Öğrencilerin geçmiş dönemki eksikliklerini giderebilmek amacıyla EBA (Eğitim Bilişim Ağı) üzerinden uzaktan eğitim 31 Ağustos’ta başladı.

İktidarın eğitime ayırdığı bütçe sayesinde her öğrencinin bilgisayarı ve internete erişimi olduğundan hemen her öğrenci bu programdan yararlanabiliyor. Demek isterdim ama…

Hala bu ülkede bırakın internete sorunsuz erişimi telefon çekmeyen hatta elektrik sorunu yaşayan köyler, mezralar var. Oralarda yaşayan çocuklar muhtemelen gözden çıkarılmış ki onlar için her hangi bir çözüm arama gayesinde bile bulunulmuyor.

Köyünde okul olmayan yüzlerce hatta binlerce çocuk taşımalı eğitim ile başka köylere giderek, orada toplanarak eğitim alıyor. Zaten eğitim için uzağa giden bu öğrenciler şimdi de ellerinde olmayan teknolojik gereksinimler yüzünden yakından eğitimsiz bırakılıyor.

Örneğin uzaktan eğitim için internet kota sorunu yaşanmasın diye ebeveynlere ekstra 8 gb ücretsiz ek internet paketi sağlanacak bilgisi dolaşıyor. Ama orada da şöyle bir sorun var; kullanılan programın servis sağlayıcıları yurt dışında olduğundan ek paket değil, mevcut paketi tüketecek deniliyor. Bu durumda verilen ücretsiz paket bu eğitim için kullanılamamış oluyor.

HERKES TEDİRGİN

Gelelim asıl soruna. Uzaktan eğitim 18 Eylül’de sonlanacak ve yüz yüze eğitim 21 Eylül’de başlayacak. Yüz yüze eğitim öncelikle okul öncesi, birinci ve ikinci sınıflar, sekizinci sınıflar, on ikinci sınıflar ve özel eğitim kurumlarında başlayacak. Yüz yüze eğitimde bir sorun yaşanmayacağını ve gereken tüm tedbirlerin milli eğitim bakanlığınca alınacağını taahhüt ediyor sevgili bakanımız. Pandemi sürecinde en basit tedbirlerden olan maske dağıtımı konusunda bile çuvallayan bir iktidarın bakanı veriyor bu taahhüdü.

Birçok öğretmenle görüştüm. Herkes çok kaygılı.

Okul öncesi eğitim alacak çocukların (42 aydan 72 aya, yani 3,5 yaştan 6 yaşa) sosyal mesafeyi nasıl anlayacakları ve uygulayacakları ciddi problem. Özellikle o yaş grubundaki bazı çocuklar, ailelerinden ilk kez ayrılıp okula gelecekleri göz önüne alınırsa, kendilerini güvende hissetmek için dokunmaya ihtiyaç duyarlar. Öğretmenler okulda sürekli maskeli olacaklarından bu çocuklar öğretmenlerinin mimiklerini de göremeyecekler. Yine okul öncesinde yaşanacak en büyük çelişkilerden biri, bu eğitimin temel amacı olan o yaş grubu çocuklara paylaşmanın öneminin aşılanması. Ama pandemi süresince çocuklara başkasının eşyasına dokunma, kimseyle yakınlaşma denilerek her materyalin bireysel kullanması gerektiği anlatılacak. Yani bu küçük yaş grubu dokunamayacak, göremeyecek, paylaşamayacak.

Engelli çocuklarımızın eğitim aldıkları özel eğitim kurumlarında da durum benzer. Özel eğitim kurumlarında birinci, ikinci ve üçüncü kademeler açılacak. Birinci kademe ilkokul düzeyi, ikinci kademe ortaokul düzeyi, üçüncü kademe ise lise düzeyi olarak belirtiliyor. Bu çocukların öz bakım becerileri eksik olduğundan hijyene dikkat etmeyecek ve sosyal mesafeyi uygulamakta zorlanacaklar. Ayrıca bu kurumların hepsi taşımalı eğitim yapıyor ve öğrencilerin çoğu ağır ilaçlar kullandığından bir öğünlerini okullarında yemek zorundalar. Bu ilaçlar bağışıklığı ne kadar etkiliyor bunu bilmiyoruz. Ayrıca bu çocuklar yüksek oranda alkol içeren dezenfektan kullanmak zorundalar. Bu konu için görüştüğüm bir öğretmen ise aynen şu ifadeyi kullandı: “Burada bazı çocuklar kendilerini güreşerek, boğuşarak ifade ediyor. Biz bu çocuklara sosyal mesafeyi nasıl anlatacağız? Maske kullanımında da sorun yaşanacaktır. Nefes alamadığını düşünerek kriz geçirebilirler.”

Öğrenciler ve öğrencilerin aileleri, öğretmenler ve onların aileleri, okul personeli ve onların aileleri düşünüldüğünde kaç insan bu ‘ısrarlı’ yüz yüze eğitimden kaynaklı korona virüs tehdidiyle karşı karşıya kalacak, düşünemiyorum bile.

PEKİ BU ISRAR NEDEN?

Pandemi öncesi bile çökmüş olan ekonomimiz maalesef daha da kötü bir duruma geldi. Bizimkilerden bu konu ile ilgili bir ses çıkmadı henüz. İngiltere Başbakanı ise ebeveynlere “Çocuklarınızı okula gönderin” çağrısı yapıyor ve bunu ülke ekonomisini pandeminin etkilerinden kurtarmak için çok önemli bir adım olarak görüyor. Yani eski fenomen bir reklamda denildiği gibi, ısrarın sebebi tamamen duygusal.