Geçen yazıda asalaklardan bahsettim, sıra yavşaklarda. Biyolojiyi bu açıdan da çok seviyorum. Küfredemiyorsanız, argo kelimeler kullanamıyorsanız, biyoloji ile ilgilenin. Zaten argoda kullanılan bir çok canlı çeşidini inceleyen bir bilim dalı biyoloji. Hem rahatlamış hem de bilimle uğraşmış olursunuz.
Ama biyoloji okumuş olmama rağmen yavşağın anlamını öğretmen olduktan sonra öğrendim. Dershane patronumdan. Öğrencileri ile ilişkileri gayet samimi olan bir öğretmendi, yargılamayın. Sınıfa öğrencileri böyle yolluyordu. “Ama hocam ya” dendiğinde “Ben kötü bir şey söylemiyorum ki oğlum. Bitin yavrusu o, siz de benim yavrularım değil misiniz?” derdi.
Yavşak terimi ile tanışmam böyle oldu, gerçek bir yavşakla (argo anlamıyla) tanışmam da geçen günlerde bir toplantıda oldu. Çok şaşırdım, tam da sıfatına layık bir kişilikti.
Bit bir parazit böcektir. İnsan saçında yaşayan, çok küçük, kanatsız, günde 2-8 kez kan emerek beslenen gri bir böcek. Böcekler başkalaşım geçirirler, yani iki yaşamlıdırlar. Yumurtadan larva olarak çıkarlar, farklılaşarak -hangi böceklerse kendileri- o böcek formuna dönüşürler. İşte, bitin yumurtasına sirke, yumurtadan çıkan larvasına yavşak, kendisine de bit denir. Bu engin bilgileri verdikten sonra çocukluğumuza inelim.
Biz 80 dönemi çocuğuyuz. O yıllarda bit çok popülerdi. Sınıfta neredeyse her çocukta bit vardı, bu yüzden de erkek öğrencilerin saçı 3 numaraya vurdurulurdu. Yani saçları yok denilecek kadar kısa kestirilirdi. Kızlarda durum böyle değildi. İster ör, ister at kuyruğu yap. Demek ki asıl şüphelenilenler erkek öğrenciler idi. Ama erkeklerin saçı olmayınca haliyle gözler kızlara yöneliyordu. Hepimiz birer şüpheliydik. Eve geldiğimizde eller ayaklar yıkanır, anne kucağına kafa konulur ve anne saçı didik didik ederdi. Saçında bit bulunmuş kızların annelerinin konuştuğu tek şey bitin temiz kafayı tercih etmesiydi. Bu gerçekten de öyle, parazitin de bir lüksü var tabi ki, sağlıklı ve temiz saçları tercih ediyor. Aman ne kaşınır, ne kaşınırdık, şimdi yazarken bile bir kaşıntı tuttu.
Geçen hafta kaybettiğimiz o çok değerli insan Tarık Akan da yazmış “Anne kafam da bit var.” Tarık Akan 80 darbesini ardından kendi ve ülkenin durumunu anlatmış kitapta. 81’ de Almanya’ da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşte tutuklanmış. Tutuklandığında da malum bitlenmiş. Bu tutuklanmasının nedeni sağcı bir gazetenin manşette verdiği yanlış ve yalan bir habermiş.
Hiç tanıdık geldi mi bu?
80’ lerde bit çok popülerdi, günümüzde de yavrusu popüler. Argoda yavşağın anlamı; asalak, yapışkan, yılışık, karaktersiz ,kişiliksiz kimse veya kurum.
Tarık Akan’ı 80 döneminde hedef gösteren medya hala var. Bugün de laik bilimsel eğitim isteyen öğretmenleri, bunu haber yapan Evrensel gazetesini, her zaman halkın yanında olan İlyas Salman’ı ve daha nicelerini hedef gösteriyor. Bazı sözde gazeteler ve televizyon kanalları hala bu işi kendine görev biliyor. Öğretmenleri, gerçekleri yazan gazeteleri, gerçek sanatçıları karalıyor, hedef haline getiriyor. Tekme atanları meşrulaştırıyor. Gazetecileri öldürenleri kahramanlaştırıyor.
Bu yavşaklığın kurum hali , bir de insan hali var ki, ben ilk defa karşılaştım canlı canlı ve çok şaşırdım “Bu kadarı da olmaz gerçek mi bu ?”dedim. Rüyama bile girdi desem ir insanın belli bir grup içinde yer edinebilmesi , var olabilmesi için ne hallere düştüğünü , hatta aile bireylerini bile buna alet ettiğini gördüm. İnsan nelerden medet umuyor , kendini ve gerekirse eşini ne hale düşürüyor . Çok onursuzca. Biz onursuzca olduğunu düşünüyoruz ama bu yalakalık yılışıklık yapılan bireylerde hallerinden çok memnun.
İşte bu durumda kendimi çok şanslı buluyorum. İşim, ailem, arkadaşlarım konusunda. Aman bu yavşaklarda , yavşaklık yaptığı kişilerde benden, arkadaşlarımdan ve gazetemden uzak dursun.
Asfalyelerimi attırmayın, öteye öteye hadi...