Yerel yönetimlerin kaçarı yok, gübre işini ciddiye alıp çiftçinin üzerindeki bu yükü kaldırmak için daha fazla çaba harcamaları gerekiyor.
Mevcut sorunu; merkezi yönetimin sorumluluğu olarak görüp bunun üzerine kafa yormamak problemden kaçacağımız anlamına gelmez, o problem döner dolaşır herkesin olduğu gibi bizlerin de sofralarını kasıp kavurur.
Bilindiği üzere gübre, zirai üretimde verimlilik artışına, bitki sağlığına ve kalitesine etki eden en önemli girdi maddelerinden biridir. Yokluğunda verimin düşmesi, kalitenin olumsuz etkilenmesi ve bitkinin hastalıklara karşı direncinin azalması gibi sonuçları beraberinde getirir ki buda daha pahalı sebze meyve demektir.
Peki ne yapılmalı?
Belediyelerin ellerinde organik gübre üretmek için gerekli imkân var. Budama artıkları, evsel atıklar ve pazar yerlerinden çıkan organik atıklar organik gübre yapımı için gerekli ham maddeyi yeterince sağlar. Ayrıca il sınırları içerisinde gübre yataklarının tespit ve işlenmesi için çok ciddi yatırım ve projeler geliştirilip, bunların ürünlerini çiftçilerimize ekonomik şekilde ulaştırmak gerekiyor.
Mevcut düzen gübreyi tekelleşme noktasına getirdiği için, meydan boş kalmış ve çiftçinin emeği heba olmuştur. Göz göre göre bu düzeni izler, çarkına çomak sokmaz isek ‘kabahatin çoğu’ bizde de olur benden demesi.
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez’in vermiş olduğu verilere dayanarak; son bir yılda gübre yüzde 150 zam görmüş, en son dünyada gerçekleşen doğalgaz zammı ile yüzde 200’ü bulmuş, tonu bir gün içinde 500 lira artmıştır.
Görüldüğü üzere bu işin sonu yoktur. Acilen çare düşünülmesi soyut değil somut işlerin yapılması ve çiftçinin derdine çare bulunması elzemdir.
(Çare ‘Kemalist Cumhuriyet’ diyerek yola çıkan ve geçen pazar günü gerçekleşen demokratik seçim ile ADD genel başkanı seçilen Hüsnü Bozkurt başkanımızı kutluyor, yolunun açık olmasını temenni ediyorum.)
Saygı ve sevgilerimle.