Rusya için “AYI” benzetmesinin kullanıldığını duymuşsunuzdur. Elbette bu AYI benzetmesi hakaret amaçlı kullanılmıyor. Rusların tarih sahnesine çıktıkları, kuzey ormanlarının en güçlü ve vahşi hayvanı olan ayı ile Rus devleti arasında benzerlik kurulması da sürpriz değil. Bir de tabii, süper güç mirasını ve gücünü kullanmaktan çekinmeyen dış politikası da Rusya için kontrolü ve tahmin edilmesi zor hareket tarzı nedeniyle de ilintilidir.

Soğuk savaş sonrasında, Rusya ve batı arasındaki yakınlaşma, Rusya’nın NATO toplantılarına gözlemci olarak katılması ve BM’de işbirliği dönemleri, Rusya’nın, batının güvenilmez politik adımları ve Nato’nun genişlemesi süreci  karşısında, Rus liderliğinin yaşadığı hayal kırıklığı, özellikle 2008’den sonra Rus Ayısının kış uykusundan uyanmaya başlamasına yol açtı.

Rus Ayısı Kış Uykusundan mı Uyandı?

Peki ne oldu 2008’de ve Batı ile Rusya arasında, soğuk savaş sonrası ILIK SAVAŞ dönemi başladı?

Romanya'nın başkenti Bükreş’te Nisan 2008’de yapılan  NATO zirvesinde; Arnavutluk ve Hırvatistan'ın örgüte üyeliğinde uzlaşıldı. Ayrıca Gürcistan ve Ukrayna'ya gelecekte örgüte üye olabilecekleri söylendi. Gürcistan ve Ukrayna'nın NATO'ya üyeliği konusu ile NATO'nun bir füze savunma sistemi planlaması Rusya'nın sert eleştirilerine neden oldu. Rusya, kendisine verilen NATO genişlemesinin duracağı sözünün tutulmamasından ve kendisine karşı bir füze savunma sistemi kurulmasından ciddi anlamda rahatsız oldu. Bu kritik tarihten sonra, Gürcistan’a Rus askeri müdahalesi ile sonuçlanan Güney-Osetya sorunu ile, NATO’nun Gürcistan’a kadar uzanma planı daha 2008’de Rusya’dan sert karşılık gördü.

2014’te Rusya, Ukrayna’ya müdahale edip, Kırım’ı koparıp aldı. Doğuda Rus yanlısı özerk yönetimler kaldı ve ateşkesle savaşa ara verildi. Ama ne NATO geri adım attı ne de Rusya baskıya razı geldi.

Rusya, Ne kadar Ciddi Olduğunu, Bir Kez Daha Gösterdi!

Rusya tarafından 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı  ve adı “Barışı Koruma Operasyonu” olan, Ukrayna’yı işgal operasyonu, bölgesel bir savaş olarak başlamışsa da, yarattığı sonuçlar ve ortaya çıkan tehditler açısından, dünya barışı ve ekonomisi açısından, büyük riskleri de beraberinde getirdi.

Şunu kabul etmek gerekir ki; Rusya açsından Ukrayna’nın çok büyük jeopolitik önemi vardır. Rusya, soğuk savaş sonrasında, kendi güvenliği için en büyük tehdit olarak, NATO’nun genişlemesini görmektedir. Bu durum sürpriz olmadığı gibi anlaşılabilir bir kaygıdır. Zira, soğuk savaşın iki kutuplu dünyasının, Varşova paktıyla beraber iki önemli askeri aktöründen birisi olan  NATO’nun genişleme politikası, Rusya’yı hep rahatsız etse de, bu genişlemedeki kırmızı çizginin Ukrayna olduğu sır değildir. Coğrafi açıdan doğu snırıları doğal korunaklı olan Rusya için, batıdan gelebilecek bir tehdidin önünde Belarus gibi tarihi müttefikleri vardır. Ancak, Ukrayna’nın NATO ve AB üyesi olması, Rusya açısından askeri ve stratejik olarak kabul edilebilir değildir.

Bu noktada, Rusya devlet başkanı Putin, istikrarlı şekilde, NATO’nun genişlemesine karşı çıkmış ve Ukrayna’nın NATO üyesi olması ve güney sınırlarında bir Amerikan askeri varlığına ise savaş pahasına izin vermeyeceğini de sürekli yinelemiştir. Nitekim, Ukrayna üzerinde, batı yanlıları ile Rusya yanlıları arasında, sokak gösterileri, devrimler veya askeri çatışma ve müdahalelerle, bir nevi vekalet savaşı süregelmektedir.

Rusya’nun Ukrayna’yı İşgali Savunulamaz!

Uluslararası Hukuka, BM Şartına Aykırıdır.

Ancak, 24 Şubat 2022’de başlatılan işgal harekatının, uluslararası hukukta bir karşılığı, haklı bir yanı yoktur. BM’nin Kuruluş Sözleşmesine, açıkça aykırıdır. Bağımsız bir ülkenin, toprak bütünlüğüne yönelik, haksız bir saldırı ve işgal söz konusudur.

