Koalisyonları öcü gibi göstererek geldiler. Halkı kendilerinin tekli iktidarına, ardından da işler hızlı yürür diye tek adam rejimine mahkûm bıraktılar. Oysa getirdikleri bu ucube sistemle, koalisyonları seçim öncesi ittifak adı altında kurarak seçime gidiyoruz 2017’den beri. Oysa demokrasilerde, meclis çoğunluğunu sağlayacak kadar siyasi partinin bir araya gelerek oluşturduğu hükümetlere deniyor koalisyon. Örneğin Belçika ve İsviçre’de 12 partili koalisyon hükümeti işbaşında!
Oysa gerçek demokrasilerde ittifak ya da koalisyonlar seçim sonrası bir uzlaşı zeminiyle kurulur. Neyse. Bunun felsefesini tartışmak değil derdim. Ancak, gerçek bir ittifak, ne bu sistemdeki gibi masa başında ne de seçim sonrası kapalı kapılar ardında kurulmuyor zannımca. Gerçek koalisyonlar seçim meydanlarında kuruluyor. Pazar günü izlediğim CHP’nin Balıkesir mitinginde Millet İttifakı’nın kurduğu koalisyonu çıplak gözle gördüğüm için yorgun ama mutlu döndüm İzmir’e.
1991 seçimleriydi. Halk 8 yıllık ANAP’ın ve Özal Türkiyesi’nin her türlü yalan/dolanından bıkmış, 12 Eylül’ün 11 yıllık baskıcı katılığından illallah etmişti. Dönemin Demirel’li DYP’si ve İnönü’lü SHP’si ise halkın umuduydu. Seçim meydanlarının da bu duygu ile şekillendiğini gözlüyorduk. ANAP gidiciydi ve muhalefet, örtülü biçimde bir koalisyonun temellerini seçimden çok önce atmıştı. Bunun öncülleri arasında 1987 ve 1988’de yapılan referandumlarda tüm muhalefet ANAP’a karşı adeta tek yumruk olup istediği sonuçları almıştı. 1989’da yapılan yerel seçimlerde de Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Eskişehir, Muğla gibi belediye başkanlıkları SHP tarafından; Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa gibi belediye başkanlıkları DYP tarafından kazanılmıştı. Yani, moral desteği her türlü muhaliflerden yanaydı. Üstelik 1991 seçimlerinde, HEP, SHP listelerinden 20 Kürt Milletvekilini meclise sokmayı başarmış, SHP ise bu yolla doğu ve güneydoğuda rekor düzeyde bir oy seviyesine ulaşmıştı.
Ne kadar tanıdık bir tablo, değil mi?
…
Balıkesir mitinginde ‘’Bay Kemal’’in müthiş iletişim başarıları çok yazıldı çizildi. Erdoğan’ın ‘’kendince’’ büyük bir buluşu olan ve alaycı bir üslup olarak kullandığı bu ismi, Kemal Bey kullanmaya, sahiplenmeye başlayarak, vitesi arttırdı. Müthiş bir ters köşe idi. ‘’Bize Katılın’’ sloganını, konuşmasının sonunda kitlelere seslenerek ve ‘’evet’’ cevabını aldığı her sorudan sonra ‘’o zaman bize katılacaksınız’’ diyerek miting alanına indiriyor; mitinge katılan herkesi bu işin bir parçası olmaya itiyordu adeta. Coşkusu, özgüveni, sahnedeki hâkimiyeti, derli toplu ve bütünlüklü konuşması vs vs. buna Balıkesir İl Başkanlığı’nın günlerce süren başarılı hazırlık sürecini de ekleyince, on binlerce insan Kuvayı Milliye Meydanı’nda dinlemeye geldi Bay Kemal’i.
On binlerce insan ise emin olun tüm siyasi parti mensubiyeti taşıyordu. Daha önce AKP, İyi Parti, MHP, SP gibi partilere oy vermiş insanlar ve değişik yaş grupları meydandaydı. Onlar da tıpkı Bay Kemal kadar coşkulu ve umutluydu. Koalisyon, seçim tarihi bile ilan edilmemişken, Milletin Sesi Mitinginde ve Balıkesir’de kurulmuştu.
Erdoğan’ın Saraçhane’ye sıkıştırdığı 15 Temmuz Mitingi ve Eyüp Sultan gibi AKP’nin ‘’kalesi’’ bir ilçedeki cılız kitlesinin karşısında CHP güçlü bir sesle karşılık verdi Balıkesir’den. Üstelik, AKP’den kaçan seçmenle dolu bir meydana seslendi.
Yaklaşık 10 yıldır siyasal iletişim işindeyim. İstanbul’da 10 seçim çalıştım 39 ilçede. Bire birde konuşmasanız bile seçmen eğilimini hızlıca kavramak zorundasınız bunu yaparken. Hangi partiye oy verdiği değil ama sosyal, siyasal, ekonomik vs. gibi eğilimlerinden yola çıkarak hızlı çözümlemeler yapmayı öğrendim bu süreçte. Elbet yanıldığımda olmuştur ama Balıkesir’deki kitlenin AKP’den kopmuş, nereye gideceği henüz belli bile olmasa ciddi bir arayış içindeki seçmen olduğunu anlamak çok zor olmadı benim için.
Anketler de gösteriyor bunu. Büyük şehirlerdeki kopuş Akşener lehine Doğu ve güneydoğudaki kopuş da Babacan lehine sonuçlanacak. 2018’de olduğu gibi AKP’den kopup MHP’ye gitmeyecek seçmen. Özetle, Millet İttifakı’nın genişletilmiş versiyonu yani 6’lı Masa seçim meydanlarında iktidara gelmiş bile. Masa başında değil sokakta, meydanda mücadele ediyor üstelik 6 koldan. Halkın arasında dolaşıyorlar aylardır. Belli ki karşılık bulmuş halkta.
Az kaldı, dayanın geliyor Bay Kemal!