Merhaba Aydın Abi,
“Arada bir ‘kitap’ sözü etmezsem sanki eski bir dostuma, vefasızlık ettiğimi sanıyorum.” diyorsun ya 2020’ye umutlarla eh biraz da “acabalar”la adım attığımız şu günlerde, işlerimizi senin bu tavrına da yakıştırarak, çokça kitaplardan söz ediyoruz.
Utanmazlığın gemi azıya aldığı bir “çağ”ın neresindeyiz bilmem ama senin yazdıklarını okuyuncaya dek kitabın utanmakla ilişkisi üstüne düşünmek aklıma düşmemişti doğrusu. “Oysa kitap, her şeyden önce ‘utanma’yı öğretiyor.” derken ne denli haklısın. “Utanmayı öğrenmeyenler” mi? Onları da söylüyorsun: “Banka batıracak, külliyetli rüşvet alacak çeteler kuruyorlar.”
Ah Aydın Abi,
Bu söylediklerin devede kulak kaldı şimdi.
“Parsel parsel eylemişler dünyayı...” diyen ozan, şöyle bir doğrulsa yattığı yerden, eminim, dizelerini, “parsel parsel sattılar ülkeyi” diye değiştirirdi. Öyle ki yakmadık orman, kurutmadık göl, yıkmadık anıt yapı, kapatmadık sanat merkezi... bırakmamaya kararlılar.
Ama üzülme! İyi haberlerim de var!
Utanmayı bilen/ öğrenmeye çalışanların sayısı da her geçen gün artıyor.
Yeni yılı karşılarken kimi dostlarıma armağan vermek hevesiyle, içinde senin kitabın “Bıkma Yaşa”nın da yer aldığı kitaplar almak için İş Bankası Kültür Yayınlarının İzmir Konak’taki kitap satış noktasına uğramıştım. Oradaki dostlardan öğrendim: İş Bankası Kültür Yayınlarının 2019’daki kitap satışı on milyonu bulmuş. “Utanmak” nedir bilen insanların hızla çoğalması demektir bu da.
Sahi, Aydın Abi, dünyanın her yanında yönetenlerin, ilk ve en çok kitaplara saldırmalarının, kitabı okullardan, evlerden kovmaya yeltenmelerinin altında hep bu çalıp çırpma işlerinin sorgulanmasını istemeyişleri yatıyor, desene!
2020’ye, senin de deyişinle “boğazımıza kadar bunalıma batmış” halde giriyoruz.
Niye böyle oldu? Kitaplardan uzağa savrulmaktan, dolayısıyla utanmayı bir kıyıya bırakanları utandırmayı unutmaktan olabilir mi?
Onu da diyorsun:
“Geldiğimiz yerin yolu, mantık-hesap ve ahlaktan geçmiş olamaz. Bu sonucun nedenleri, bilgisizlik ve ahlak fukaralığı”dır dedikten sonra şunları da söylemekten alamıyorsun kendini:
“Aklımın bastığını açıklamaktan da çekinecek değilim. Demokrasiyle cahillik ve ahlaksızlık bağdaşmıyor.”
Çocuklarımızın, gençlerimizin üniversite kapılarına genel olarak kitaplardan uzak düşmüş halde varışının doğurduğu sonuçları da yine “sende” buluyorum:
Profesör, “Bugünkü dersimizin konusu yalan.” diyor ve ekliyor. “Önce şunu sormak istiyorum: İçinizde ‘Yalan’ kitabımı okuyan var mı?” Öğrencilerin çoğunluğu, “Elbette okuduk hocam!” diye gösteriye başlayınca profesör noktayı koyuyor:
“Böylece konuya canlı bir giriş yapmış oluyoruz. Çünkü benim bu kitabım henüz basılmadı. Gelecek ay yayımlanacak...”
Benzer bir iş senin de başına gelmişti Aydın Abi, bilmem anımsar mısın?
İzmir Kitap Fuarında bir okurun, laf kıtlığında, “Aydın Bey, Sibirya’yı konu alan kitabınızı okudum.” deyince, senin, “Ben daha okumadım o kitabımı!” sözlerinle inceden zılgıtı yemişti! Söz nereden açılmıştı da buralara varmıştı, yok aklımda ama bu anıyı senden dinlemiştim. Belki de benim başımdan geçeni söyleyince anımsamıştın! Bak, onu da anlatayım:
2001 öncesiydi (ilk kitabım o yıl çıkmıştı), seyrek karşılaştığım tanışlardan biri bir gün, durup dururken ve coşkulu bir sesle, “Kitabını okudum Bekirciğim!” demişti. Bir an duralamış, bir çıkış yolu bulmaya çabalamıştım:
“Hangi kitabı mı?” soruma da hazırlıklıydı sanki:
“Son çıkanı!”
Susup kalmış, “Benim kitabım yok ki!” diyememiştim.
Kitaplardan uzaklara savrulmanın doğurduğu “masum” görünümlü bu hallerin arkası, büyük utanmazlıklar olarak geliyor anlaşılan, değil mi Aydın Abi!
Haydi, bir güzel haberle koyayım noktayı:
Dr. Alpaslan Bilen, editörlüğünü yaptığım, Pagos Yayınlarınca yakında basılacak “Öldürmeyen Yemekler Kitabı”nda, senin yeme içme adabı üzerine söylediklerine koşut uyarılarda bulunuyor.
Biliyor musun, balığa limon sıkmayı bırakalı epey oldu. Rakıya buz atmaya da epeydir elim varmıyor Aydın Abi çünkü ne zaman şişeye uzansam aklımın en güzel köşesinde hep sen oluyorsun.
........................
Aydın Boysan (mimar, yazar, 17 Haziran 1921-5 Ocak 2018)
“Ne Güzel Günlermiş”, Aydın Boysan, yaşantı, YKY, 3. baskı: Ağustos 2005, İstanbul, s.83
agy, s.83
“Bıkma Yaşa”, Aydın Boysan, anlatı, İş Bankası Kültür Yayınları, 2010, İstanbul
“Ne Güzel Günlermiş”, Aydın Boysan, yaşantı, YKY, 3. baskı: Ağustos 2005, İstanbul, s.143
agy, s.141