İzmir'in Menderes ilçesi İTOB Organize Sanayi Bölgesinde tehlikeli atık gömülmüş!
Geçen hafta basından öğrendik bu gömüyü.
Sadece Menderes'te mi? Gaziemir'deki radyoaktif atık gömüsü? Denizlerimizdeki variller? Tarımsal alanlardaki gömüler?
Türkiye'ye gömen gömene!
Devlet bilmiyor mu?
Bilmez olur mu hiç?
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda gösterebileceği en sert ve kararlı tepkiyi gösterdi. Gaziemir'e gömülen radyoaktif atıklar için yapılması gerekenleri bir bir söyledi, önerdi.
Bunu bilip de yedi yıl saklayanlar; görevli, sorumlu ve yetkililer harekete geçtiler mi?
Avrupa'nın tehlikeli atıklarını ithal edip döviz kazanmayı politika edinmiş iktidardan elbette olumlu bir davranış beklenemezdi...
Niteliksiz, politikasız seçilmiş güdülenlerle ancak böyle yaşanabilir.
Çevre Yasasında tehlikeli atık tanımı şöyle yapılmaktadır:
“Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş maddeler.”
Türkiye'de toplam oluşan atık miktarı da giderek artıyor. Maden işletmeleri başta olmak üzere, termik santraller, imalat sanayi işyerleri, organize sanayi bölgeleri (OSB), sağlık kuruluşları ve hane halklarında 2020 yılında 30,9 milyon tonu tehlikeli olmak üzere toplam 104,8 milyon ton atık oluştu.
Türkiye'nin tehlikeli atık giderme, dönüştürme, depolama gibi kapasiteleri toplamı son derece yetersizdir.
Yani tehlikeli atıklar, onları üretenlerin ve atık mafyasının yöntemlerince bir yerlere gömülüyor, varillerle veya serbestçe denizlerimize, yeraltı ve yerüstü sularımıza bırakılıyorlar.
Hurda depoları denilen yerlerdeki yangınların sıklıkları dikkatinizi çekiyordur mutlaka. Bu da atıklardan kurtulmanın bir başka yöntemi olmasın sakın?
İtalyan Mafyası'nın Sicilya açıklarına batırdığı gemiden doğaya saçılan radyasyonu Green Peace örgütü tespit etmişti.
Bu arada İtalyan sermayesi ülkemizi tehlikeli atıklardan arındırmak, kurtarmak için geri kazanım, dönüşüm, giderme tesislerine yatırım yaptı da...
İtalyan sermayeli çimento fabrikalarında tehlikeli atıklar yakılıyor da kurtuluyoruz bu kanser yapıcılardan!
Etrafımız tehlikeli atıklarla kuşatıldı. Havamız, sularımız, topraklarımız; herbir yaşam alanımız sermayenin en yüksek kârları elde edebilmesi için onların ürettikleri tehlikeli atıkları ile kuşatıldı.
Yerel seçimler yaklaşıyor.
Oylarımızı verirken ekolojik ve çevresel değerlere, kent kültürüne önem verdiğini eylemleriyle, duyarlılığıyla kanıtlamış adayları gözetmeliyiz.
Öyle duygusal, tepkisel davranarak faşist partilerin, atık tüccarlarının, kenti ve kültürünü yıkanların adaylarına meydan açmamalıyız.
Ekolojik ve çevresel korumadan; emekten; insan haklarından; kadınlardan yana yerel yönetimleri oluşturabilmeliyiz.
Tehlikeli politikacılardan kurtulduğumuz zaman tehlikeli atık sorunumuz da olmayacaktır.