Bir yıl daha bitiyor
Düşlerim, tasalarım, yarım kalmış onca şey
Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
Bana mı öyle geliyor
Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
İnsan yaşlanırken?
…
Bir Yılın Son Günleri / Murathan Mungan
Aralık ayına pek de uygun düşmeyen ince bir güneş ışığının altında Kültürpark’ta yürürken düşünüyordum bu yılın ardında bıraktığı tortuyu. Ve silip, koparıp acımasızca savurduklarını.
Bir süredir yazamıyordum size Sevgili Okur. Köşeyi takip edenleriniz bilir ki bir makale ya da deneme gibi yazmaktan çok, okura mektup yazar gibi yazmaya çalışıyorum. İşte bu nedenle, sizinle aramda daha samimi bir hukuk olduğunu hissettim hep. Bu hukuktan hareketle, söylemeliyim ki, hayatımda olan bitenden bağımsız olarak, beni sizden uzak tutan şey ‘’kendim’’di. Aslında hepiniz gibi, hepiniz kadar sıkılmış bir ruh haliyle, ruh gibi gezinip durdum tüm yıl!
Geldim. Gittim. Sevdim. Küstüm. Kızdım. Öfkelendim. Güldüm. Ağladım. Üzüldüm. Kalp kırdım. Kalbim kırıldı. Kaldım. Durdum. İzledim. Yoruldum. Uyudum. Uyudum. Uyudum. Terk ettim. Terk edildim. Unuttum. Affettim. Af diledim… Liste uzar… Hepinizin listesi gibi, hepinizin listesi kadar!
2023’te ne değişecek ki? Düzenli olarak yazacak mıyım? Başka bir kente mi göçeceğim? Ya da İzmir’in daha küçük bir yerine mi yerleşeceğim? Spor yapmaya başlar mıyım? Yeni bir dil mi öğrenmek isterim? Sürekli ertelediğim öykü kitabımı yazmak için oturur muyum kâğıda kaleme? Senaryo yazmak için bir çaba içine girer miyim? Yepyeni insanlar girecek mi hayatıma? Hoyratça yaşamaya devam mı edeceğim? Yeni sorumluluklar üstlenecek miyim? Ve en önemlisi bunların hangisi için yeterli motivasyonum var?
…
Bir aşkın birçok aşktan yaratıldığını gördüm örneğin 2022’de. Bu döngü devam mı edecek acaba? Yoksa kıracak mıyım bu fasit ve vasat tekrarı?
Yeniliğe ve öğrenmeye açık olmanın tek başına yeterli olmadığını öğrendim örneğin bu yıl. Ama 2023’te değişime açık olmayı da öğrenebilecek miyim mesela?
Görmezden gelinen çocukluğun yarattığı travmayla yaşamadığımı, yani sevgisiz büyümediğimi; aslında görünür olduğum halde onaylanmayan bir çocukluk geçirdiğimi anladım öte yandan. Sevilmekten daha çok sayılmak gibi bir kaygı içinde olduğumu keşfettim böylece. İyi ama bu bilgi bana hangi kapıları açar? Kim bilir!
Daha iyi bir insan olmak? Daha umutlu olmak? Daha neşeli birisi olabilmek? Daha güvenilir? Hangisi daha iyi gelecek bana? Ya da bunlardan biri midir gerçekten istediğim? Yoksa okurun, arkadaşlarımın, ailemin, ofis dünyasının, siyasette aynı yolu yürüdüklerimin istediği midir?
‘’Kendi olmak’’ için yola çıkıyorum yine yeni bir yılın başlangıcında. Ama seneye bugünlerde yine ‘’başkasının istediği’’ rolleri beceriksizce sergilemiş bir oyuncu gibi aşağı yukarı benzer şeyler mi yazacağım? Kim bilir! Yazacak mıyım? Yazabilecek miyim?
…
Yazıya oturduğumda, iç hesaplaşma mektubundan daha çok, her şey çok güzel olacak minvalinde bir şeyler yazacaktım. Ama olmadı işte. Kalem böyle kaydı kağıdın üzerinde. Samimi bir yüzleşme, bir itiraflar manzumesi çıktı ortaya. Ama olsun. Umut mu? O hep var! Hep olacak.
Murathan Mungan dizeleriyle başladık. Öyle bitsin madem yazı. Böyle bitsin madem 2023.
…
Bizler için hala bir yerlerde çalınan
Sis çanları var
Belki bir gün buluşur diye
Aynı ormanda kaybolan çocuklar
…