduğu sistemler içinde kar elde edeceği kısmi alanlar açarak kadınları kendine bağımlı alanlara çekti.
Yasalarını, servetlerini ve iktidarlarını kurdukları militarist güçler ile cephe çevre kendilerini koruyorlar. Ne hikmetse, aynı militarist ve sermaye gücü, kadınların evlerde, sokaklarda, iş yerlerinde öldürülmekten koruyamıyor.
Siyasi partiler, STK’lar, yerel yönetimler… “KADIN KOTASI” uyguluyorlar.
Uygulanan kadın kotası; kadını aşağılama kendi gücü içinde eritmedir. Dahası insanlık için utançtır.
Bu uygulamayı kabul etmek, erkek egemem toplumun gücünü, yönetimini, egemenliğini kabul etmektir. Pirzolayı elinde yiyen egemen erkek yönetimin masası altında kemiği beklemektir.
Kim hangi hak ile kadın kotası belirliyor?
Kadın ve erkek olarak her ikisi de insan. Her ikisi de aynı ülkede yaşıyorlar. Her ikisi de aynı parti, dernek, sendika…, üyesi. Buraya kadar normal. Anormal olan! Erkeklerin kadınlara, nereden aldığı yetki ile hangi bilimsel kaynağa dayalı kota uyguluyorlar olması.
Kota ne demek?
- Siz bizimle yarışacak güçte değilsiniz.
- Siz bizimle aynı bilgi, birikim, beceri, zekaya…, sahip değilsiniz.
- Siz bu işlerden bizim kadar anlamazsınız.
- Sizin kafanız bu işlere basmaz.
- Siz kadın olduğunuz için yönetemezsiniz….
Bu anlayışa karşı mücadele ederek örgütlü güç yaratan kadınların örgütlülüğünü kırmak, eşit hak ve özgürlük mücadelesinin kazanımlarını engellemek için kota dağıtılmakta.
Bu ne demek oluyor?
- Bu aşağılama değil de nedir?
- Bu kadını ayrıştırma değil de nedir?
- Bu erkek kadın cephesi açmak değil de nedir?
- Bu kadını üretimden, yönetimden soyutlamak değil de nedir?
- Bu kadının erkek egemem toplum içinde şekillendirilmesi değil de nedir?
Kadınlar biçare değiller, olmamalılar.
Dünya var olduğundan bu güne tüm değişimleri kadınlar gerçekleştirdi.
- Efendisine hizmet eden kadınlar
- İnsanlığa hizmet eden kadınlar
Efendilerine hizmet eden kadınlar: Dünyanın var oluşundan bu güne Kralları, Prensleri, Emirleri, Padişahları…, dişiliğini kullanarak kadınlar efendilerini iktidara taşıdılar. Aynı kadınlar, bir başka güç tarafından ele geçirildiklerinde geri plan oyunları ile yeni efendileri için iktidardan indirdiler.
İnsanlığa hizmet eden kadınlar:
Savaşlara, işgallere, sömürüye, ayrımcılığa karşı vatan savunması, özgürlük ve emek mücadelesinde kadınlar en ön safta mücadele ettiler. En acı bedelleri ödediler. Kadın, erkek birlikte emek ve özgürlükler mücadelesinde birleştiler.
Kadınlar kota utancından kurtulmalıdırlar.
Kadınlar kota kırıntısı beklentisi ile aşağılanmak yerine, haklarını koparıp alan kadın örgütlülüğü yaratmalılar. Erkek egemen toplumun oluşturduğu kadını aşağılayan kota uygulaması bile adil değil. Erkek egemen güç uyguladıkları kotalara: Çoğunlukla ya sevgililerini, ya metreslerini, ya akrabaların atıyorlar. Bu ilişkiler siyasi partilerde çok kez gün yüzüne çıktı. Burada düşünülen kadına saygı değil. Kadını aşağılama, cinsiyet ayrımcılığına kibir ile yaklaşmadır. Ayrımcı uygulamaların asaletini tescil etmedir. Zaten kadına saygı böyle olmaz. Aynı mücadelenin verildiği bir ortamda, neden erkek egemem yapı ortaya çıkarak cinsiyet ayrımcılığı üzerinden kadını aşağılayan kadın kotası icadı çıkarıyor?
Kotaya biat edenler değil, haklarını kopararak alan kadınlar değer yaratırlar.
Hülya Arslan: Tunceli’de tarımsal üretimi ile istikam yaratarak, milli üretime katkı sağlıyor. Hülya Arslan bu işe kadın kotasından atanmadı. Kendi duyarlılığı, kendi bilimsel yeteneği tarıma duyarlılık gösterdi. Yok olan yerli tarımı kırsal alanlarda tekrar hayata geçiriyor. Bu bilince ulaşan kadın kotaya ihtiyaç duyar mı?
Yaşar Seyman: Yıllarca sendikal mücadele içerisinden yerini aldı. CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) içinde her alanda, partisinin çizgisinde erkekler ile aynı çalışmaları yürütüyor. Sendikal çalışmaların birikimi üzerinden nereye dokunması gerektiğini bilen kararlı bir çalışma sürdürüyor. Yaşar Seyman’ın kadın kotasından faydalanmak gibi bir beklentisi olur mu?
Ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı yurt dışında yaşamak zorunda kalan Feride hangi kadın kotasından yurt dışına gitti?
Cumartesi analarını hangi kotaya koyacaksınız?
Kurtuluş savaşı kahramanları: Nezahat Onbaşı, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Kara Fatma, Şerife Bacı, Gördesli Makbule…, savaşa kadın kotası üzerinden mi katıldılar?
Osmanlıdan bugüne; Kurtuluş Savaşı 12 Mart, 12 Eylül ve günümüze insanca yaşam, bağımsız Türkiye mücadelesi içinde; katledilen, işkencede gören, tecavüz edilen kadınlar için nasıl bir kotanız var?
Erkek egemen sistem kota uygulamaları ile kadını iktidarının devamı için yedekliyor. Erkek egemen güce ve küresel sermayenin sömürüsüne diz çökmüş kadınlar kota uygulamalarına alkış tutuyorlar. Ayrımcılığı her alanda körüklemeye devam ediyorlar. Kota, kadınları kotlayan, koordine eden, kontrol altına alan yeni icat sistemdir. Cinsiyet ayrımcılığı içinde, erkek egemen toplumun kurallarına teslim olan, kaderci yaşayan kadınları yanına çeken aldatmacadır. Kadınları daha çok emek, cinsiyet, beden…, olarak köleleştirmedir.
Kadın: Her türden ayrımcılığa, gericiliğe sömürüye karşı kadın ve erkek birlikte iş, ekmek, özgürlük mücadelesi içinde özgürleşir. Kadınlar: Kendilerini küçümseyen, kota uygulamalarını kadın ve erkek mücadelesi ile bertaraf edilmeliler. Kadınlar, karşı cinsleri ile ayrışarak, erkek egemen yapının vereceği haklar ile özgürleşemezler. Küresel sermayenin ve ülkelerin işbirlikçi sömürüsüne karşı kadın ve erkeğin ekonomik, siyasi hakları için birlikte mücadele etmeliler. Ekonomik, sosyal siyasal hakları birlikte elde ederler. Milli sanayi, tarım, hayvancılık, ekonomi ve siyasal alanda ülkelerine katkı verirler.
Hadi hayırlısı…