"Yapay zekaya sordum en son ne zaman mutlu olduk diye o da yanıt veremedi"
Geçen günlerde hep mutsuz yazılar yazan bir arkadaşıma "Hep hüzünlü yazılar yazmak zorunda değilsin" demiştim. Arkadaşımın verdiği cevap ise hala beynimde yankılanıyor: "Valla yapay zekaya sordum biz en son ne zaman mutlu olduk diye o da yanıt veremedi."
Bu cümleyi günlerdir beynimden çıkartıp atamıyorum. Oysa gerçekten en son ne zaman mutlu olduk ben de bilmiyorum. Düşündüm, günlerce düşündüm ama yok hatırlayamıyorum.
Yaşamak kolay değil, bu ülkede yaşamak hiç kolay değil.
Depremler, çocuk cinayetleri, çocuk tecavüzleri, kadın cinayetleri, şiddet haberleri, ekonomik zorluklar, kişisel problemler derken cidden mutlu olmayı unuttuk.
Size göre masa başında haber üretiyor olsak da zor aslında bu işi yapmak. Belki sizler haberlerin küçük bir kısmına maruz kalırken, biz akşama kadar Türkiye'de ne var ne yok okumak zorundayız.
Bakmayın oradan öyle gamsız göründüğümüze, bilgisayar başında ağlayarak çalışan insanlarız biz.
Metin Arolat'ın son röportajındaki cümlesi geliyor aklıma, "Neşeli gibi görünürüm ama hüzünlü bir adamım ben" diyor.
Kendimi buluyorum bu cümlede. Aslında bir çoğumuz öyle değil miyiz. İçimizde fırtınalar kopsa da gülüyoruz dimi hala. Hele ben gözünden yaşlar akarak dans edip şarkı söyleyebiliyorum mesela.
Aslında çok yoruyor hayat. Hani derler ya "hassas kalpler için hayat bir cehennemdir" diye. Dışınız gülse de her şeye içiniz acıyor işte.
Bırakın cinayetleri, krizleri, yere atılan bir çöp, boşa akan bir su bile içimi acıtıyor benim. Evet o kadar abartabiliyorum:)
Her ne kadar duyguların da beyinde olduğu söylense de yok arkadaş benim kalbimde, orada işte hissediyorum.
Açıkçası çok kıskanıyorum şu gamsız insanları. Acaba diyorum ben de öyle kalbim hiç acımadan yaşayabilir miyim? Kimseye zarar vermeden, kimseyi kırmadan, ye-iç-keyfine bak şeklinde yaşamam mümkün mü? Daha net bir ifade ile "yetti gari tatlı tatlı delireyim artık" diyorum.
İsyan etmek istiyorum artık. Ben hassas kalpli olmak istemiyorum ya. Bu yüzden soruyorum acaba beton döksek kalbime de artık hiç bir bıçak girmese oluyor mu öyle. Ya da ameliyatla kalbi alıp yerine şöyle kocaman bir taş koyabiliyor muyuz?
Biri yanıt versin lütfen oluyor mu öyle?