Hayvanlar arasındaki dostluk, birlik dayanışma yetisi, tüm hayvanlarda olduğu gibi bizde de var.
Sosyal medyada paylaşılan videoların bir kısmı hayvanlar arasındaki dostluk, dayanışma temalı. Kuyuya düşmüş kediyi kurtaran köpek (bu arada videoyu çeken bizim türden bir canlı), etobur bir kedinin yetiştirdiği sahipsiz başka bir türün yavruları gibi. Bırakın tür içindeki sahiplenilmeyi dostluğu türler arası dostluk bile söz konusu. Ayşe bir de benim son yazımda paylaştığım anı da var. Zor durumdaki arkadaşlarını kurtarmak için pik yapmaya hazırlanan martılar.
Bizim türümüz içinde de bazılarımız karşı çıksa da tepkilerimiz dostluk ve dayanışma üzerine.
tatlım hatırlıyorsun değil mi? Hani müdür gereksiz yere Demet hocamı çok üzmüştü. Demet hocam kalp krizi geçirip hastaneye yatırılmıştı arkasından birkaç kişiye de mobbing uygulanmıştı da biz hep birlikte müdürün odasına gidip yaptığının yanlış olduğunu ve arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu söylemiştik.
Geçen Haziran ayında da çalıştığım okulda da buna benzer bir olay oldu.
Benim bir yazımı sanal ortamdaki bir grupta paylaşan bir arkadaşımız ve paylaştığını beğenenler (çok üzücü ama bir o kadar komik) müdürün odasına çağrılmış ve azarlanmış. Duyumu alır almak yine aynı dostluk dayanışma tepkisi Ayşe, hemen doluştuk odaya. “Siz arkadaşımıza nasıl böyle bir şey yaparsınız” dedik. Birlik, dayanışma ve dostluk her yerde Ayşe.
Bugün 2017-2018 eğitim öğretim yılını biz öğretmenler saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile açtık. Seni Ankara’da bırakıp İzmir’e geleli tam üç yıl oldu. Bugün gün boyu birlikte yıllarca çalıştığımız Lisedeki öğretmenler odasındaki arkadaşlarımı düşündüm Ayşe. Sen de onları bırakıp gittin ya. Bediha’nın karşısındaki sandalye boştur şimdi. Bediha o boş sandalyeye bakıp duruyordur. Hatırlıyor musun? İzmir’e yeni geldiğim günler “Senin oturmaya alıştığın sandalyeye Bediha kimseyi oturtmuyor. Sürekli seni anıyoruz” demiştin bana. Sürekli seni anacağız Ayşe.
Bugün ne oldu? Yeni okulumdaki öğretmen arkadaşlardan biri arkadaşına da çay getirdi tam da arkadaşının içtiği gibi. Seninki büyük bardak ortadan azcık daha koyu şekersiz. Beni de alıştıran sensin şekersiz çaya gelecekte hasta olmayayım diye.
Kızlar ne konuşuyorsunuz siz orada?
Zümremle zümre yapıyoruz.
Hadi canım sen de. Her köşe başında zümre mi olur her gün her saat?
Valla bak zümre yapıyoruz. Arada geçmişten günümüze tüm devlet büyüklerini tabii ki bir de Adnan Oktar’ı çekiştiriyoruz.
Onları bir türlü zümre yaptığımıza inandıramadık. Her öğrencimizi her yönüyle en ince ayrıntısına kadar tartışıyorduk yol yordam bulmaya çalışıyorduk açıkları kapatmak için. Değerlimizdi onlar bizim.
Son gün onlar da geldi, hissettin mi Ayşe? Yine hep birlikteydik bu sefer senin için. Annenin evinin bahçesi aynı fotoğraflardaki gibi çok güzel Ayşe. Ankara’da iken gül yüzlü annen seni bana emanet etmişti. “iyi bak kızıma o senin kız kardeşin.” Bahçede annenle oturduk. Öptüm kokladım Ayşem. Ekin ile Poyraz da çok iyi Ayşe. Çok utanıyorum kendimden seni ne çok üzmüştüm “Poyraz” diye diye. Ağlayıp duruyordum omuzunda. Ben bu çocuk eğitilemez diye ağlarken ben sen ise bana buzdağının suyun altındaki görünmeyen yüzünden bahsediyordun. Evet Ayşe haklıymışsın çok büyükmüş.
Ayşe sana her şey için çok teşekkür ederim dostluğun sevgin ve bana öğrettiklerin için. Toprağın bol olsun. Seni seviyorum.