Ben bir kadınım
Siz beni Bergen olarak tanıyorsunuz.
Gerçek adım Belgin Sarılmışer.
Şarkıcıydım.
Önce asitli saldırıya uğradım sağ gözümü kaybettim.
Sonra boşandığım eşim tarafından silahla öldürüldüm.
Türkiye'de kadına şiddetin sembol isimlerinden biri oldum.
Ben öldürüldüm ama şiddet bitmedi.

Ben henüz 17'sinde gencecik bir kızım.
Adım Münevver Karabulut.
Sevgilim dediğim Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürüldüm.
Üniversiteye hazırlanıyordum.
Okuyacaktım hayallerim vardı.
Seviyorum dediğim kişi sonum oldu.

Ben Özgecan Aslan.
Ben de henüz 19 yaşında katletilen bir genç kızım.
Bindiğim minibüste tecavüz girişimine direndiğim için vahşice öldürüldüm.
Cesedimi ormana götürüp yaktılar.
Oysaki sadece evime gitmek istiyordum.
Okulumu bitirip psikolog olacaktım.
Ama sapık bir ruh hastası tarafından katledildim.

Adım Emine Bulut
38 yaşında eski eşim tarafından üstelik 10 yaşındaki kızımın önünde öldürüldüm.
Yaralı halde 'ölmek istemiyorum' diye bağırdım.
Siz beni bu sözlerle tanıdınız.
Son sözlerim bunlar oldu.
Öldüm, öldürüldüm.

Adım Müslüme Yağal.
Ben daha 2.5 yaşında küçücük bir çocuktum.
Kaybolduktan 10 gün sonra cansız bedenimi buldunuz.
Bana sahip çıkması gereken dedem tutuklandı.
Bulunduğum yere tek başına gitmem mümkün değildi.
Bana gerçekte ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemediniz.

Adım Başak Cengiz
28 yaşında evime doğru yürürken hiç tanımadığım biri tarafından kılıçlı saldırıya uğradım.
Kaldırıldığım hastanede hayatımı kaybettim.
Daha çok gençtim, hayallerim vardı.
Hiç tanımadığım biri tarafından bu hayattan kopartıldım.

Benim adım Narin Güran.
Daha 8 yaşında küçücük bir kızım.
Kayboluşumun 19. gününde cesedimi buldunuz.
Olayla ilgili en yakınlarım tutuklandı.
Amcam, annem, abim
Bana ne olduğunu hala öğrenemediniz.
Küçük yaşta vahşice yok edilenlerden biri oldum.

Benim adım kadın.
Bazen bir anne, bazen evli bir kadın, bazen genç bir kız, bazen de bir çocuğum.
Beni hemen hemen her gün haberlerde görüyorsunuz.
Bazen eşim, bazen eski sevgilim, bazen saplantılı bir erkek, bazen ailem, bazen de hiç tanımadığım biri tarafından vahşice öldürülüyorum.
Öldürülmesem de evde eşim tarafından şiddete uğruyorum.
Bazen sokakta sapık bakışlara maruz kalıyorum.
Beni erkeğin malı olarak görüyorsunuz.
Benim de hayallerim olduğunu, düşüncelerim olduğunu unutuyorsunuz.
Çığlığımı duymak yerine beni koruyacak kanunları kaldırıyorsunuz.
Çığlığımı duymak yerine "orada ne işin vardı" diyorsunuz.
Çığlığımı duymak yerine "öyle giyinirsen olacağı bu" diyorsunuz.
Katlediliyorum, tecavüze uğruyorum, şiddet görüyorum.
Ama siz susuyorsunuz.


Benim adım Özlem Çimen Durmaz
42 yaşında bir gazeteciyim.
Her gün en az bir kadın cinayeti haberini sizlere duyuruyorum.
Her gün en az bir vahşet haberi okuyorum.
Şiddet görmüyorum.
Ama işte kadınım ya yine de korkuyorum.
Bu satırları ellerim titreyerek yazıyorum.
Kadınlara ses olmaya çalışıyorum ama işte bazen kelimeler boğazımda düğümleniyor.
Aslında neşeli, umutlu yazılar yazmak istiyorum.
Ama neşemi, umudumu sömürüyorlar.
Benim adım Özlem.
Ben de artık tüm kadınlar gibi
Kadınların, çocukların, hayvanların öldürülmediği, işkence görmediği, şiddete uğramadığı bir dünyada yaşamak istiyorum.
Dans etmek, şarkı söylemek, özgürce gezmek, sevmek, sevilmek istiyorum.
Kanunlar beni korusun istiyorum mesela.
Ve bütün kadınlar adına çığlık atmak istiyorum.
ÖLDÜRÜLMEK İSTEMİYORUM.