Yerel seçimlerde İzmir’de büyük bir başarıya imza atan CHP’de sevincin yerini kriz ve kaos almaya başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde önce işçiler, ardından memurlar hakları için eylemde, grevde…
İşçi-memur hakları için barikat yıkıyor.
Sendikaları dinlerseniz onlar haklı…

Başkan Tugay’ı dinlerseniz yasa diyor, Sayıştay engeli diyor.
İyi de kardeşim bunun bir orta yolu, uzlaşma formülü yok mudur?
İşçiyi-memuru memnun edecek bir orta yol her zaman vardır.
Geçtiğimiz dönemde de benzer eylemler olmuştu İzmir’de…
Ama Başkan’ın çevresindeki tecrübeli isimler ve yöneticiler, sendika temsilcileri ile günlerce gece yarılarına kadar müzakere ederek her iki tarafı da memnun edecek sonuçlar almışlardı.

Buradan isim vereme gerek yok ama böyle isimler hala büyükşehirde görev yapmaya devam ediyor.

Sendikal mücadeleyi, emeği, müzakereyi iyi bilen, kriz yönetebilen isimler…

Gerçi o isimlerin pasif görevlere alındığını duysam da o isimler şimdi sahada olmalı bana göre.

Çünkü sorun aynı, çözüm belli…

Bu sorunlar masada müzakere ile çözülür.

İşçi ve memurla inatlaşmak kimseye yarar sağlamaz.

Büyükşehir’e de sağlamaz, sendikalara da…

Aklı selim insanlardan bir komisyon kurularak taraflarla masada çözüme gidilmeli.

Bir yerde yasal sınır varsa,  o hak başka imkân ve şartlarla iyileştirilir, çözümlenir.
İnat etmek, yangına körükle gitmek kimseye yarar sağlamaz.

Hele hele denize düşen yılana sarılır misali başka kaynak ve unsurlardan destek beklemek de çok yanlış!

Bu işi çözecek olan Cemil Başkan’ın kendisi ve iradesidir.

Bir önceki dönemde görev yapan ve hala bu görevini sürdüren deneyimli isimler var Büyükşehir’de.

Sayın Başkan geçmişte kimlerin bu sorunları nasıl çözdüğüne bir bakarsa, kriz kendiliğinden çözülecektir.

Cemil Başkan, dün sabah saatlerinde İzmir’de uzun süre belediye başkanlığı yapan deneyimli bir isimle bir görüşme gerçekleştirmiş.

Görüşmenin içeriğinin hayırlı olsun ziyareti olmadığı kesin.

Konu direkt işçi ve memur eylemleri ve yaşananlarmış.

Başkan Tugay’la görüşen bu deneyimli isim; Narlıdere’de 20 yıl, Konak’ta 5 yıl belediye başkanlığı yapan sayın Abdül Batur…

Batur’un belediyecilik deneyimi ve tecrübesi kitaplara konu olur.

Bu arada Batur’un emekli olup bir köşeye çekilmediğini de bilmeyen yoktur.

Kentte tüm yaşananları dışarıdan, ofisinden izliyor, takip ediyor.

Tam bu sıkıntılı süreçte gerçekleşen ziyaretin de çok manidar olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Tecrübe sahibi Batur’un Başkan Tugay’a mutlaka önerileri ve uyarıları olmuştur.
Ve önümüz Kurban Bayramı…

Bugün Arife…
Bu bayramı kimsenin ağzının tadı kaçmadan geçirelim.
Hoşgörü kenti İzmir’de kimse bayramı dargın ve küs geçirmesin.

Taraflar bir kez daha şapkalarını önüne koymalı ve herkesi mutlu edecek bir uzlaşıyı sağlamalıdır.
Bayram bunun için bir fırsat…

Belediye başkanlığı aynı zamanda bir risk alma sanatı ve makamıdır!
Bu kent risk alan başkanların neleri başardıklarına şahit...
Dr. Behçet Uz... Osman Kibar… İhsan Alyanak… Yüksel Çakmur ve Burhan Özfatura gibi…
Son noktayı Yunan Filozof Heraklitos’un sözleri ile koyalım:
“Büyük başarılar, büyük riskler almayı gerektirir”
İyi Bayramlar…