"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler."
Özdemir ASAF
Türk tarihine meraklıyım. Özellikle de İslamiyet öncesi Türk tarihine… Üşenmedim 50 yaşından sonra ikinci kez üniversiteye yazıldım, şimdi Tarih üzerine 4 yıllık eğitimimin ikinci yılındayım.
İslamiyet öncesi Türk boylarında devlet yapılanmasında yönetici ve buyuran sınıfa "Ak Budun", emir verilen, yönetilen halka ise "Kara Budun" adı verilir. Budun halk anlamına gelir. Kısacası yönetenler AK, halk ise KARA'dır.
Kelimelere takılıp kalmayın. Kara kelimesi bizim coğrafyamızda her zaman kötüleme olarak kullanılmaz. Sevgi, güzellik, hayranlık ve içtenlikle sahip çıkmayı da anlatır. Halkımız sevdiklerine Karayağız, Karaoğlan, Karakız, kara gözlü, kara saçlı gibi lakaplar takar…
Bülent Ecevit'e halkın "Karaoğlan" adını vermesi de bu yüzdendir. Kendinden görmüş, sevmiş, benimsemiş ve bağrına basmıştır.
Kara ve budun kelimeleri Kök Türk belgelerinde, Köl Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk abidelerinde geçer. Genel anlamda, Halk kitlelerini anlatmak için kullanılır.
Kara kelimesi Kutadgu Bilig’te 94 beyitte geçer, bunlardan 69'unda renk adı, 25'inde de 'halk' olarak anlamlandırılır.
Uygur Türkleri'nde kara kelimesi hem rengi tanımlar hem de "Halk" kavramını anlatır.
***
Bu kadar girizgahı neden yaptım diye merak etmişsinizdir mutlaka. Yüzyılın (!) lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, yine esip gürledi. Hayvanseverleri hedef aldı, "Beyaz Türkler hayvanlarınıza sahip çıkın" diye çemkirdi.
Devlet başkanı olarak tüm yetkileri elinde bulunduran partili cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın suçu "Beyaz Türklere" atmasını anlamakta zorluk çekiyorum.
Şikâyet etmesi gereken biziz sayın cumhurbaşkanı.
Görevini yapmayan sizsiniz.
Elinizde her türlü yetki var.
Gerekli yasaları çıkartmadınız.
Sokaklarda başıboş gezen köpekler ve sokak hayvanları sorununa çağdaş, insancıl-uygun çözümler içeren yasal düzenlemeler yapılması için hayvanseverler yıllardır emek harcıyor.
Devletin petshop ve üretim çiftliği ticaretine son vermesi, internet üzerinden canlı hayvan satışını engellemesi, işkence kampı gibi bakımevlerine canların tıkılmaması, eziyet çekmemesi için seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Elinizdeki bastonla keklikleri dürttünüz yetmedi şimdi de "Beyaz Türkler" gibi ayrıştırıcı söylemler kullanıp toplumu dürtüyorsunuz.
Baskılar, ekonomik sıkıntılar, insan kayırma, yolsuzluk, rüşvet, işsizlik, hukuka olan inancın azalması, artan enflasyon…
Ülkemin çözülmesi gereken yüzlerce sorunu var.
Kara Budun'un sabrı taşıyor…
Kara Budun'un sesine kulak verin.
Nazım'ın dizeleriyle anlatalım derdimizi…
"…
O, Yûnusû biçaredir
baştan ayağa yâredir,
ağu içer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan
düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip :
«-Gayrık yeter!...
demesinler.
Ve bir kerre dediler mi:
"İsrafil sürunu urur
mahlukat yerinden durur",
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
"Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler
âbıhayat akıtmağa..."