Öyle bir ülke ve coğrafyada yaşıyoruz ki! Halklar, inançlar, kültürler iç içeler. Yaşam alanları da çeşit çeşit ekosistemlerle bezenmiştir.
Bu değerlerin gerçek halk iktidarıyla ve halkın doğrudan katılımıyla yönetilmesini bir düşünün!
Ancak emperyalistlerin egemenliğine tutsak düşülmüştür. Ekonomik bağımsızlık kaybedilmiş, NATO’nun ucuz askeri olunmuş, siyasal şantajlara boyun eğilmiştir.
Ülke “dış güçler” tarafından AB, İngiltere, ABD’den yönetilir ve verdikleri reçeteleri uygulanır hâle getirilmiştir.
Siyasal iktidarları gerçekten Türkiye halkları mı belirlemektedir? Bu iktidarlar gerçekten ülke ve halkların çıkarlarından yana mıdırlar?
Ülke sanayisi, tarımı, bankacılığı, madenciliği, enerji şirketleri ne oranlarda kimlerin ellerindedir? Dijital Devrim çağında eğitimimiz ne durumdadır?..
Bu sorulara olumlu ve iç açıcı yanıtlar vermek olası değildir.
Bu koşullarda iç siyasette çelişkiler uzlaşmazlıkları artıracak şekilde yönlendirilmektedir. Etnik ve inanç farklılıkları birbirlerine kırdırılmaktadır. Emek, sermayenin kölesi hâline getirilmiştir. Emekliler, uygulamalarla, yok sayılmakta ve bir çeşit ölüme mahkûm edilmektedirler.
Siyasal ve ekonomik olarak yıkılmakta olanlar ülkeye çökmek, iktidarlarını sonsuza kadar sürdürmek istemektedirler. Bu nedenle de emperyalizmin çıkarlarını öncelemektedirler. Ekonomik olarak da askersel olarak da onların çıkarına gelenleri yaşama geçirmektedirler. Başka çareleri de yok zaten.
Halk sandıklarda derslerini veriyor ama iktidar sahipleri ders alacak durumda değiller. Öylesi suça batmışlar ki, bir de bunların hesaplarını verememek korkusu var.
O zaman saldır da saldır! Önce Kürtler’in bölgelerindeki belediyelere kayyumlar atadılar. Türkiye sessiz kaldı. Yılan “başkalarını” sokuyordu nasılsa. Şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi hedefli kayyumlar atanıyor ilçe belediyelerine. Cılız tepkiler…
Ülke 12 mart, 12 eylül darbeleriyle orta çağa doğru yönlendirilmişti. Faşist Kenan Evren mitinglerinde Kuran’dan ayetler okuyor, helikopterlerle kırsal alanlara Kuran’lar dağıtılıyordu.
Bugün şeriat yanlıları ve onları kullanan emperyalistler meyvelerini toplamaya hazırlanıyorlar.
Gelin onlara bu meyvelerin nasıl da zehir zıkkım şeyler olduklarını örgütlenerek ve onlara karşı omuz omuza vererek gösterelim. Başka kurtuluş yolumuz yok!