Yeniden merhaba,
Günün 24 saatini iki farklı kıtada birden yaşadığımız yoğun bir haftayı hep birlikte geride bıraktık. Uluslararası ilişkiler diplomasi kutusundan çıkıp, yatak odasında twitter ile bütünleştiğinden beridirsadece siyasetçiler ve gazeteciler değil, tüm ülkemiz insanı sabahı Türkiye’nin gündüzüyle karşılayıp, gecesini Washington gündüzünde uğurluyor. TDK‘nın yeni misafirlerinden oksimoron sözcüğünün siyasette bir pratiğini daha gördüğümüz bu hafta vesilesiyle bende köşeme sevgili oksimoronu konuk ettim.
Oksimoron nedir diye soran, henüz tanışmamış okuyucular için parantez açayım buraya.Türkçe’ye Fransızca’dan geçen, Yunancaoxus (keskin) ve môros (saçma) sözcüklerinden meydana gelen bir kelime. Yani, oksimoron, tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılmasıyla oluşan ifadelere deniliyor. Günümüz oksimoron siyasetinden örnekler ile açıklamış olayım.
Örneğin, hukuk sisteminin kolonlarına dinamiti koyup adaletin ruhuna rahmet okutan iktidar partisinin açılımında adalet kelimesinin bulunması gibi.
Tarihinin en büyük ekonomik buhranının yaşandığı Türkiye’de, damat bey ekonomisinin mimarı yine AKP‘nin açılımında kalkınma sözcüğünün yer alması gibi.
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un Barış Pınarı Harekatı’nı “nihayetinde savaşa giriyoruz.” olarak tanımlaması gibi.
Harekatın isminde barış sözcüğü yer alsa da TDK ‘da karşılığı “bir şehir veya bir ülkeyi savaşarak ele geçirme olan “fetihé sözcüğünün camilerde duasının okunması gibi.
Ve vole.
ABD Başkanı D.Trump’ın diplomasi dilini yerle bir eden mektubunun hemen ardından yapılan Türkiye-ABD görüşmelerinin neticesinde “Suriye ‘de ateşkes yapıldı” açıklamasının yapılması gibi. Barış Pınarı Harekatı’nı savaş olarak nitelendiren kişiler terörist yaftası yerken (Numan Kurtulmuş muhteremine bir şey diyen olmasa da ), TDK‘da “Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke” anlamını taşıyan ATEŞKES sözcüğü kullanmak enfes bir oksimoronluk örneği.
Aranızda hiç “dost kazığı” yemeyen var mı ? Dost kazığı; dost ve kazık. Bu da günlük hayatımızdan bir örnek olsun.
Oksimoron, yaşamımızın bir parçası haline gelen ,benimde etrafında dolaşmaktan haz aldığım bir sözcük.Farkında olarak veya olmayarak hemen hemen herkesin tanık olduğu durumların ambalajı. Şimdi okuyanlar aaaa evet diyecek.Yakın zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongre takvimi açıklandı. Mahalle delegesinin bile seçilerek belirlendiği bu sistem, demokrasi uygulamalarının teknik olarak en iyi örneklerinden biri. Pratikte işleyişi ayrı bir tez konusu.
Hazır bu haftaki köşede siyasetteki oksimoronluk örneklerine yer vermişken, bol oksimoron soslu bu sürece dair iki kelam yazarak bitirelim. Sorduğunuzda istemem yan cebime koy edasıyla “kongre sürecine karışmayacağım “diyen, ama pratikte kamu olanaklarını kongre süreci için seferber eden bazı belediye başkanları. Sözüm meclisten dışarı. Tavrını ve duruşunu net olarak ifade edenlerden bahsetmiyorum. Yerel yönetim deneyimi kısmen bulunsa da siyasi deneyimi henüz toyluk evresini aşmamış olanlardan bahsediyorum. İşte onlarda bu kentin oksimoron örnekleri.
İyi haftalar dileğiyle,
Dostlukla kalın.