Pandemiyle başlayan ve ekonomik krizle birlikte devam eden en önemli konu gıdaya erişim ve gıda fiyatları. Temel gıda ürünlerindeki artış her kesimi etkilemeye başladı. Fiyatların yüksek olması dar gelirli vatandaşı etkilerken gıdaya erişim konusu sosyal sınıfları ortadan kaldırdı. Öyle ki, Rusya’dan yola çıkan yağ yüklü geminin gelişini canlı yayınlarla televizyonlarda izler olduk. Bize ilkokulda öğretilen konuların başında gelir bu cümle: “Türkiye kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biridir…” Sanırım artık değil. Ekmeklik unun yüzde 95’ini şu anda savaşan iki ülkeden alıyoruz. Rusya ve Ukrayna’dan. Ayçiçek yağı yine bu ülkelerden geliyor. Ne oldu bizim Anadolu’nun bereketli topraklarına. Konya Ovası’na, Söke Ovası’na… Konya bizim tahıl ambarımız değil miydi? Neden tarlalar boş kalıyor. Çiftçi neden üretmiyor? Hangi tarım politikaları bizi Rusya’ya ve Ukrayna’ya mahkum kıldı? Şimdilerde millet market market yağ alma derdinde. Ülkemin tarım politikaları acilen gözden geçirilmeli. Bugün pazarda soğanın kilosunu 7,5 liradan sattıran nedenler ortadan kaldırılmalı. Yiğidin muhtaç olduğu kuru ve acı soğan da artık alınamaz noktaya geldi.
ÇÖZÜM KOOPERATİFLEŞME!
Son günlerde gıda milliyetçiliği kavramı çok tartışılır hale geldi. En büyük neden pandemi. Bununla birlikte dünyada yaşanan ekonomik kriz. Gıda milliyetçiliği, ülkelerin gıdayı üretme ve temin etmede kendi kendine yeterli olması ve ihtiyacını karşılayacak gıda stokunu elinde tutması anlamına geliyor. Doğal olarak her ülke önce kendi vatandaşını düşünüyor. Bu konuda ülkeler yeni politikalar oluşturuyor. Bazı tarım ürünlerinin ihraç edilmesi konusunda kota getiriyor veya tamamen yasaklıyor. Böyle bir ortamda her konuda üreten ülkeler avantajlı konuma geçiyor. Türkiye’nin de eski üretken günlerine geri dönüp yeniden kooperatifleşme modelini keşfetmesi gerekiyor. Aracıların olmadığı, çiftçinin kazandığı tarladan sofraya sağlıklı uygun fiyatlı ürünlerin yeniden hayatımıza girmesi şart oldu. Devlet çiftçi desteklerini yeniden gözden geçirmeli bu konuda daha fazla teşvik sağlamadır.
Son cümle: Anadolu toprakları sayısız uygarlıklara ekmek vermiştir. Yeter ki, biz toprağın ve çiftçinin değerini verelim. İşte o zaman kimse aç kalmaz…