Merhaba Gültekin Abi,
“Yaşlılığımın benim için en değerli olayı” dediğiniz Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığına (TÜRGÖK), on yılı aşkın süredir, ben de arada düşürüyorum yolu. 13 Temmuzlarda neşelenirken ocakta, hüzün bahçesinden anılar devşirip sizinle yeniden yaren oluyor, Önder abi (Kütahyalı), Yıldız abla ve salonu dolduran dostlarla sizi konuşuyoruz.
Gün oluyor komşu kapısına çeviriyorum bu imece mekânını; gelirken geçerken şöyle bir tıklatıyorum camı, kapıyı... Bir kahve içimi sohbete yüklüyoruz yeni düşleri, işleri... Umudumuzu, sevincimizi, enerjimizi çoğaltıp düşüyoruz yeniden hayatın zorlu yollarına...
Sizin için ne denli anlamlı ve değerliydiyse “yaşam amacı”nız TÜRGÖK’te geçirdiğiniz zaman, sevgili Tülay abla için de öyle... Çat kapı vardığımızda orada, sizden emanet imecenin yüreğinde değilse biliyoruz ki “dışarı”da koşmaktadır yine insan/ hayat için.
İşte öyle günlerden birinde, yıl bitmeye yüz tutmuşken, yeni yılın öykü yarışmasının hazırlıkları için bir araya gelmişiz TÜRGÖK’te. Birsen Ferahlı, Canan Tan, Düriye Ayyıldız, Hidayet Karakuş, Mavisel Yener, Muzaffer İzgü... tam kadro toplaşmışız o küçük -aslında yüreğinizce geniş- odada. Soğuk bir kasım ikindisi... İçimiz sımsıcak. Gönüllüler, Çiğdem Uygun da aralarında, TÜRGÖK’ün her yanında dört dönüyor. Kovanda arı, yuvada karınca gibiler. Herkes ne yapacağını biliyor...
Tülay abla, “Kör Uçuş”u imzalıyor bana, sizin adınıza:
“Gültekin Yazgan’ın ‘Kör Uçuş’una elli üç yıl eşlik eden eşi olarak... Dostluğumla.”
O, imzayla uğraşırken, muzırlık işte, kitabın içine düşüyorum. Gülümsüyor Tülay abla:
“Bak, bak da kitap nasıl imzalanırmış, öğren! Bir gün bir kitap yazarsan lazım olur!” diyor.
Kocaman bir kahkaha yükseliyor salondan...
Bunları yazarken sizin, “Ben, yaşadıklarımın sıkıcı ya da üzücü olanlarını anımsamak istemem. Geriye kalanlar güzel, tatlı ve olumlu anılardır.” dediğinizi anımsıyorum. Ve bu güzel aile içinde geçirdiğim onca zamana bakınca, yaşam yolculuğunu iyi işleri çoğaltma gayretiyle noktalayan dostların vedasından başka sıkıcı ya da üzücü bir an gelmiyor aklıma.
Sevgili Gültekin Abi,
TÜRGÖK’ün, bundan on yıl önce ilkini başlattığı “görme özürlüler arası öykü yarışması” on yaşına erişti. Ödül alan yapıtlar, üçer yıllık dönemlerde, “Dokunan Öyküler” adıyla kitaplaştırıldı. Yine imece ürünü olan kitapların (seçici kurulda yer alan yazar dostlar, başta Elena Kaner olmak üzere TÜRGÖK gönüllüleri, tasarımı üstlenen Bora Çokdinleten, kapağı hazırlayan Murteza Albayrak, basım sürecini tamamlayan Berkan Balpetek’in katkısıyla) ikisi çıktı, üçüncünün eli kulağında.
Yarışmanın hepimiz için büyük sonuçları oldu: Biz, seçici kurulda görev alan dostlarınız, görme özürlülerin dünyaya bakışını, edebiyat alanındaki emeğini çok daha yakından tanıma olanağı yakaladık. Sizin gözbebeğiniz TÜRGÖK’se ulaşamadığı görme özürlü kalmaması hedefine her yıl birkaç adım daha yaklaştı. Dahası, yarışmalara katılan/ derece alan dostlarımızın heyecanına, sevincine, birikimine tanık olmak; incelikli teşekkür notlarını okumak hepimiz için paha biçilmez değerde... Yarışma sonuçlarını duyurmak için telefon başına geçen Tülay ablanın heyecanını size söylememe, bilmem gerek var mı!
Sevgili Gültekin Abi,
“Kör Uçuş”u bu aralar yeniden okudum. Siz, L. Braille’in bulduğu kabartma notayı okuyabilmek için dokuz yüzü aşkın işareti öğrenirken bugün hâlâ nota bilmeyişim yüzünden bir kez daha mahcup oldum.
On bir yaşında kör olunca yitirdiğiniz okuryazarlığınızı yeniden kazanma, İngilizce ve daktilo öğrenme, hukuk fakültesini başarıyla bitime öykünüzün, dahası yetmişinizden sonra bilgisayar kullanmanızın altında yatanın; sevgili oğlunuz, dostluğundan kıvanç duyduğum Yankı Yazgan’ın deyişiyle “merak ve tutku” olduğunu “Kör Uçuş”un her satırında alttan alta sezdiriyorsunuz zaten.
Bugün ülkemizde (ve dünyada) olanları yazsam, inanamazsınız. Haksızlığa, adaletsizliğe, para hırsının aldığı hayatlara şimdi bir de salgın eklendi...
Kısacası “dünyayı daha iyi tanıyarak yaşamak mümkün”ken, küçük bir dokunuşla bir insanın yaşamını değiştirmek varken bugün de dünyayı kasıp kavuran hoyratlığa, yıkıcılığa, adamsendeciliğe ve tembelliğe hayatın sergeninde nasıl bir yer bulacağız?..
Söz, “Dokunan Öyküler”in üçüncüsü çıkınca yazarım size...
........................
Gültekin Yazgan (hukukçu, yazar, TÜRGÖK’ün kurucusu/ 13 Temmuz 1927-29 Ocak 2012)
“Kör Uçuş”, Gültekin Yazgan, anı, 2. baskı Doğan Kitap, Ağustos 2011, İstanbul
“Braille Alfabesi” olarak da bilinen kabartma yazıyı ve kabartma notayı, kendisi de çocuk yaşlarında gözlerini yitiren Louis Braille, 19. yüzyıl başlarında bulmuştur.