Belediye Başkan Adaylığı çok konuşuldu, çok tartışıldı…

Başkanlıkla ne işi, ne alakası var denildi.
O Mustafa Denizli’nin kızıydı…
Sosyetik, iyi eğitimli, Avrupa’da okumuş, havalı biri olarak bilindi, tanındı…
Peki, tüm bunlar doğru muydu?
Babasının Mustafa Denizli olması ona bir ayrıcalık kazandırmış mıydı?
Ne kadar Çeşmeliydi?
Bunları ne ben sordum, ne de Lal Denizli cevapladı…
Lal Başkan’la yaptığımız tanışma ve hayırlı olsun ziyaretimizde tüm bu sorular kendiliğinden cevap buldu.
Lal Denizli ile Alaçatı hizmet binasındaki makamında buluştuk.
Odasına girdiğimizde karşımızda öyle süslenmiş, püslenmiş, şık kıyafetler giymiş bir kadın başkan yerine, keten bir pantolon ve üzerine sıradan bir bady ile kombin yapmış, makyaj dahi yapmayan, toplantıdan toplantıya koşmaktan, saha çalışmalarını hiç sekteye uğratmamak için gecesini gündüzüne katan bir kadın başkan vardı.
Yorgun ve uykusuzdu.
Kolundaki bileklikler dikkatimi çekti hemen…
Her renkten farklı bilekliklerle ayrı bir tarz oluşturmuş…
Hepsi hediye, kadın emeğiymiş…
Sayısını kendisi bile bilmiyor. Ara ara çıkarıp yer değiştiriyormuş.
Hepsi çok kıymetli benim için diyor.
Sohbette konu konuyu açtıkça benim bile hiç tanımadığım, çoğumuzun da belki de yanlış tanıdığı, hiç bilmediği bir Lal Denizli ile karşılaştım.
Bir kere kendinden çok emin…
Ve çok net…
Bir şeyi kıvırmadan direkt söylemeyi seviyor.
Adaylığı döneminde hakkında söylenmeyen şey kalmamış…
Ne iddialar, ne iftiralar…
Yalan değil, ben bile eleştirmiştim kendisini.
Ne işin var Çeşme’de diye sormuştum.
Gülüyor hepsine…
Trol saldırısına uğramış…
Umursamıyor…
Herkes iyi yazsın istemiyor.
“Ne iyi ne kötü yorumu okuyacak vaktim yok” diyor.
“Evime uyumaya zor gidiyorum” diyor.
“Tek kötü alışkanlığım s*gara” diyor.
“Uzun zamandır ağzıma alkol dahi almıyorum, çünkü sevmiyorum” diyor.
Tek derdi, tek sevdası Çeşme…
En büyük hayranı ise çocuklar…
“Lal ablaaa” diyerek boynuna sarılmaları ona güç veriyormuş.
Anlatırken bile heyecanlanıyor.
İlk etapta Çeşme’nin turizm sezonunu başarılı bir şekilde tamamlamak için çabalıyor.
“Çeşme pahalı” söylemlerine katılmıyor; “Ülkenin her yerinde durum aynı. Bunun nedeni ülkenin kötü yönetimi ve yüksek enflasyon” diyor.
Karşıdan çok sert, egolu biri gibi görünse de, o’nu dinleyen, tanıyan Lal Denizli karakterinin bir etiket, yukarıda yazdığım o süslü hayatın bir parçası olmadığını anlıyor.
Çeşmeliler onu bağrına basmış…
Genç yaşına rağmen, eğitimi, vizyonu ve donanımı ile Çeşme için mücadele veren biri…
Ve…
Lal Denizli olarak değil, Çeşme olarak gündeme gelmek istiyor.
Ben değil, Çeşme diyor…
Ama onu tanımayanlar için yazmakta yarar var.
Lal Başkan, Mustafa Denizli’nin kızı olarak bilinse de CHP’de, özellikle İstanbul’da seçimlerde saha çalışmalarında ciddi emek veren bir isim.
Parti politikalarına ve siyasete çok hâkim.
Çeşme belediye başkanlığı yolu için büyük mücadeleler vermiş.
“Ben atadan Çeşme’liyim” diyor.
Çeşme’nin her noktasına avucunun içi gibi hâkim…
Ve…
Koltuğa oturduğu günden bu yana da güzel çalışmalara imza atıyor.
Her gün sokakta, sahada.
Belediye imkânları ile yapılabilecek ne varsa Çeşmelinin hizmetine sunuyor.
Kendisi gibi ekibi de genç ve arı gibi.
Gündüz yetmeyince, belediye içi toplantılarını geceleri yapıyor.
Az uyuyor, çok çalışıyor.
İlçesine hizmet için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile sürekli diyalog içerisinde.
“Çeşme’yi turizmde, tarımda, daha nasıl iyi noktaya getiririz”i dert edinmiş…
 Noktalarsak…
Çeşme’yi güzel günler bekliyor.
Başlıkta da yazdım, Lal Başkanı nasıl bilirsiniz diye…
İşte böyle bir başkan profili Lal Denizli…