Gençler bilmez (eyvah yaşım ortaya çıkacak) ama bir zamanlar Zeynep Değirmencioğlu'nun filmlerdeki adı ile Ayşe'nin filmleri çok meşhurdu.

Benim en sevdiğim film ise Hayat Sevince Güzel isimli filmiydi.

Köyde kaz çobanlığı yapan Ayşe, anne ve babasının ölümünün ardından zengin teyzesinin yaşadığı kasabaya taşınır. Ayşe, kasabadaki insanların hayatlarını değiştirir, insanlara birbirini sevmeyi öğretir. Kimsesiz çocuklara yardım eden Ayşe, herkesin sevdiği biri haline gelir.

Her ne kadar filmin en sevdiğim repliği "Sus farkındayım, dün akşamki kızlar görsünler şimdi beni" cümlesi olsa da şimdi konumuz bu değil.

Küçükken çok özenirdim Ayşe'ye. Akşamları yatağıma yattığımda hep böyle bir mahalle hayal ederdim. Bulunduğum yere Ayşe gibi neşe ve mutluluk götürdüğümü düşlerdim. Herkesin iyi olduğu, birbirine yardım ettiği, şarkılar, türküler söylediği, sevgi dolu bir mahalle.

Böyle bir şeyin var olabileceğini sanıyordum, çocukluk işte.

Ne güzeldik dimi çocukken. Saf saf her şeye inanırdık. Çocukluğun güzel tarafı buydu galiba.

Ve biz büyüdük kirlendi dünya.

Her şey bir yana da mutsuz insanlar olduk. Birbirini sevmeyen, birbirinin arkasından atıp tutan, içten içe kimsenin başarısını çekemeyen insanlar.

Eskisi gibi aşklar, dostluklar, arkadaşlıklar yaşayamaz olduk.

Eeee malum güvensizlik had safhada.

Ben de bu kirlenmişliği gördükçe zamanla vazgeçtim dünyayı, ülkeyi, çevremi güzelleştirme hayallerimden.

Sonunda niyet ettim bencil pisliğin teki olmaya :)

 Derken aklıma bir video geldi. Sosyal medyada görmüşsünüzdür mutlaka. Eşini kaybeden bir yörük kadınının, otluk alanda bulaşık yıkarken söylediği o sözler, "Olmayana takılıp da olanı kaybetmek istemedim." Harika bir konuşma yapan o kadının videosunu mutlaka izlemenizi tavsiye diyorum.

Aslında hayatımızda çok güzel şeyler de var. Olmayan şeylere odaklanmayı bıraktığımızda fark edebileceğimiz...

Evet geçmişi de olanı da değiştiremeyiz ama geleceğimizi şekillendirebiliriz.

Hayat bir yol ise neden çiçekli yollardan yürümeyi seçmek varken, değiştiremeyeceğimiz geçmişin tozlu yollarında debelenelim ki.

Ne demişler "Hayat bir gün o da bugün"

Hadi silkelenin, bir müzik açın, biraz dans edin. Bu dünya bir daha yaşanmayacak. En azından mutlu öldük dersiniz.