CİHAN SAMGAR / İZ GAZETE

Cumhuriyet Halk Partisi Karşıyaka ilçe Başkanı Uğur Yıldırım ile yaklaşan ilçe kongre sürecinden 2019 seçimlerine gündemi konuştuk. “Hedef 2019, hedef iktidar” diyen Başkan Yıldırım “2019’da Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde fabrika ayarlarına dönecek” dedi.

Karşıyaka’da kongre hazırlıkları nasıl gidiyor?

Karşıyaka biliyorsunuz İzmir’in en büyük, en gözde ilçelerinden bir tanesi. Aslında parti içi demokrasiyi de yeterince içselleştirmiş ilçelerinden bir tanesi. Karşıyaka’da çok güçlü bir örgüt yapısı var. Mahallelerde çok güçlü mahalle örgütleri var. Bu dönemde inanıyorum ki sağlıklı, 1Kasım seçimlerinde, 7 Haziran seçimlerinde, referandumda emek veren kadınların ve gençlerin ağırlıkta olduğu, parti içi demokrasinin sonuna kadar işletildiği bir süreci yaşayacağımıza inanıyorum. Yani örgütler kendi iç dinamiklerinde bu süreci kendileri yönetecektir.

Geçtiğimiz günlerde, muhaliflerin Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’a yönelik, ‘delege seçimlerine karışıyor’ şeklinde eleştirileri oldu. Ne demek istersiniz?

Hüseyin Mutlu Akpınar’ın daha önce yaptığı açıklamaları iyi okumak gerekir. Daha önce benim de yaptığım açıklamalarda belirttiğim gibi; ‘eğer Hüseyin Mutlu Akpınar bir tek kişiyi arar da şuna yönlendirin derse ben bu sürecin içerisinde yer almam’ demiştim. Hüseyin Başkan da dün bir açıklama yaptı dedi ki: ‘Ben eğer bir tek kişiyi ararsam ve bunu ispat ederlerse ben belediye başkanlığından istifa ederim’ dedi. Karşıyaka hiçbir yere benzemez. Karşıyaka’nın delege yapısına bakarsanız, büyük mahallelerine bakarsanız belediyenin gücünü koyabileceği bir örgüt yapısı yok. Yani daha çok kendi işleri ile uğraşan, emeklilerden oluşan, ekonomik özgürlüğü olan bir yapı var Karşıyaka’da. Böyle bir yapıya zaten belediyenin ya da herhangi bir yapının müdahale etmesinin ben çok zor olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Karşıyaka’da Belediye Başkanı bu sürecin içerisinde geçmişte yer almadı, şimdi de yer almayacaktır.

İsminiz İl Başkanlığı içinde zaman zaman kulislerde konuşuldu. İl Başkanlığına aday olmayı düşünüyor musunuz? Ya da tekrar Karşıyaka ilçe başkanlığa aday mısınız?

Bir kere şunu bilmek gerekir, 'başkanlığa adayım' demek aslında yanlış. Örgütün delege yapısı ortaya çıkar, örgütün yapısı eğer sana bir görev tevdi ederse bu görevi yerine getirirsin. Ben geçmiş dönemde de hiçbir zaman adayım demedim. Benim seçildiğim dönemde ben örgütlerden sorumlu başkan yardımcısıydım. Bana bir gecede 400 delegenin 380 tanesi ‘seni ilçe başkanı olarak görmek istiyoruz’ dedi ve ben ilçe başkanı oldum. Geçmişe döner bakarsanız, ben o süreçte de hiçbir zaman adayım demedim. Şimdiki süreçte de delege yapısı ortaya çıkar mahallelerde, özgür iradesi ile ve bu delegeler derlerse ki ‘biz ilçe başkanı olarak Uğur Yıldırım’ı görmek istiyoruz’ biz de görevimizi sürdürürüz. Ama delege başka bir adayı uygun görür, bu süreci onunla devam ettirmek isterse, bu da örgütün tercihidir ve buna da saygı duymak gerekir diye düşünüyorum.

Peki, aklınızdan, gönlünüzden geçen bir İl Başkanı var mı ya da nasıl bir İl Başkanı profili olmalı?

Bence il başkanı genç, dinamik ve aktif olmalı.

Sırasıyla Adalet Yürüyüşü, Adalet Mitingi, Adalet Kurultayı gerçekleştirildi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından. CHP’de bu gidişat nereye varacak?

Hedef 2019, hedef iktidar olmak. Genel başkanımız dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yürüyüşe öncülük etti. 430 kilometrelik yolu elinde sadece ‘Adalet’ yazılı bir döviz ile tamamladı. Bununda tek bir hedefi vardı gerek iç kamuoyuna gerekse dünyaya şu mesajı verdi, dedi ki; ‘Biz tüm toplum için, 80 milyon için ‘Adalet’ istiyoruz’ dedi. Cumhuriyet Halk Partisi bu dönemde iktidarın ele geçiremediği ya da hükmedemediği tek kurum, tek siyasi güç olarak kaldı. Bu toplumun bizden beklentileri var. Cumhuriyet Halk Partisi bugün Türkiye’nin tek çıkış noktasıdır, Türkiye’nin umududur. Onun için diyorum ki bizim delege seçimleriyle, bizim parti içi mücadelelerle, bizim birbirimizi yıpratmak ile uğraşacak vaktimiz yok. Biz yönümüzü tamamıyla dışa dönerek, Adalet Kurultayı’nda da genel başkanımızın çizmiş olduğu perspektif doğrultusunda, artık tüm toplum kesimlerini kucaklayarak tekrar cumhuriyetin kuruluş felsefesini ülkeye hâkim kılabilmeliyiz. Ve bu doğrultuda 2019 seçimlerine yönelmeliyiz. Ben bu örgütün sağduyusuna inanıyorum. Bu örgütün gücüne de inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi nasıl bu referandum sürecinde ‘Hayır’ı organize ettiyse, 2019’da da çok daha büyük kitleleri bir araya toplayarak ülkenin tekrar fabrika ayarlarına dönmesini sağlayacaktır. Bana göre %58-59’luk bir ‘Hayır’ oy oranı söz konusu ama Yüksek Seçim Kurulu 2,5 milyon mühürsüz oyu sistemin içerisine katmasıyla gayri yasal bir şekilde referandumu sonuçlandırarak %49 olmuş bir süreçten bahsediyoruz.

Üyelerinize son çağrınız ne olur?

Delege seçimleri denilen şey, parti içi demokrasinin bir gereğidir. Ama parti içi demokraside rekabetle düşmanlığı birbirine karıştırmamak gerekir diye düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partililer şu dönemde birbirlerine yoldaşlık kültürleriyle bağlı kalarak, dışa dönük, mücadelesini AKP iktidarı ile yürütmeli. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak iç mücadelelere ihtiyacımız yok. Dediğim gibi örgütün vicdanına ve örgütün üyelerine inanıyorum, en sağlıklı kararı vererek bu yolda mücadele edeceklerdir.