Bir ziyaret kavgası sardı dört bir yanımızı. TFF’ye yapılan ziyaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Randevulu gidenin ardından, onun neden geldiğini sormak için gidenler mi ararsınız, daha sonra sormak için gidenin neden gittiğini sormak için gidenler mi ararsınız belli değil.
Biliyorum durum karışık. Koca koca adamların işi gücü bırakıp dedikodu ve hesap sormak için yaptığı ziyaretleri çok saçma buluyorum. Aylar öncesinden alınmış randevulara söyleyecek sözüm yok ancak randevusuz gidip birde randevulu gidenlerin ne konuştuklarını öğrenmek için gidenler, komik duruma düşüyor. İşin garibi TFF eğer konuşulanları aktarıyorsa daha da olay garipleşiyor. Ben şimdiden söyleyeyim, TFF kolonya ve şekeri eksik etmesin. Çünkü bu gidişle ben bile gideceğim, abi ne konuştunuz demeye.
Ligin boyu kısaldıkça yapılan hareketlerin dozu iyice kaçmaya başladı. Lider Galatasaray ile puan farkını 3’e indiren Fenerbahçe, yeniden havaya girmiş durumda. Sessiz sedasız ilerleyen Beşiktaş ise şampiyonluk için kendi yolunu çiziyor. Önce Fenerbahçe’yi sonra Galatasaray’ı farklı mağlup edip ligde tekrar iddialı bir konum elde eden siyah-beyazlı ekip, Şenol Güneş yönetiminde yeniden şampiyonluk yaşamak istiyor. Tek sorun ise kalan maçlarda rakiplerinin puan kaybı yapıp yapmayacağı.
Geçmişte en çok travmaları yaşayan takım ise Fenerbahçe. Denizlispor ile oynanan maç, Trabzonspor ile oynanan maç ve Galatasaray ile oynanan maçta şampiyonlukları kaybetti Sarı-lacivertliler. Dünya üzerinde bu kadar ikinci olup aynı zamanda da bütün ölüm kalım maçlarında ölen başka bir camia yoktur diye düşünüyorum. Ligimizin yine son maçı böyle bir ölüm kalım maçı haline gelebilir. Tüm finalleri başarıyla oynayan Galatasaray’a karşı geçmişi yıkık travmalarla dolu Fenerbahçe, şampiyonluk düğümünü son maça bırakabilir. Taraftarlarla konuştuğumuzda ise cevaplar neredeyse aynı. O maçta finallerin takımı Galatasaray maçı vermez diyenler büyük bir çoğunlukta. Ki birçok Fenerbahçeli de son maçta yaşanılan üzüntüyü yaşamaktansa ligin şimdiden kopmasını istiyorlar.
Tarih tekerrürden ibarettir derler ama ya işin tersi olursa? Finalleri kazanmaya alışkın bir camia, son maçta ve kendi evinde en büyük rakibine şampiyonluğu kaptırırsa? İşte o zaman buralar fena karışır. Hiç böyle bir hezimet yaşamamış bir camianın son maçta vereceği şampiyonluk, uzun yıllar boyunca üzerlerinden kalkmayabilir.
2006 yılında Denizlispor’a bu şekilde kaybeden Fenerbahçe’nin o günden bu güne kadar yaşadıklarını bir düşünün. 2009’da 30 şut çekip aynı paniği yaşadıklarını, 2012’de de aynı sonucu aldıklarını. Şimdi 2023’te yine son maçta şampiyonluk kaybetseler, çok fazla aldırış etmezler diye düşünüyorum. Çünkü bu duruma artık alışmış durumdalar. Olası bir kazanç durumunda da makus talihlerini yenmiş olurlar.
Yaklaşık ay sonra bu durumun sonucunu öğrenmiş olacağız. Alışılmış olan mı yaşanacak yoksa farklı bir senaryo ile mi karşılaşacağız bunu hep beraber göreceğiz.
Bana soracak olursanız, farklılık iyidir.