CHP, miting sloganını “Milletin Sesi Klıçdaroğlu” olarak belirlenmiş.

  • Sloganı kim belirledi?

CHP’nin kurmayları.

  • CHP’nin kurmaylarını kim belirliyor?

Genel Başkan

(Genel Başkanın işaret ettiği isimlerden oluşan listenin seçimi)

  • CHP kurmayları, miting sloganını “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” olarak halkın ortak taleplerinden kopararak neden bireyselleştirdiler? Sen- ben bizim oğlan ağırlamasından mı bilemeyiz. Yorum ve tespitleri açık bırakıyorum.

CHP neyin arayışında?

CHP, helalleşmeyi, duaları, siyaset sahnesine neden çekiyor? Muhafazakârlar diyarına hicret etmeyi neden gerekli gördü? Bugün, çocukların dokunuşu, söylemleri ile etki yaratacak, ekonomik, siyasal gündemden neden uzaklaşılıyor? CHP kurmaylarını iktidar oluruz korkusu mu sardı? Yoksul halkların acil çözüm bekleyen sorunlarını dile getirmekten, bütünleşmekten, çözmekten uzaklaşıyorlar.

Helalleşme, dualar… dini terminoloji ile telkinler yapıyorlar. CHP, kurmaylarının kurdukları helalleşme radarlarının yansıttığı Wİ-Fİ’den; işçi, yoksul köylü, emekçi, gençlik, kadınlar sinyal alır mı? Dini duyguları kullanarak, tekbirler getirerek halka giderse elbette hayır! “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganı ile tek adam algısı oluşturuyorlar. Kılıçdaroğlu’nu yalnızlaştırarak halkın gündeminden koparıyorlar.

CHP’nin çözümü ne?

Halkçı, devrimci, laik, demokratik söylemlerden arınarak, muhafazakâr (geriye gitme, koruma, muhafaza etme) tutum alarak neyi çözecek? Muhafazakâr söylemler, dualar ile halkın dini duyguları üzerinden politika yapmak kazanım mı, kayıp mı olur?

Millet, CHP’yi çözemiyor. Fakat, CHP çözülüyor.

CHP, halkın gündeminden koptu. Laik Demokratik Cumhuriyet, Halkçı Yönetim ideallerini çözümleyemediği için kendi yönetici burjuvalarının tabana dayatmaları ile CHP çözülüyor.

CHP’de halkçı milletvekili var mı?

CHP’de, işsiz milletvekili var mı?

CHP’de, işçi milletvekili var mı?

CHP’de, köylü milletvekili var mı?

CHP’de, memur milletvekili var mı?

CHP’de, işçi, emekçi, işsiz kadın milletvekili var mı?

Olamaz!

Çünkü milletvekili adaylığı partiye resmi, gayri resmi yüklü para yatırarak gerçekleşiyor. Parasının gücü ile milletvekili olanlar yoksul halkın gündemini, tatmadıkları yaşamı nereden bilsin.

DEĞİŞİMDE CHP ŞEMASI ETKİLİMİ?

CHP milletvekilleri şemasına baktığımızda: akademisyen, teknokrat, bürokrat, diplomat, iş insanları… çevrelerinden oluşuyor. Bu mesleklerden seçilen milletvekillerinden parti kurmayları seçiliyor. Seçilen tuzu kuru “mucit” milletvekilleri parti kurmayları oluyorlar. Parti kurmayları; Genel Başkanı halkçı yönetim ve muhafazakâr eğilim arasında orta sahaya çıkardılar. Genel Başkanı tekbirler ile muhafazakar taraftar içine çekerek “helalleşme” daha sonrası “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganı ile ikinci golü de kendi kalelerine attılar.

HALKLARIN GÜNDEMİ

İşçiler: İş, ekmek, özgürlük insanca yaşam istiyor.

Öğrenciler: Özerk, parasız, bilimsel eğitim istiyor.

Yoksul köylüler: Üretmek, yönetimde söz sahibi olmak istiyor.

Memurlar: Hak ve özgürlük istiyor.

Kadınlar: Eşleri, sevgilileri, tanımadıkları sapıklar… tarafından öldürülme “kültürünü” ortadan kaldıran eğitimli toplum, can güvenliği, eşit iş, eşit ücret istiyor.

CHP kurmayları, halkın, ekonomik-sosyal-siyasal krize karşı yükselen gür sesini “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu“söylemi ile ayrıştırarak, cılızlaştırarak, etkisizleştirerek… Tek sese, tek adama bağlıyor.

CHP kurmayları, helalleşme ile CHP’yi sıcak gündem dışına taşıdı. “Milletin Sesi Kılıçdaroğlu” sloganı ile farklı taleplerin birlikte mücadelesini tek sese taşıdı. CHP’yi beceriksiz muhalefet algısı içine çektiler. Kılçdaroğlu’nun emeği ile ortaya çıkan Millet İttifakı zayıf noktalarına vurarak deforme edip, parçalamak istiyorlar.

Milletin gündemi: İş, ekmek, özgürlükler içinde insanca yaşamak.

CHP gündemi: Helalleşme, dualar ederek, dualar isteyerek tekbirler ile müritler gönderip muhafazakar alanlarda müminler ile tutunmak.

Biz de muhafazakârlığın terim olarak ortaya çıkışına bakalım: Muhafazakârlık kavramı Latince “conservare’’ korumak, muhafaza etmek anlamındaki kelimeden türemiştir. İngilizce karşılığı “conservatism’’dir. Muhafazakârlık, 16. ve 17. yy.’da Avrupa’da gelişen aydınlanma düşüncesinin ve sanayi devriminin sonucunda ortaya çıkan değişimlere tepki olarak doğdu. Terim olarak ilk defa Fransız Devrimi sonrasında kullanıldı. Ortaya ilk çıktığında “reaksiyonculuk-tepkicilik’’, “tutuculuk’’ ve “yeni olana karşı gelmek’’ anlamlarında kullanılmıştır. Fransız modernist devrimciler kendilerini, “ilerici’’, muhafazakârları ise “gerici’’ olarak nitelendirmişlerdir.

Sonuç olarak?

Ortada kocaman bir rezonatör var. Kılıçdaroğlu, kurmayları içinde frekans bozan vokalistleri bertaraf etmedikçe CHP ik-ti-da-rı o-la-maz.

Hadi hayırlısı…