“Baba hadi inelim biraz goool! oynayalım baba”
“Tamam oğlum uygun bir yer olunca inelim oynayalım burada arabalar çarpar”
(Çocuk uyumamak için direniyor, aile arabanın içinde ve anayolda)
“Baba hadi inelim oyuncak alalım baba o zaman hadi o zaman”
“Yavrum oyuncakçı görünce hemen duralım bakalım ama daha oyuncakçıya çok var, hem yanımızdaki oyuncaklarınla oynasan şimdi?”
“Olmaz olmaz eve döneyim o zaman baba, eve eve“
(Uyku iyice gözlerinden dökülen çocuk arka koltukta annesiyle seyahat ederken sürekli aracı süren babasını yönetmeye ve istediklerini yaptırmaya çalışıyor, direksiyon kimde ise ona hükmetmek istiyor, uykusunu kaçıracak şeyler peşinde...)
“Baba o ne söylesene o ne” (dolunayı göstererek)
“Ay oğlum. Ay dede olmuş, bazen böyle yusyuvarlak oluyor, dolunay denir buna”
(Ay, anayoldaki düzlüğün yokuş yukarı tırmandığı yerin ucunda durmakta ve sanki çok yakınmış gibi hissedilmektedir)
“Tamam o zaman aya gidelim, o zaman, hadi gidelim o zaman”
“Ama oğlum ay çoook çoook kocaman diye sanki yakınmış gibi geliyor, çoook uzakta arabayla gidemeyiz o kadar uzakta ay”
“Gidelim gidelim orada bak, hemen orada, oraya gidelim”
“Peki, oğlum aya doğru gidelim ama aya varamayız oğlum hep hep hep gitsek gene varamayız”
“Olsun orada işte oraya gidelim, gidelim, gideliiim...”
“Peki, oğlum gidelim”
(Yolun yokuş yukarı aya doğru tırmandığı yere yaklaşıyormuşçasına araç ilerler... Gözleri gökyüzüne ve ışığa doğru ileri yukarı bakan çocuk tüm enerjisini uyumaya vermiştir ve az sonra gözleri kapanır. Büyük olasılıkla o rüyasında aya gidecek ve macerasına oyunlarına orada devam edecektir)
Çocukların asla üzülmediği, savaş enkazları yerine oyun parklarından alındığı, acı çığlıklar yerine, kahkahalar attıkları, tok karnına uyudukları bir dünyaya gidelim baba... Hadi gidelim baba... Hadi öyle bir yer var de, de ki ben de huzur içinde kapatabileyim gözlerimi, de ki yaşlanmış bedenimdeki çocuk kalbim kaybetmesin umutlarını, de baba gidiyoruz de inanmak istiyorum buna, sevmek istiyorum bu yolculuğu...