TMMOB’a bağlı meslek odaları Anayasa’nın 135. Maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki demokratik meslek kuruluşlarıdır. TMMOB’a bağlı odaların tarih, kültür, doğa, kent ve kır, enerji, maden, tarım, gıda rantları önünde siyasi iktidarların hatalarına karşı söz söyleyip hukuki olarak mücadelelerini kamu yararına ve mesleki fayda süzgeciyle bilimsel doğruların ışığı eşliğindeki muhalif yapısı, içinde bulunduğumuz zamanın yıkılamayan ender kalelerindendir.
Bilinmelidir ki TMMOB’a bağlı tüm meslek odalarının Yönetim Kurulları ve Yönetim Kurulu Başkanları seçim ile yani demokratik yollarla belirlenir. Öyle ki seçimde her üye, Yönetim Kurulu ve Başkan seçimi yaparken kendi listesini, adaylarını tek tek, isim isim yazarak belirler ve sonunda yönetim kurulu en çok oyu alan kişilerden oluşur ve yönetim kurulu başkanı en çok oyu alan kişi olur. Bu odaların yönetim kurulu üyeleri yahut yönetim kurulu başkanları toplumsal bir olayla ilgili mesleki bir yorum yaptıklarında şahsi fikirlerini değil de örgütlerinin fikirlerini, temayüllerini aktarmış olurlar. Onları dinlerken arkasındaki binlerce üyenin sözünün söylendiğini idrak etmek gerekir.
Tam da bunun üzerine Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Hakan Çakıcı; İnciraltı’nın tarım arazilerinden oluştuğunu, buranın hala birinci sınıf tarım arazisi niteliğini taşıdığını, içinde bulunduğumuz gıda güvenliği açısından sıkıntılı dönemi de hesaba katarsak toplumsal fayda için bu gibi arazilerin rant uğruna heba edilmemesi gerektiğini ve bu sebeple Toprak Koruma Kurulu’nda buranın tarım arazisi olduğu şerhini düştüğünü, seracılık ve narenciye üretiminin devam ettiğini fakat bölgenin tarıma uygun olmadığı algısı yaratmak için de arazi içinde yapılması gerekli olan temel tarımsal uğraşların yapılmadığını örneğin en basitinden sulamanın yapılmadığı ve bu nedenle bakımsız bir görünüm oluştuğunu gözlemlediklerinin görüşünü belirtmiştir.
Bunu üzerine kendisi bir hukukçu olan Ak Parti İzmir Milletvekili Sayın Atilla Kaya, İnciraltı’ndaki toprak sahiplerinin 40 – 50 yıldır bu plan değişikliğini beklediğini ve sürenin uzaması neticesinde arazilerin sermayenin eline geçtiğini, uzun yıllardır emek verip bu topraklarda yaşayan insanların böyle giderse mallarını ellerinden çıkarttıkları için bu pastadan pay alamayacaklarını, biran evvel bu değişikliğin gerçekleşmesi gerektiğinden bahsetmiş.
Öncelikle 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu’nun ikinci bölümünün ARAZİ MÜLKİYET KULLANIM ESASI 4. Maddesi şöyle ki; devletin hüküm ve tasarrufu altında ve hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, GERÇEK yada TÜZEL KİŞİLERE ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel sosyoekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen kısmen veya geçici olarak ENGELLENMEMESİ amacıyla araziyi kullananlar, bu kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür.
Yani diyor ki; toprak sizin tapulu malınız da olsa buranın tarım arazisi olduğu gerçeğini değiştirmez ve o tapu size her istediğinizi yapma hakkını vermez. Yapabilecekleriniz kanunlarla sınırlandırılmıştır. Yani İnciraltı’nı Geliştirme Derneği’ne harcadığınız enerjinin onda birini, İnciraltı Tarımını Geliştirme Derneği adı altında sürdürürseniz hemen tepenizdeki Balçova Barajı’ndan su gelebilir örneğin ve kanunun da belirttiği gibi toprağın işlevini ENGELLEMEMİŞ olursunuz. Ayrıca ülkemizde tarım yapılabilir arazilerin son yıllarda bir hayli azalmasının uygulanan yanlış tarım politikalarının bir sonucu olduğunu da bilmek gerekir. Bu gibi tarım arazilerinin ve tarımla uğraşan kişilerin içinde bulunduğu zor durumun sebebi yönetim zafiyetidir.
Anayasanın 45. Maddesinin C bendinde yer aldığı gibi “Devlet tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi arttırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gerekli tedbirleri alır.’’
Son olarak Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı’nın İnciraltı ile ilgili yaptığı açıklamalar için “Oda başkanı arkadaşımızı İnciraltı’nın önüne bıraksak, İnciraltı olduğunu bile bilmez, bıraksan yolunu bile bulamazlar’’ diyen Ak Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya çok doğru söylemiş.
Geçmişte ve şu an olduğu gibi gelecekte de hiçbir Ziraat Mühendisi Odası Başkanı, İnciraltı’nın tarım arazisi olduğu gerçeğini görmezden gelip, yolunu bulmayacak! Anlayacağınız İnciraltı çıkmaz sokak, yolunu bul bulabilirsen.
Saygı ve sevgilerimle.