Uluslararası Hukuka aykırı, Rusya işgali karşısında, BM Genel Kurulu büyük çoğunlukla, Rusya’yı kınamıştır. ABD ve AB başta olmak üzere, dünya devletleri Rusya karşıtı yaptırımları peşi sıra uygulamaya sokmuşlardır. ABD ve  AB tarafından, hava sahalarının Rusya’ya kapatılması ve misilleme olarak da Rusya’nın 36 devlete karşı aldığı hava sahasını kapatma kararları, Rusya’ya yönelik ambargolar ve alınan tüm yaptırım kararları, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyinden çıkmadığı için de uygulama sorunları ve hukukilik tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Uluslararası Statüko büyük zarar görmüştür.

Nato’nun Genişleme Israrı ve Rusya’nın Ateşle Verdiği Cevaplar!

2008’de NATO’nun aldığı genişlemeye dair kararın, Rusya tarafından sahada engellenmek istendiği ve bu amaçla Rusya’nın askeri gücünü kullanmaktan ve daha büyük bir savaşı göze almaktan çekinmeyeceği de bu süreçte tecrübe edildi. Peki dünya devletleri, özellikle de ABD’nin başını çektiği batı bloğu, bunu öngöremedi mi? Rusya’nın böyle askeri bir karşılık verebileceğini hesaba katmadı mı? Ben bu ihtimalin düşük olduğunu düşünüyorum.

Rusya’nın böyle bir askeri tepki verebileceğinin öngörülmemesi mümkün değil. NATO’nun Gürcistan ve Ukrayna’yı da içine alacak şekilde genişlemesine sessiz kalması, Rusya’nın varlık nedeni ile çelişen bir durum olurdu. Doğu ve batı sınırları coğrafi olarak da korunaklı olan Rusya’nın Karadeniz’de NATO üslerini görmeyi kabul etmeyeceği ve Ukrayna’ya konuşlanacak bir Amerikan varlığının Kremlin’in uykularını kaçıracağı da sır
değildi. Bunun olmaması için Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri gücünü kullanacağını da 2014’te Kırım’ı ilhak etmesiyle de somut olarak da tecrübe eden Batı bloğunun politikalarında ısrar etmesi ve Rusya’yı Ukrayna’ya çekmesi ve bu çatışmanın da kısa vadeli olmayıp, uzun bir sürece yayılarak Putin’in zayıflatılması ve neticesinde de devrilmesiyle sonuçlanacak bir sürece evrilmesinin hesaplandığını da düşünmeden edemiyorum.

Ukrayna, Rusya İçin Bir Ayı Kapanı Mı?

Bu noktadan bakıldığında, Ukrayna’da, Rusya’ya bir tuzak kurulduğunu, Rus Ayısının, Çin tarafında değil de Batı bloğunda yer almasının sağlanması için, Putin’in dizginlenmesi, rakip olmaktan çıkıp, ortak olmaya ve payına razı olmayı kabul etmesi eğer bunu kabul etmezse de kabul edebilecek bir yönetimin oluşmasına ortam hazırlanması planlanmış olabilir. Üstelik bu strateji de bir taşla birden fazla kuş vurmak da olasıdır.

Avrupa, Atlantik Ekseninde Hizaya Girdi

Kaldı ki, Avrupa’nın başına buyruk politikalar izlemek ve Atlantik ekseninden uzaklaşmak gibi eğilimleri karşısında, Rusya’nın özellikle de Avrupa için yeniden büyük ve güçlü bir tehdit olarak algılanması, Avrupa’yı da ABD liderliğindeki Nato ekseninde, hazır ola geçmeye gönüllü ve istekli hale getirecektir ki, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvuruları ve yaşananlar, Rusya hariç diğer kuşun vurulduğunun kanıtı olarak görülebilir.

Rusya’nın yaptığı saldırının uluslararası hukuk açısından kabul edilebilir hiçbir yanı olmadığını ama siyaseten Ukrayna’nın NATO üyesi olmasına karşı çıkmasının anlaşılabilir olduğu da aşikardır. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde de Rusya’yı simgeleyen Ayı’ya, Ukrayna’da bir tuzak kurulduğunu da kabul etmek gerekiyor.

Yeni Bir Soğuk Savaş Mı? Yoksa Sıcak Çatışma Mı?

Rusya için Ukrayna’da kurulan Ayı Kapanı, geçtiğimiz aylarda, Wagner tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, Rusya’ya uygulanan ambargolar ve bir çok gelişme göstermektedir ki, Ukrayna üzerindeki bilek güreşinin daha şimdiden galibi NATO eksenli ABD dış politikasıdır. ABD, kontrolden çıkmaya çalışan ve bağımsız politikalar üretmeye heveslenen Almanya- Fransa eksenli AB’ni ve Avrupa ülkelerini, kendi hizasında toplamayı başarmıştır. Son Nato zirvesinde, Türkiye ve Yunanistan’a verilen ayar da, birlikte Doğu Akdeniz Nato donanmasında çalışacaksınız ve aranızdaki sorunları bir kenara bırakın telkinleri ve Türk ve Yunan liderlerinin iki ülke arasında yeni bir barış sürecine dair pozları, tüm bu gelişmelerin, Ukrayna’daki krizin büyümesi ihtimaline hazırlık olduğunu düşündürüyor.

Ilık Savaş demiştim. Bu tabirin elbette bilimsel bir temeli yok ama gelişmelere göre, yeni bir soğuk savaş süreci mi başlayacak, yoksa sıcak çatışmalar mı göreceğiz, yani ılık olan savaş, soğuyacak mı? Isınacak mı? Birlikte göreceğiz. Ama bildiğimiz bir şey var o da kapana yakalanan bir ayının daha da tehlikeli olacağıdır.