Haksızlığı yapan kendi mahallenizden olunca demokratik söylemler, basın ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar unutulur. Pek çok siyasetçi ölü taklidi yapar.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’tan bir bülten geldi. Bültenin başlığı hoşuma gitti. “Yerel Basının İdam Fermanı” demiş Sayın Kılıç bültenin başlığına.
Konu yerel basın olunca ilgimi çekti. Milletvekilimiz, hükümetin aldığı tasarruf tedbirlerinden en çok yerel basının etkilendiğini belirtmiş, ekonomik krizin faturasının yerel basına kesildiğini söylemiş.
Çok haklı. Ancak, sanırım sayın vekili eksik bilgilendirmişler. Bazı yanlışları düzeltmek sorunun tam da içinde yaşayan bir basın emekçisi olarak görevimiz.
BİK günah keçisi değil
Basın İlan Kurumu (BİK) muhalefet tarafından sürekli olarak eleştiriliyor. Şunu bir kenara not edelim. Tasarruf tedbirlerini alan ve uygulayan BİK değil. BİK’in yerel basını bitirmek istediği gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.
Yanlış bilgi. Basın İlan Kurumu ile yerel basın ilişkisi simbiyotiktir. Biri var olmadan diğeri var olamaz. BİK’in bütçesinin büyük bir kısmı yerel basına verilen resmi ilanlardan, reklamlardan kurumun aldığı aracılık gelirinden oluşur.
Sayın Kılıç bülteninde Ankara’da yayınlanan 9 yerel gazeteden 5’inin kapandığını söylüyor.
Düzeltelim, kapanmadılar; birleştiler.
Ha unutmadan; Basın İlan Kurumu şekil şartlarını denetler, kurallarına uymayan medya kuruluşlarına yaptırım uygular. Ama ben bu güne kadar hiçbir BİK bürokratının “şu kişiyi televizyon programına çıkarmayın, yoksa ilanını keserim” diye tehdit ettiğini görmedim. Çünkü BİK kamu adına kamunun parasını dağıtır, bunu da objektif ölçütlere göre yapar. Ama aslan sosyal demokrat belediye başkanlarımız göreve gelir gelmez kendisine muhalif olanların sesini kısmak için hemen harekete geçer. Nedense haksızlığı yapan kendi mahallenizden olunca demokratik söylemler, basın ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar unutulur. Pek çok siyasetçi (ideolojisi ne olursa olsun) ölü taklidi yapar.
Çeşme’de yayın hayatına son veren yerel gazetemizin kapanması konusunda ise sayın milletvekiline tavsiyem var. Bildim bileli Çeşme CHP’li belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Kendilerine bir sorsun bakalım, neden Çeşme’nin yerel basınına sahip çıkılmamış?
Bir öneri; Çuvaldızı kendinize batırın
Sayın Sevda Erdan Kılıç’ın bülteninde sonuna kadar katıldığım ancak katkıda bulunmak istediğim bölümler var. Size paragraf paragraf aktarayım.
Ne demiş Sayın Milletvekilimiz bakalım;
“…Ekonomik krizi yerel basın yaratmadı. Devasa bütçe açıklarını da yerel basın vermedi. O yüzden bu yönetim politikalarının kurbanı da olmak istemiyorlar. Mesela faturayı beraber oturup yediklerinize kesebilirsiniz. Mesela 2023 yılında istisna ve muafiyet yoluyla kurumlardan almaktan vazgeçtiğiniz 1 trilyon 476 milyar lira vergiyi toplayabilirsiniz. O zaman ne açık kalır ne de tasarruf tedbirine gerek.”
Şimdi küçük bir katkı. Bu söylemin etkili olabilmesi ve amacına ulaşabilmesi için milletvekilimize bir çağrım var. Aşağıdaki paragrafı da basın bültenine eklerse ve CHP’li belediye başkanlarına gönderirse İzmir Yerel Basını olarak kendisine minnet duyacağız. Paragraf şöyle:
“Belediyelerdeki borç batağının sebebi yerel basın değildir. Faturayı beraber oturup yediklerinize, ihale verdiğiniz müteahhitlere, imar değişiklikleri ile yarattığınız rantiyelere kesebilirsiniz. O zaman ne açık kalır ne de tasarruf tedbirine gerek.”
Sayın Milletvekilimizin bülteninden bir paragraf daha kullanmak istiyorum. Kendisi son derece haklı. Bakın ne diyor:
“Yerel basın kentlerin hafızasıdır, kentlerin kültürüdür. Bugün yerel basının can damarları Tasarruf Tedbiri adı altında bir bir kesiliyor. Tanesi 6 lira olan 4 lira olan yerel gazetelerin aboneliklerini bitirmenin ekonomiye ne katkısı olacak soruyorum? Tabi ki amaç tasarruf değil. Yerel basının sesini kısmak. Bu nedenle yerel demokrasiye büyük darbe vuran düzenlemelerin kaldırılmasını talep ediyorum. Kent demokrasisine sahip çıkan herkesi de yerel basın emekçileriyle dayanışma içinde olmaya davet ediyorum.”
Bu paragrafın altına imza atıyorum. Sayın milletvekilimden ricam bu bültenin özellikle bu son paragrafını başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay olmak üzere tüm CHP’li belediye başkanlarına göndermesi.