AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın gökkuşağı ve renk alerjisinden sonra şimdi de ağaç alerjisi olan AKP Karşıyaka İlçe Başkanı Didem Dereboylu Keseli çıktı. AKP’lilerin doğadan hazzetmediğini biliyoruz. Bu seferki konu ise Karşıyaka Belediyesi’nin Kent Garden isimli bir restoranının logosu…

Neymiş efendim, logodaki ağaç HDP logosunu andırıyormuş ve bu alçaklıkmış. Her şeyi geçtim, ya bu HDP yasal bir parti değil mi, hatta Türkiye’nin son genel seçimlerinde en çok oy alan üçüncü partisi değil mi? Neden alçaklık oluyor bu? Ki logonun HDP’yi çağrıştırsın diye yapılmayacağı da bu kadar aşikârken.

Ben söyleyeyim; asıl alçaklık, tabiri caizse, siyaset yaparken ‘pisliğinde boncuk aramaktır’.

Mesela ben AKP’yi sevmiyorum, hatta nefret ediyorum ve ülkenin başındaki en büyük felaket olduğunu düşünüyorum. Bunun için de kendimce birçok nedenim var. Ama ampulü seviyorum ve kullanıyorum. Bozulduğunda gidip yenisini alıyorum. Ampul benim için aydınlatmada kullanılan bir alet, eşya. Bana AKP’yi hatırlatmıyor, çünkü ampul benim hayatımda AKP’den önce de vardı sonra da var olacak. Ama sanırım Hamza Bey, gökkuşağını ve renkleri yeni tanıdı, Didem Hanım ise ağacın varlığından yeni haberdar oldu. Ne diyeyim işimiz zor, hakikaten çok zor.

KURA DA KURAL DA TANIMIYORLAR

Menemen Belediyesi Başkan Vekili seçimi belediyenin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı. Ben de hem süreci hem de yayını ilgi ve merak ile takip edenlerdendim. Bu konuyla ilgili bir değerlendirme yazısı da kaleme almıştım. Deniz Karakurt kura ile yeni başkan vekili seçilmiş ve görevine başlamıştı.

Seçimin ertesi günü AKP’liler, daha önce İstanbul’daki kaybettikleri seçim sonrasında olduğu gibi, ‘kuranın yapılış şekline’ itiraz edeceklerini açıkladılar. Hâlbuki seçim ve sonrasında kura yapılırken oradaydılar ve sesleri çıkmamıştı.

Nihayet, Karakurt’un göreve başlamasından iki hafta sonra bölge idare mahkemesi kararını verdi. Mahkeme itirazı haklı bularak yürütmeyi durdurma kararı verdi ve kuranın tekrar edilmesi gerektiğine hükmetti.

Seçimin tekrarlanmasına değil, kuranın tekrarlanmasına hükmetti. Bir kural hatası var ise neden tamamı değil de ‘en azından yüzde elli şansımız olsun’ dercesine böyle bir karar çıktı anlaşılır değil. Tırnak içi ifade kararı açıklayan mahkemenin ağzı ile yazıldı, AKP’liler tarafından değil. Çünkü mahkeme tarafsız değil.

Peki süreç tam tersi olsaydı CHP kurayı kaybetmiş olsaydı ve itiraz etseydi, ki etmezdi bence, mahkeme aynı kararı verir miydi? Bırakın böyle saçma sapan bir itirazı, geçmişten günümüze haklı gerekçelerle muhalefet tarafından yapılan itirazların hiç birisi bu tür yanlı mahkemeler tarafından kabul görmedi. Yani bu da kabul görmezdi.

Aslında çok da şaşırmamak lazım; kural tanımayanlardan, kendi koydukları kurallar bile olsa, kura tanımalarını beklemek de mümkün değil.

Zira bahse konu siyasi parti AKP ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ diyerek sözüm ona siyaset yaptı, yapıyor. Özellikle 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra neler yaptıklarına bakmak lazım. 2015’ten beri kayyum atanan belediyeler, tutuklanan belediye başkanları, siyasi parti liderleri, gazeteciler ve dahası ortada.

***

Yazının sonuna da beğenerek izlediğim, takip ettiğim bir tiyatro emekçisi olan Cem Uslu’nun sözleri ile veda edeyim. Viral olan bu cümlelerin ona ait olduğunu öğrenince ben de çok şaşırmıştım:

“Hiç şiir okumamış gibi kötüsünüz. Bir köpeğin başını hiç okşamamış, hiç bayram şekeri dağıtmamış, çocukla çocuk olmamış gibi kötüsünüz. Sevinince kötüsünüz, korkunca kötüsünüz, korkunçça ve korkakça kötüsünüz. Bu topraklardan hiç Turgut Uyar geçmemiş gibi kötüsünüz. En çok da bunun için tarih sizi affetmeyecek!”